More
    Ana SayfaELEŞTİRİMünferit Tiyatro'nun "Kuşları Bile Vurdular" Tiyatro Oyununu sizler için yorumluyorum

    Münferit Tiyatro’nun “Kuşları Bile Vurdular” Tiyatro Oyununu sizler için yorumluyorum

    Münferit Tiyatro’nun imzasını taşıyan bana göre sezonun en etkileyici oyunlarından “Kuşları Bile Vurdular” tiyatro oyununu uzun zamandır merak ediyordum. Dün akşam sonunda izleyebildim.

    Münferit Tiyatro’yu 2023 yılında kuran Kübra Karatepe tarafından kaleme alınan ve oyunculuğunu kendi üstlendiği “Kuşları Bile Vurdular” tiyatro oyununun yönetmen koltuğunda Selena Demirli Doğan oturuyor.

    Konusundan bahsedelim kısaca; 1992-1995 yılları arasında Bosna Savaşı sırasında özellikle Sırplar tarafından Boşnaklara karşı Bosna-Hersek Cumhuriyeti (bugünkü Bosna ve Hersek) topraklarında yapılmış Bosna Soykırımı ya da Boşnak Soykırımı sırasında hayatının baharında daha 17 yaşındayken zorbalık ile ve okulda derslerini çalışıp sınavlara girmesi gerekirken, hayatın zorlu sınavı ile tanışan, tüm yaşadıklarına rağmen umudunu kaybetmeyen Nadina’nın hikayesi.

    Kaynaklar ne diyor; II. Dünya Savaşı’nın ardından Josip Tito’nun liderliğinde kurulan komünist Yugoslav Devleti 3 değişik din (Ortodoksluk, Katoliklik ve İslâm) ve çok sayıda etnik grubu (Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut, Sloven, Makedon) bir araya getiren bir ülkeydi. Sovyet Blokunda yerini aldı ancak zamanla bağımsız bir hâle geldi. 25 Haziran 1991’de Slovenya ve Hırvatistan, Almanya ve İtalya′nın desteklemesi ile bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eylül 1991’de de Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Şubat-Mart 1992’de Bosna-Hersek Devleti ülke çapında bağımsızlık ilan edilmesi konusunda bir referandum yaptı. Bosnalı Sırpların çoğunun boykot ettiği bu referandum bağımsızlığın kabul edilmesiyle sonuçlandı. 5 Nisan 1992’de Bosna-Hersek Cumhuriyeti hükûmeti bağımsızlığını ilan etti. 6 Nisan’da da ABD ve Avrupa ülkeleri Bosna-Hersek’in bağımsızlığını tanıdılar. Bağımsızlığın anayurtları olan Sırbistan’dan kendilerini koparacağını düşünen ve “Büyük Sırbistan” hayalleri olan Bosnalı Sırplar, Sırbistan’dan aldıkları askerî yardımlarla Bosna’da bir Sırp Cumhuriyeti kurduklarını ilan ettiler. Kendi bölgelerinde bulunan Müslüman (Boşnaklar) ve Katoliklerden (Hırvatlar) bu bölgeyi terk etmelerini istediler. Nisan 1992’de Srebrenitsa’nın (Boşnakça: Srebrenica) hemen dışında bulunan Bratunac köyünde, 350 Bosnalı Müslüman, Sırp paramiliter ve özel polis güçleri tarafından işkence gördüler. Burada yaşananlar hakkındaki bilgiler, ancak aylar sonra katliam sırasında çekilen görüntülerin yayınlanması ile anlaşıldı.

    Kendimce yine gördüğüm detayları sizlere aktarmak için değerlendirmeye geçiyorum değerli sanatsal faaliyetler takipçileri; birazdan yazacaklarım için başta “Münferit Tiyatro” olmak üzere tüm tiyatrolar, tiyatro ve sanatseverler ve tüm insanlık kusuruma bakmasın. Neden mi ? çünkü birazdan yazacaklarımın içinde kendim de varım. Amacım tabii ki hakaret değil. Ayrıca “Münferit Tiyatro” kurucusu Kübra Karatepe dün akşam bence takdirlik, ayakta alkışlanmalık, yüreklere dokunan bir performans sergiledi. Tüm insanlık kusuruma bakmasın kısmına geçecek olursam. Oyun konusu itibarı ile derin bir o kadar da çarpıcı anlatıma sahip. Hepimiz evet bizler, aslında monoton bir hayat yaşıyoruz, her gün kalk işe git, işten çık eve gel. Birer birey olduğumuzu duygularımızın olduğunu hatta insan olduğumuzu unutuyoruz. Ego savaşları, ailesel problemler günlük stresler v.b. Bosna Soykırımı ya da Boşnak Soykırımı sırasında hayatının baharında daha 17 yaşındayken zorbalık ile ve okulda derslerini çalışıp sınavlara girmesi gerekirken, hayatın zorlu sınavı ile tanışan, tüm yaşadıklarına rağmen umudunu kaybetmeyen Nadina’nın yada o kaosu, zorbalığı, açlığı çekenlerin yaşadıklarının yanında, bizim yaşadığımız için ve özgürce aldığımız her nefes için şükretmemiz lazım. Kübra Karatepe tarafından kaleme alınan metin savaşlardan, soykırımlardan veya zorbalıktan daha çok özgürlükten ve özgürlüğünü kaybetmiş insanların haykırışlarını duymamız amaçlı yazılmış. Yıl olmuş 2024 hala savaşlar devam ediyor. Savunmasız çocuklar, bebekler, yaşlılar, kadınlar savaşlarda zarar görüyorlar. Biz ego savaşı yaparken onlar gerçek savaşın içinde, biz ailemizden memnun değilken çoğunun ailesi gözlerinin önünde yok oluyor.

    Ayrıca büyük büyük laflar etmeden, umuda dair, insanlığa dair çok fazla şey anlatan cümleleri içinde barındıran bir metin. Oyundaki Nadina’ya kusursuz bir performansla hayat vermesi bir yana anlatmak istediğini seyircinin gözüne sokmak yerine olduğu gibi anlatmayı tercih ediyor Kübra Karatepe. Az sonra oyunculuğa da değineceğim.

    Rejiyle devam edelim; en başında belirteyim. Selena Demirli Doğan’ın Seyirciyi ilk saniyeden meseleye ortak eden bir yol izlediğini gördüm. İlk yönetmenlik denemesi olan “Montaigne” tarzında detaya önem veren, sahne tasarımında yine abartıya kaçmayı tercih etmeyen minimal bir sahne düzeni tercih etmiş. Dekor olarak sahnenin sağ küçük bir masa ve çevresinde oyun esnasında değiştirilecek kostümlerin olduğu küçük sandıklar. Masa üzeride küçük objeler. Ve yine Montaigne’in kalitesine yakın Işık tasarımı açısından loş ve metnin aktarılmasına hizmet eden bir Mahmut Çaymaz’a ait ışık tasarımı, metnin aktarılmasına hizmet eden özenle seçilmiş müzikler. Döneme uygun kostümler. Ara ara duyduğumuz sesler ve en önemlisi oyunun yazarı ve oyuncusu Kübra Karatepe ile Selena Demirli Doğan’ın takdire şayan uyumu. Yine on üzerinden 9 veriyorum. Bu zamanda tiyatro yapmak delilik Selena Demirli Doğan’ın, sabrını azmini uzun süredir gözlemleyen bir seyirci olarak on üzerinden on vereceğim günlerinde geleceğinden eminim.

    Oyunculuğa da kısaca değineyim; Yazının girişinde de bahsettiğim gibi, oyundaki Nadina’ya kendine has bir dille ve kusursuz bir performansla hayat vererek. Tek kişilik performans şeklinde sahnede bizler için anlattı Kübra Karatepe. Aslında bu bir oyun değil, biz dün sahnede oyun izlemedik oyun izlemek için sahnede oyuncu olması lazım öyle değil mi? Şöyle ki. Tabiri caizse Nadina kanlı canlı bir şekilde karşımızdaydı ve bize ailesini nasıl kaybettiğini, tüm yaşadıklarına rağmen insanlara karşı olan tükenmeyen sevgisini, iyi insanlarında hala var olduğunu, Boşnak Soykırımı sırasında kendisi gibi hayatın zorlu sınavı ile tanışan ve yaşama savaşı veren insanları ve daha bir çok bilgiyi oyunun başından son anına kadar gözünün yaşı kurumadan, deyim yerindeyse kendini paralayarak bizimle paylaştı.

    Son olarak başarılı bir metnin, dinamik bir rejiyle iyi bir oyunculukla buluşarak “Münferit Tiyatro” tarafından sahneye taşınmış, bana göre sezonun en etkileyici oyunlarından “Kuşları Bile Vurdular” tiyatro oyununu sizde sezon bitmeden muhakkak izleyin derim.

    En son yazıya oyun künyesini ve tarihleri bırakıyorum.

    Prodüksiyon: Münferit Tiyatro
    Yazar: Kübra Karatepe
    Yönetmen: Selena Demirli Doğan
    Yardımcı Yönetmen: Hilal Yapıcıoğlu
    Oynayan: Kübra Karatepe
    Işık ve Ses Tasarımı: Mahmut Çaymaz
    Ses ve Işık: Cemre Gözütok
    Fotoğraf: Nazife Odabaş

    4 Nisan/ Caddebostan Kültür Merkezi , 20:30

    18 Nisan/ Oda Tiyatrosu Mecidiyeköy , 20:30

    25 Nisan/ Asmalı Sahne, 20:30

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler