Notice: _load_textdomain_just_in_time işlevi yanlış çağrıldı. Translation loading for the td-cloud-library domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Ayrıntılı bilgi almak için lütfen WordPress hata ayıklama bölümüne bakın. (Bu ileti 6.7.0 sürümünde eklendi.) in /home/sanatsa5/domains/sanatsalfaaliyetler.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6121
Tiyatro Dizi Ve Sinema Oyuncusu Kirkor Dinçkayıkçı’nın hayatı ve kariyeri ile ilgili konuştuk | Sanatsal Faaliyetler
More
    Ana SayfaRÖPORTAJTiyatro Dizi Ve Sinema Oyuncusu Kirkor Dinçkayıkçı'nın hayatı ve kariyeri ile ilgili...

    Tiyatro Dizi Ve Sinema Oyuncusu Kirkor Dinçkayıkçı’nın hayatı ve kariyeri ile ilgili konuştuk

    Mütevazı kişiliğinden ödün vermeden yıllarca tiyatroda, dizi ve sinema sektöründe emek harcamış, çalıştığı tüm projelerde başarıyı yakalamış değerli İnsan Kirkor Dinçkayıkçı’nın hayatı ve kariyeri ile ilgili siz sanatsal faaliyetler takipçileri için konuştuk.

    Bize Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?

    “21 eylül 1964 İstanbul doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimden sonra 1979 yılında kapalı çarşıya çırak olarak girdim. kuyumcu mıhlayıcısı yanında, kuyumcu mıhlayıcılığı nedir? pırlantayı altının üzerine işleyen adamdır. 2013 yılına kadar bir fiil bu mesleği sürdürdüm. 2013 yılında emekli olduktan sonra tamamen oyunculuğa döndüm. 1992 yılında amatör olarak tiyatroya başladım, 1997 yılında televizyon dizilerinde oyunculuğa başladım. Daha sonra 2005 yılında Hadi Çaman Tiyatrosu’nda tiyatro ustam Kevork Türker’den onun rolünü devralarak profesyonel tiyatroya adımımı attım. “Hisse-i Şayia” oyunuydu. Bu arada kuyumculukta devam ediyordu. Bir çeşit hobi gibiydi tiyatro ama profesyonel oyunculuğa da başlamıştım. Böylece 2010 yılında rahmetli Mehmet Ulay ile “Sakıncalı Piyade” oyunuyla ikinci kez profesyonelliğe dönüş yaptım. Çünkü bir yandan kuyumculuğa devam ediyordum. Dediğim gibi 2013’te emekli olduktan sonra tamamen oyunculuğa döndüm. 2015 yılıydı sanırım, genel sanat yönetmenliğini Süha Uygur’un yaptığı Uygur Sanat Tiyatrosu’nda tamamen profesyonel olarak tiyatroya geçtim o gün bugündür hala o ekiple bağımız devam eder. “Patron Çıldırdı”, “Akidezadeler”, Ramazan oyunu “Şehr-i Şahane” oyunlarında uzun yıllar beraber çalıştık. Daha sonra 2017’den 2021’e kadar Cengiz Küçükayvaz Tiyatrosu’nda da görev aldım. “Yalan Dolan”oyunu ile sahneye çıktık. Sonra Ramazan oyunları ile sahneye çıktık. Tiyatro hayatım böyle. Dizi oyunculuğumda ise 1997 – 2013 yılları arasında ufak rollerle sürerken, emekli olduktan sonra “Karadayı” dizisiyle ana karakterlerde rol almaya başladım. Daha sonra “Not Defteri”, “Poyraz Karayel”, “Tehlikeli Karım”, “Yüz Yüze, “Babil”, “Hayat Şarkısı”, “Bambaşka Biri” dizilerinde ana cast ve son dönemde isimlerini hatırlamadığım birkaç dizide yan cast olarak oynadım. Son işimde “Sandık Kokusu” adlı dizide Dr. Mehmet karakterini canlandırdım. Sinema filmlerim de oldu, geçen yıl vizyondaki “Hadi Hayırlısı Istakozun Haritası” komedi filminde Papaz rolündeydim. Geçen yıl Netflix ve Amazon Prime da yayınlanan “Merve Kült” ve “Rüyanda Görürsün”. Son olarak da bu yıl vizyona girecek olan, Yetkin Dikinciler ve Engin Alkan’ın da rol aldığı “Yakamoz” adlı filmde rol aldım.Halen oyunculuğum devam ediyor”.

    Sizi Tiyatroya Yönlendiren Şey Ne Oldu Hayatınızda?

    “Aslında beni tiyatroya yönlendiren abimdi diyebilirim; Şöyle ki, aşağı yukarı abim 18 yaşlarındayken, ben de 13 yaşlarındaydım. O da amatör olarak tiyatro oynuyordu, bizim dernek tiyatrolarında, okul dernekleri tiyatrolarında, bizim Pangaltı Lisesi’nden Yetişenler Derneği’nde. Baş tiyatro ustam diyeyim, 2010 yılında vefat eden rahmetli Misak Toros, kendisi amatör ekipteki birçoklarımızın da tiyatro ustası olmuştur. Onun bir iki oyununda abim rol alıyordu, ben de tabii daha 13 yaşlarındaydım onun ezberini tutuyordum, o hevesle onun oyunlarına gidiyordum. Daha sonraki yıllarda yine Misak Toros ile beraber oyunculuk deneyimlerim başladı. 1992 yılında amatör olarak başladım tiyatroya. tabii daha sonra yine Misak Toros’un ustamın da destekleriyle yoluma devam ettim. Sonralarında, yeni dönemlerde artık tiyatro yönetmeliğine kadar, yönetmenlik demeyeyim ama hasbel kader aşağı yukarı 13 – 14 oyun yönettim”.

    Sanata Olan İlgi Hangi Ülkede Daha Fazla Size Göre Türkiye’de mi? Avrupa’da mı?

    “Bendeki hassas bir noktaya değinmiş oldunuz. Sanat derken eğer tiyatro dalından bahsediyorsak; şöyle diyeyim, sanatın, Türkiye’de en ufak bir olay olduğunda, ülkeyi sarsan bir olay olduğunda, işte ne bileyim bir deprem felaketi, bir krizi patlaması, sel baskını filan, bir şey olduğunda, ilk olarak çözemediğim nasıl bir önlemse. İlk kapananlardan bahsediyorum, tiyatrolar kapanıyor gösteri yapmıyorlar. Pandemi başladı tiyatrolar kapanıyor veya ne bileyim bir yerde bir bombalama oluyor, bir terör saldırısı oluyor, baş sağlıkları dileniyor. Tabii ki olması gereken bu ama bu arada meyhaneler açık, restoranlar açık, sinemalar açık, spor müsabakaları serbest onlarda hiçbir şey yok ama tiyatrolar kapanıyor şimdi ben size sorayım. Türkiye’de mi ilgi daha çok Avrupa’da mı? Avrupa’da böyle bir şey bugüne kadar duymadım. herhalde sanırım bundan sonra da duymayız”.

    Neden Tiyatro?

    “Profesyonel oyuncu olsam da, amatör olarak başlayıp hala içimdeki o amatör ruhun devam ettiği büyük bir haz duyduğum bir sanat dalı tiyatro. 36 yıl bir fiil el sanatı sanat yapmış bir zanaatkar olarak, daha önce de söylediğim gibi çocuk yaşlarda ilgimi çekti ve sahnede olmak,seyircinin karşısında olmak büyük haz veriyor. Hatta bazen sorarlar “sinema mı?, tiyatro mu?”, filan diye bence ikisi çok farklı şeyler. Yani setlerdeki oyunculuk ile tiyatro sahnelerindeki oyunculuk aynı değil. Çünkü tiyatro canlı, hayatı o anda yaşıyorsunuz, geri dönüşünüz yok. O anda ağzınızdan çıkan kelimelerin geri dönüşü yok, oyunculuğunuzun geri dönüşü yok. Tiyatro, Hayat desem daha doğru olacak”.

    Tiyatronun Hayatınızdaki Yeri Nedir?

    “Tiyatronun hayatımdaki yeri; evet birbirine bağlantılı güzel sorular bunlar. En sıkıntılı anlarımda… nedir bunlar ? şöyle izah edeyim. Babam öldüğünde amatör oyuncuydum, henüz dediğim gibi bizim dernek tiyatrolarından birinde oynuyordum. Babam vefat etti, ertesi günü oyun vardı, yönetmenimiz ve oyuncu arkadaşlarım ne yapacağımı merak ediyordu. Ertesi günü ben sahnedeydim. Annem vefat etti, Uygur Sanat Tiyatrosu’nda profesyonel oyuncuydum artık, başrolünü Cengiz Küçükayvaz’ın oynadığı “Akidezadeler” oyununun oyun provasındaydık, provada olduğum için dediler ki “Kirkor abi sen gelme bir hafta kadar, en azından acını yaşa” ben ertesi günü prova’ya gittiğimde “ne yaptın abi? niye geldin?” diye sordular. Bende onlara böyle daha iyi hissediyorum, huzur buluyorum, kafamı dağıtıyorum dedim. bir üçüncüsüne geleceğim canımın içi abimi kaybettiğimde turnedeydik Turne yolundaydık, Balıkesir Dursunbey’e vardığımızda “Şehr-i Şahane” adlı Ramazan oyunundaydık yine Cengiz Küçükayvaz’la sahneyi paylaşıyordum. Süha Uygur’un Uygur Sanat Tiyatrosu’nda, abimin vefat ettiğinin haberi geldi, Dursunbey’e indiğimizde Süha Uygur’un eşi Filiz Hanım ve Cengiz “hadi abi, sen bir otobüse bin İstanbul’a dön” dediler, hayır dedim, ben sahneye çıkacağım oyunu oynayacağız, insanları ortada bırakamayız. Oyunumu oynadım, akşam otobüse binip geri döndüm İstanbul’a. Buradaki cenaze organizasyonlarını halledip ertesi günü İzmir’e döndüm. çünkü oyun vardı. Dolayısıyla tiyatronun hayatımdaki yeri o sahne bambaşka bir şey beni rahatlatan bir yer orası”.

    Tiyatroda Oynamadığınız Fakat Oynamak İstediğiniz Bir Oyun Ya da Karakter Var Mıydı?

    “Oynamak isteyip de oynayamadığım Bir rol demeyelim. Çünkü benim için rolün küçüğü büyüğü yok. ışıklarda uyusun Misak Toros ustam öyle öğretti. Daha sonra ben bunu Süha Uygur’dan da öğrendim, Cengiz küçükayvaz’dan da öğrendim. Uygur Sanat’taki ilk gerçek devamlı profesyonellik hayatımda yine rahmetli Sezai Aydın usta ile sahneyi, başrolü paylaşırken de bunu öğrendim. Rolün küçüğü, büyüğü yok. Dolayısıyla bu soruya şöyle bir cevabım olacak… hayır hiç böyle bir duygum olmadı. Ah ben şu rolde oynasaydım ya da onun yerine ben oynasaydım vb. Yani o arkadaş öyle değerlendirir, öyle oynar. Ben başka değerlendiririm, başka oynarım. Önemli olan yönetmenin istediğini yapabilmek. Tiyatro oyununda, dizide, sinemada veya televizyonda, yönetmenin istediğini yapabiliyor musunuz? bir de böyle düşünmek lazım. sizler ne kadar bir hayat versenizde, ortak bir karakter yaratmak çok önemli”.

    Türk Seyircisinin Tiyatro Ve Sahne Sanatlarından En Büyük Beklentisi Nedir Sizce ?

    “Seyircinin tiyatrodan beklentisini bilemem de, tiyatrocunun seyirciden beklentisi diyelim. Çünkü başkasının beklentisini bilemem… muhtemelen seyirci haklı olarak hep güzel şeyler izlemek ister ama tiyatrocunun seyirciden beklentisi oyuncuya, sanatçıya, tiyatroya daha çok değer verilmesi. Çünkü sağ olsun belediyelerimiz halka hizmet olarak oyunları alıyorlar ve ücretsiz oynatıyorlar, halka ücretsiz evet bu bir hizmet ama ne yazık ki bedava olan her şeyin değeri de bedavadır. Yani hiç olmazsa bileti 5 lira, 10 lira yapsalar. Oraya gelen seyircinin duygusu, düşüncesi tamamen farklı oluyor. Bedava oyuna gelen seyircinin skalası daha farklı oluyor. O yüzden tiyatrocunun da seyirciden beklediği seyirciden beklediği bu değil”.

    Tiyatronun Hangi Özelliği Sizi Etkiliyor?

    “Tiyatro baştan sona beni etkiliyor. Sahne üstü, sahne arkası, sahne önü. Ama son dönemde yönetmenlik ruhu yani bir şeyler yaratabiliyor olmanın mutluluğu da beni etkilemiş durumda. Ama sahnenin üstünde olmak, ayrı bir keyif. Nasıl diyeyim? sahnede oyuncu arkadaşlarla tek vücut olmak, bir takım olmak. Sahnenin üstünde seyircinin karşısında sadece sizin bildiğiniz bir teksti, bir karakteri canlandırıp, bundan keyif almak. hem seyirciye keyif vermek, eğlendirmek. Dramda da, komedi de bir eğlence şekli çünkü. Çok farklı bir duygu tiyatroda beni etkileyen şey bu bence”.

    Oyunculuk Ve Bunu Gerçekleştirdiğiniz Yer Olarak Setler Sizin İçin Ne İfade Ediyor?

    “Dürüst olmak gerekirse setler şöyle diyeyim; Televizyon dizilerinin maddi açıdan daha ön planda geliyor. Ekonomik olarak bir oyuncunun da yaşaması lazım. Orası apayrı bir dünya oradan da keyif alıyorum, orada da çok güzel işlerde bulundum, çok özel insanlarla beraber çalıştım. Mesela Çetin tekindor gibi, Kenan İmirzalıoğlu gibi. İlk aklıma gelenler. En son Demet Akbağ gibi birçok ustayla sahnelerim oldu ve onlardan da oyunculuğun farklı yönlerini görür oldum. Ama dediğim gibi orası bir tık daha rahat. Çünkü Evet %100 ezberle gidiyorsunuz oraya ve orada da son anda sizden istenen şeyler olabiliyor ama, olmadı baştan, olmadı baştan, şansınız var. Tiyatroya nazaran daha cansız gibi geliyor bana orası ama setlerde olmaktan da büyük keyif alıyorum, büyük haz alıyorum. Oyunculuktan haz alıyorum sanki öyle demek daha doğru olacak”.

    Karın Doyuran Bir Meslek Mi Sizce Oyunculuk?

    “Oyunculuk karın doyuran bir meslek mi? (gülüyor). Ancak bu soruya gülerek cevap verebilirim. Şimdi tabii insanların gözü boyanıyor TV dizilerinde şöhretleri görüyorlar. Aaa biz de oyuncu olalım, öyle şöhret olalım. Bunun bedelini düşünüyorlar mı? acaba. Çünkü gerçekten zor bir şey. Şöhret olduğunuzda insanların gözü önünde bulunduğunuz andan itibaren hayatlarınız da onların gözü önünde ve sanki hayatlarınıza ortak oluyor gibi oluyorlar. Bunu yaşıyorsunuz, tanınınca daha çok yaşıyorsunuz. Özgür değilsiniz özgürlüğünüzden veriyorsunuz. Dolayısıyla oyuncu olmak o kadar da aman ne kadar güzel, oyuncu olalım her şey bitsin, dünya bizim olsun. O kadar kolay değil. O kadar yüksek kapasitedeki oyuncular da oralara gelene kadar neler çekmiştir? bunu da düşünmek lazım. İlla da çok şöhretli oyuncu olmak gerekmiyor. Bunu da parantez olarak söyleyeyim. Ama benim şahsi fikrim tabii bu çocuklara gençlere söyleyeceğim şey önce elinizde bir meslek dalı daha doğrusu eğitim dalı bulunsun. Üniversite eğitiminizi herhangi bi dalda yapabilirsiniz. Sonra ikinci dal olarak oyunculuğu da okuyup oyuncu da olabilirsiniz. Yada amatör olarak da oyuncu olabilirsiniz. Amatör olmak da kötü bir şey değil. Oyunculukta da amatörlük var ve en azından o çok sevdiğiniz eğer seviyorsanız içinizde o haz varsa sahneye çıkma tiyatro duygusu varsa amatör oyunculukla da bunu giderebilirsiniz ve böylelikle de hem siz bi üniversite mezunu olduğunuzu düşünün elinizde bir halka olur bileğinizde bir bilezik olur. Oyunculuk da bunun destekçisi olur hayatınızdaki deşarj yeri olabilir oyunculuk. Şahsi fikrim böyle düşünüyorum”.

    Canlandırmayı Çok İstediğiniz Bir Karakter Var Mı?

    “Hayır öyle bir şey yok. Daha önce dediğim gibi benim önüme gelen bütün roller, benim düşünceme, benim fikrime, benim tipime uygunsa. Kendim eğer ona bir şeyler katabiliyorsam. hangi rol olursa olsun benim için fark etmez. Rolün küçüğü büyüğü olmaz”.

    Boş zamanlarınızda en çok neler yapmaktan hoşlanırsınız?

    “Bir oyuncu olarak, ne yazık ki okuma tembeli bir oyuncuyum. Aslında öyle olmamam gerektiğini çok iyi biliyorum ama boş zamanlarımda bol bol kitap okumayı çok isterdim. Okumayı severim ama demek ki çok da sevmiyorum yoksa her boş zamanımda kitap okuyabilirdim. Kitap okumuşluğum var tabii ki yani hiç de kitap okumadım değil ama kitap kurdu değilim öyle diyeyim. Boş zamanlarımda ne yaparım? müzik dinlerim, TV izlerim demeyeyim çünkü çok dizi falan da seyreden bir insan değilim. Ama yapacak bir şey buluyorum. Boş zamanlarımda sanki kafa dinlemek, dinlenmek daha iyi oluyor . Arkadaşlarımla buluşmak, sohbet etmek, bir kahve içmek veya tiyatro sinema konuşmak. Boş zamanlarımı başkalarıyla değerlendirmek daha iyi benim için”.

    Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

    “Son olarak okuyacak kişilere selam sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Sağlıklı huzurlu mutlu barış içinde geçecek günler diliyorum. Yani nasıl diyeyim, sağlık. huzur ve barış gerçekten de önemli gibi geliyor bana her şeyden önce. Ve bol sanatlı günler sadece tiyatro değil, sinema da olur, müzik olur, konser olur. Bol sanatlı günler diliyorum. Hepsine teşekkür ediyorum size de”.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler