More
    Ana SayfaELEŞTİRİ“Yaşamak İstiyorum” filmi 5 Nisan'da vizyonda

    “Yaşamak İstiyorum” filmi 5 Nisan’da vizyonda

    Yerli korku sineması için projeler üreten aynı zaman da “Anlatırsan Film Olur” isimli reality programa imza atan başarılı kardeşler Esma Şevik ve Çeken Adam lakaplı Yunus Şevik’in  25 milyon kişiye ulaşan “Anlatırsan Film Olur” programı sonucu hayata geçen, “Yaşamak İstiyorum” sinema filmi galası gerçekleşti. Torun Center Sinemalarında dün akşam gerçekleşen galaya çok sayıda davetli katıldı. Sanatsal Faaliyetleri bir kez daha onur konuğu olarak davet etmeyi ihmal etmediler.

    DRAS FİLM PİCTURES yapımcılığında… Senarist Esma Şevik’in çocukluğundan itibaren ayakta kalmaya çalışan Sevgi Görmez’in iniş çıkışlarla dolu gerçek hayat hikayesinden esinlenerek senaryosunu yazdığı, Yunus Şevik’in yönetmenliğini üstlendiği “Yaşamak İstiyorum” sinema filminin oyuncu kadrosunda Ayşegül Kaygusuz , Osman fındık , Esra Vural , Yavuz Aksoy , Gazel Yüksel , Esila Cömert, Erol Aydemir , Semanur Beren Aydemir , Hülya Ses , Eylül Akdağ, Muharrem Fındıcak, Aynur Mutlucan, Nihat Yılmaz, İlyas Çetin, Kazım Aslantaş, Tunç Alagöz V.b. bir birinden başarılı oyuncular yer alıyor.

    Filmin konusu ise kısaca şöyle: Sevgi Görmez’in 70’li yıllardaki çocukluk hayatından başlayarak günümüze kadar olan acılarla dolu hayatını her yönüyle anlatmakla beraber, bir kadının hayatının bir erkek yüzünden nasıl cehenneme dönüşebildiğini, bir annenin çocukları için mücadelesini ve hayata tutunuşunu gözler önüne seriyor.

    Spoiler vermemeye özen göstererek kendimce yorumlayayım hazırsanız. Öncelikle senaryodan başlayalım. Yerli korku sineması için projeler üreten başarılı kardeşler Esma Şevik ve Çeken Adam lakaplı Yunus Şevik’in daha önce iki adet korku filmini izleme fırsatı buldum. Başarılı kardeşler diyorum çünkü özellikle sinema sektöründe insanın kendisini ispatlaması bir açıdan çok kolay, bir açıdan oldukça zor. Kolay olan tarafı elbette eline kamerayı arkasına yapımcıyı alan herkesin bu işe gönül vererek yapabilmesi. Haddime değil tabii ortada bir emek varsa üretilen her eserin bir alıcısı muhakkak bulunuyor bu yüzden saygı duyuyorum. Zor olan tarafı ise sinema sektöründe kendinizi her kesimden izleyiciye yaptığınız işlerle sevdirmek, herkesin saygısını kazanmak ve en önemlisi gelecek için akılda kalıcı projeler üretmek. “Anlatırsan Film Olur” isimli reality programda böylesi akılda kalıcı projeler arasında önemli bir yere sahip neden mi? herkesin rayting kaygısı için uydur, kaydır, yalandan acitasyon yaptığı bu zamanlarda birebir gerçek yaşanmış hikayeleri rayting kaygısı için değilde, birini yada birilerini yargılamadan önce en azından bundan sonrası için görüneni değil, görünenin dışında bilinmeyen iç dünyalarını görebilmemiz amaçlı yapılmış bir reality program “Anlatırsan Film Olur”.

    “Anlatırsan Film Olur” programına konuk olan Sevgi Görmez’in iniş çıkışlarla dolu gerçek hayat hikayesini beyaz perdeye aktarma fikri şimdi sanattan anlamayan kimi kesim tarafından duygu sömürüsü olarak nitelendirecek olsa da. Aksine, hiçbir zaman insanların kötülüğü için kullanılmayan bir uğraşı varsa o da sanattır. Sanatın baş görevi, toplumun bilinçlenmesi, bazı durumlarda tedbir alması ve en önemlisi eğer başarabilirse insanların geleceğini kurtarması için çabalamaktır. İzlerken ister istemez şunu düşündüm. Her birimiz belli bir coğrafi bölgenin sınırları içerisindeki bir alanda doğuyoruz, doğduğumuz yerle aynı ya da başka bir yerde büyüyoruz, yaşıyoruz ve nihayetinde bütün canlılar gibi ölüyoruz. Coğrafya gerçekten kader midir? sorusu kemirdi beynimi. “Öldürmeyen acı güçlendirir” derler. Öldürmeyen acı gerçekten güçlendirir mi ? çocukluğumuzda hepimiz masum ve günahsız olarak dünyaya geliyoruz ve maalesef ailemizi kendimiz seçemiyoruz. Ben bu konuda biraz şanslıyım tek çocuk olduğumdan kardeşe yada abiye, ablaya ihtiyaç duyduğumdan kızkardeşlerimi kendim seçtim. Neyse konuyu dağıtmayalım devam edelim. Toplumumuzun kanayan yaralarından kadına şiddet maalesef bu hikayede de var. Evrenden bakıldığında hepimiz birer karıncaya benziyoruz. İzlediğim hikayeden yola çıkarak şunu söyleyebilirim. Acılarla dolu hayatına ve tüm olumsuzlukların üst üste gelmesi sebebiyle ölümü yani kendisini öldürmeyi bile düşünmesine rağmen, yumuşak, sevgiyle dolu bir kalbi olan ve mücadeleyi elden bırakmayan dev bir kadın Sevgi Görmez. Son bir şey ekleyeyim hepimiz sınavdayız bazen en kötüsü bizim başımıza geliyor sanıyoruz. Nefes aldığımız ve hala yiyecek ekmeğimiz olduğu için şükredelim gerisi fasa fiso.

    Rejiden bahsedelim kısaca; daha önce de söyledim, Yunus Şevik’in en büyük artısı yaptığı işe önce kendisi inanan bir yönetmen olması. Sevgi Görmez’in hikayesine tümüyle bağlı kalarak yine pek çok ayrıntıyı da ince ince düşünmüş. Kamera açıları, flashbackler, yer ve mekan seçimleri yine hoşuma gitti. Görüntü yönetimi bakımından da güçlü e daha ne olsun. Şu ana kadar izlediğim üç film oldu bundan yola çıkarak rahatlıkla söylüyorum. Bana göre akıllı, zeki, ne yapığını bilen ve yedinci sanat sevdalısı bir yönetmen Çeken Adam lakaplı Yunus Şevik.

    Diğer bir önemli konuya oyunculara da değinelim; ah o kötüler ah kötü karakterler. İlk kötülerden başlayacağım. Şüphesiz ki bu hikayedeki en kötü karakter Sevgi Görmez’in babası. Keşke bu sadece yazılan senaryoda kalsa herkesin anne yada baba olamayacağını dün akşam bir kez daha gördük. Sevgi Görmez’in babasını canlandıran Osman Fındık o kadar başarılıydı ki izlerken sanırım herkes en az benim kadar nefret etmiştir böyle bir babadan. Herkesin koca değilde daha saf anlamıyla hayat arkadaşı olamayacağını da dün akşam bir kez daha gördük. Sevgi Görmez’in eşini canlandıran Yavuz Aksoy’da bu anlamda rolünün hakkını bir diğer isim. Umarım spoilera girmiyordur ama söylemek zorundayım. Sevgi Görmez hanımın en büyük sınavı; ne babası ne de kocası bana göre. Maalesef hipokrat yemini eden doktorlar. Onu hayata döndürenin yine bir doktor olduğunu düşünürsek. Yine net bir cevap alıyoruz. Herkesin doktor olamayacığını da Tunç Alagöz’ün süslediği başarılı bir oyunculukla görmüş olduk. Benim filmin sonunda ilk sorduğum soru nasıl bir doktor bilerek ve isteyerek bir hastayı ölüme terk eder? oldu. Detaylar filmde muhakkak izleyin. Birazda ana karakterlerden bahsedelim. Muharrem Fındıcak, Aynur Mutlucan, Nihat Yılmaz, İlyas Çetin, Kazım Aslantaş hikayede yüzümüzü güldüren hala iyi insanlar var dedirten saf iyiler. Buradaki saf, saf kötülüğe karşı saf iyilik anlamında. Esma Şevik ve Yunus Şevik filmde can alıcı noktalarda konumlanmış. Sevgi Görmez’in çocukluğunu canlandıran Gazel Yüksel bana göre geleceğin an parlak yıldız adayı. Sevgi Görmez’in annesini canlandıran Esra Vural anneliğin kutsallığı açısından önemli bir yer tutuyor. Kardeşlerini canlandıran oyuncularda en az saydığım isimler kadar iyilerdi bu filmde bazı noktalarda inandırıcılık zayıftı diyebileceğim bir tane oyuncu yok . Ama bir isim var ki Sevgi Görmez’in yaşadıklarını hissederek canlandıran Ayşegül Kaygusuz. Ben abartıyı sevmem Filmin başladığı ilk andan final anına kadar büyük bir dikkatle izledim. Ayşegül Kaygusuz’un oyunculuk performansı gerçekten etkileyici. Yanlızca metne ve rejiye bağlı kaldığını düşünmüyorum.

    Sonuç olarak, iyiliğin saf kötülüğe karşı her zaman kazandığı bir dünyayı biz olmasak olmasak gelecek nesiller umarım görür, gidilip görülmesi gereken, izleyen seyircilerin pişman olmayacağını düşündüğüm Yaşamak İstiyorum” sinema filmini ajandanıza not alın ve izlemeyi ihmal etmeyin bence. Küçük bir ekleme yapmak istiyorum; “Yaşamak İstiyorum” filmi 5 Nisan’da Türkiye’de 11 Nisan’da Azerbaycan’da vizyonda. Azerbaycan demişken Elshad Hakverdi filmde set amiri olarak görev almış aynı zamanda İlyas Çetin’in menajerliğini üstlenmiş.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler