More
    Ana SayfaELEŞTİRİSes Getirecek Tiyatro Oyunlarından Biri Olan "Kafatası" Tiyatro Oyununun Yorumuyla Sizlerleyim

    Ses Getirecek Tiyatro Oyunlarından Biri Olan “Kafatası” Tiyatro Oyununun Yorumuyla Sizlerleyim

    Yapımcılığını Mustafa Kalkan’ın üstlendiği tiyatro sahneleri yine büyük bir kazanç Nazım Hikmet’in, ilk kez 1932 yılında Darülbedayi’de sahnelenen, “Kafatası” oyunundan uyarlanan “Kafatası” tiyatro oyunu dün akşam Şişli Tiyatrosu‘nda sanatseverlerle buluştu. Bizde Sanatsal Faaliyetler olarak oradaydık.

    Toplumsal sorunların hepsini cesur bir şekilde ele alan ve bu yüzden hiçbir zaman resmi makamlarca sevilmeyen Ama buna rağmen doğru bildiğinden asla şaşmayan tiyatro ve şiir dallarında Türk edebiyatının hemen her türünde pek çok eser yazan büyük değer Nazım Hikmet tarafından kaleme alınan, Arzu Önder, Şenol Önder’in sahneye yeniden uyarladıkları, Şenol Önder’in yönetmen koltuğunda oturduğu tiyatro oyununun kadrosunda Cem Burçin Bengisu, Zeynep Eylül Çırak, Cem Okyay, Görkem Örskıran, Selçuk Delipınar, Hafize Başak, Deniz İnanç, Sevim Erdoğan yer alıyor.

    Oyunun konusu kısaca şöyle; Etkileyici dekoru ve sınır tanımaz karakterleri ile vurucu bir trajikomedi olan oyun, Dolaryanda denen hayali bir ülkede geçiyor. Kafatası, verem aşısını bulduğu haberi ile dikkatleri üzerine çeken Dalbanezo isimli fakir bir doktorun, sermaye ve güç sahiplerince kumpasa düşürülmesini konu ediyor.

    Yoruma geçmeden önce kısa bir bilgi ile başlamak istiyorum; Nâzım Hikmet’in ilk taslaklarını Moskova’da olduğu yıllarda yazdığı oyun, Türkiye’ye döndükten sonra Muhsin Ertuğrul’un isteği ve teşvikiyle “Kafatası” adıyla tekrar yazılmış. 1932 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynanmaya başlayan oyun, dördüncü gösteriminden sonra Ankara’dan gelen bir emirle yasaklanıp ve gösterimden kaldırılmış.

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
    ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
    Amerikan donanması, topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim”.

    Ve hazırsanız yorumlamaya başlıyorum; beni artık bilen biliyor oyunla ilgili en ufak bilgi sahibi olmadan katkı sağlıyorum çoğu oyunlara bu oyunda onlardan biri Nazım Hikmet’in manevi miraslarından sadece biri “Kafatası”. “Kafatası” toplumsal bir gerçeği yer yer güldürerek ama çoğunlukla rahatsız edici biçimde anlatıyor. Olabildiğine sert, acımasız, gerçekçi ve bir o kadar da teatral bir eser var karşımızda. Haydi o zaman biraz daha detaya inelim. Rahatsız edici kısmı şu, toplumun belki de insanca yaşamamasının en büyük sebebi, maalesef insanoğlunun vicdanının egosunun önüne geçememesi. Güçlünün zayıfı ezme isteği. Acımasız ve gerçekçi olan kısmı ise maalesef, nasıl bir dünyada yaşamamız gerektiğine karar veren kapitalist sistem ve bu sistemin savunucularının ve baskıcı rejimin buyruğu altında ezilmemiz. Sert olan kısım zaten oyunun isminde saklı oyuna girerken düşündüm neden kafatası? ve aslında oyunun daha başında cevabımı çoktan aldım. Bizler yani biz insanoğlu, doğumumuzdan – ölümümüze kadar egomuzu doğru kullandığımız sürece minimum hasar görecek canlılarız. Ama bunun hala bilincinde değiliz maalesef. Burada çok önemli bir mesele daha var tabii ki o da kapitalizm. Aslında hakkını yememek lazım kapitalizm toplumların gelişmesi, bilimin ve teknolojinin gelişmesi açısından yararlı. Ama insanoğlunun egosu insanoğlunu hayvanlardan ayıran (oda ayrı bir tartışma konusu). Her şeyi hiçe sayıyor, tam anlamıyla orman kanunları ile yönetiliyor. İşte bu oyun işledigi konu itibarı ile, güçlü olanın var olmaya hakkı olduğu ve güçsüzün av olduğu bir sistem olan kapitalizmi eleştiriyor. Dolayısıyla neden kafatası? o da tarihe bir gönderme, ilkel çağlarda galip olanlar tarafından, eskiden kafatasının kafanın üst bölümünü oluşturan yani beyini koruyan kısmı alınır ve içerisi iyice temizlendikten sonra kadeh olarak kullanılırmış. Sanırım spoiler vermeden konuyu özetledim.

    Dün akşamki izlenimlerime rejiden bahsederek devam edeyim; toplumsal içerikli çok sağlam derin mesajlar içeren bir metin ancak az önce de belirttiğim rahatsız edici biçimde yazılmış. İlk halini izlemedim elbette yaşım yetmez ama bu hali için şunu söyleyebilirim Arzu Önder, Şenol Önder, sahneye yeniden uyarlarken sivri kısımları törpülemişler. Yer yer güldürerek anlatmayı tercih etmişler. Oyuncu performansları, koreografi, dekor, ışık tasarımı ve müzikler oyunun önermesine uygun. Şenol Önder’in rejisini ilk defa izleme şansı buldum. Oyuncu performansları üzerinde özenle durduğu açık şekilde belli. Zaten benim için gerisinin pek bir önemi yok ama sahnede kocaman bir kafatası dekora bayıldım. Finale doğru dev kafatası oyuncular tarafından tekrar birleştirildği kısım beni çok etkiledi.

    Oyunculukları da değerlendirerek devam edelim; kimden başlasam bilemiyorum. Bana göre oyunda yer alan tüm oyuncular ekip çalışmasını ve aralarındaki paslaşmayı gayet kontrollü yaptıklarından dolayı büyük bir alkışı fazlasıyla hak ediyor. Ve tabi ki sahne arkasındaki emekçiler de büyük bir alkışı hak ediyor. Ancak dah da önemli bir kaç detay gözümden kaçmadı izlerken. Oyun içinde 8 adet oyuncu var. Ancak bir çok farklı karakter var. Bu açıdan bakıldığında ön plana çıkan oyuncuların olması gayet doğal. Son olarak Zeynep Eylül Çırak için tiyatronun geleceği adına umutluyum. “Yaşasın Tiyatro” diyoruz ya işte tiyatronun yaşaması Zeynep Eylül Çırak gibi çocukları sanata daha çok özendirmekten ve bıkmadan usanmadan zevk alarak yapmalarını sağlamaktan geçiyor. O zaman finalde ne diyoruz “Yaşasın Tiyatro”.

    Nâzım Hikmet’in “Kafatası” eserini izlemezseniz çok şey kaçırırsınız benden söylemesi. Ajandanızda muhakkak yer verin.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler