More
    Ana SayfaELEŞTİRİ“Gabo İllias” Tiyatro Oyununu sizler için yorumluyorum

    “Gabo İllias” Tiyatro Oyununu sizler için yorumluyorum

    Hayal dünyası geniş yazarlar arasında yer alan Elçin Gürler’in kaleminden “Gabo İllias” Tiyatro Oyununu dün akşam Pax Sahne‘de izleme fırsatı buldum.

    “Gabo İllias” tek kişilik bir oyun. Elçin Gürler’in kaleme aldığı metnin Tamer Can Erkan tarafından yaklaşık 55 dakika süresince interaktif yani seyirci katılımlı biçimde rejisi yapılmış. Yaşadıklarına rağmen Yerin beş kat altında görünür olmaya çalışırken hayallerine tutunan bir genç adamın öyküsü. Oyunda Lütfi Can Bulut, 29 yaşındaki bir Metro Güvenlik Görevlisini canlandırıyor.

    Kendimce yine gördüğüm detayları sizlere aktarmak için değerlendirmeye geçiyorum değerli sanatsal faaliyetler takipçileri; Dün akşam izlediğim “Gabo İllias” Tiyatro Oyununda pek çok detay var. Elçin Gürler bu kez, işini iyi yapanlara sözüm yok arada ve genellikle benim sınavım olan güvenlik görevlilerinden birisini merkezine alarak hayatın çoğu zaman acımasız olduğu ile ilgili söyleyecek sözü olan düşündüren ve bunu yaparken de yine güldüren, eğlendiren sonu sürpriz finalli bir metin yazmış. Genellikle benim sınavım olan güvenlik görevlileri demişken bu oyunun konusu vesilesi ile ukala, kendini bilmez güvenlik görevlilerine sesleniyorum lütfen şu ukala tavırlarınızdan vazgeçin ben kendimi tiyatro ve sanat camiasına kabul ettirmiş bir değerim. artık herkes kendini ve haddini bilsin.

    Yeniden dönelim oyuna farklı reji anlayışı bu sıra dışı oyunda da karşımıza çıkıyor. Oyunun başlamasına birkaç dakika kala özel bir güvenlik görevlisi karşılıyor bizi, çok ciddi bir tavırla önce bizleri yerimize oturtuyor. Sonra biz sahnede oyuncuyu beklerken şok geçiriyoruz. Az önce bizi sahneye alan, yer gösteren güvenlik görevlisinin beklediğimiz oyuncu olduğunu oyunun da çoktan başladığını öğreniyoruz. Sonrası biz seyircilerin içine dahil olduğu, yaklaşık 55 dakika süresince interaktif oyunun keyfini çıkarıyoruz.

    “Gabo İllias” Tiyatro Oyununda pek çok detay var. Akraba evliliği, başlık parası, Anadolu’nun bitmek bilmeyen abuk subuk töreleri üstelikte Yozgat gibi Türkiye’nin Kolombiya’sı olarak görülen bir şehirde. Sadece bunlar da değil elbette; sonradan görme gurbetçiler, kuraklık zamanında yağmur duasına çıkan cahil bir kesim, en önemlisi kalabalığın içinde yaşanan yalnızlıklar. Nobel Ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez’in 1981 yılında yayınlanan Kırmızı Pazartesi Yüzyıllık Yalnızlık romanına da selam çakmış Elçin Gürler. detaylar oyunun içerisinde mrak edenler oyunu izleyip merakını giderebilir. Şahsen ben sıkılmayacağınızın garantisini bizzat veriyorum. Bu arada güldüren, eğlendiren bir oyun dedim sonu sürpriz ve bir o kadar sarsıcı finalli bir metin.

    Rejiden bahsederek devam edeyim dün akşamki izlenimlerime; Daha ilk bakışta gözle görülen büyük bir emek var. toplumu sarsmak ve kendine getirmek amaçlı yazılmış olsa da interaktif olması sert bir yorum ile izleyeciğimiz oyunu yumuşatarak sunmuş bizlere. Ve her ne kadar Elçin Gürler tarafından dramı daha doğrusu, duygu geçişleri bakımından trajikomik ve sürpriz dolu kurgulanmış olsa da gerçekçi bir bakış açısıyla sahnelenmiş. Sahnede oyunculuğu gölgelememek için, sahneyi gayet sade ve yalın bırakmış Tamer Can Erkan, dekor olarak sadece oyuncunun seyirci karşısında performansını sergilerken yaşadığı duygu, keder ve sevinci, biz izleyenlerine daha yoğun yaşatmak için sadece bir sandalye kullanmayı tercih etmiş. Kostüm ve aksesuarlar, Işık ve ses tasarımı açısından da baktığımda benim açımdan güzeldi. Oyunda seçilen türküler ve müzikler şahaneydi.

    Kısaca oyunculuğa da değineyim dilerseniz; izlediğim tüm tiyatro oyunlarında oyunculukları değerlendirmek benim için çok ama çok zor. Bu sebeple izlediğim her oyunu başladığı ilk andan final anına kadar büyük bir dikkatle izliyorum. Lütfi Can Bulut’un sahne performansı gerçekten anlatması tarifsiz bir his. Bence yanlızca metne ve rejiye bağlı kalmamış kendinden çok şey katmış. Sahne ve seyirciler tamamen Lütfi Can Bulut’un hakimiyetindeydi diyebilirim, Biz izleyicilerini etkisi altına almayı başardı ama bunda en önemlisi İlyas karakterini içinde hissederek, yaşayarak ve bize yaşatarak oynamasıydı. Hikayedeki Yozgat’ın bir köyünden gelerek, İstanbul’da bir Metro istasyonunda işe başlayan güvenlik görevlisinin şehrin kalabalığında yalnız kalan ruhunun haykırışları, tüm yaşadıklarına rağmen hayata tutunma çabası, çoğunlukla güldüren, finale doğru gözleri dolduran, duygudan duyguya geçiş anları için izlenmeye değer bir oyunculuk performansı sergilediğini düşünüyorum.

    Dip not :Dip not : 12 mart Salı 20.30, 21 mart Perşembe 20.30 Asmalı Sahne. Ajandanıza not almayı ve izlemeyi unutmayın benden söylemesi diyerek yorumumu burada sonlandırıyorum.

    https://www.instagram.com/gaboillias?igsh=cmtmeDVkbHExdHg4

    Genel Yayın Yönetmeni: Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz