Hayat ve Ölüm ana fikri üzerinden, ciddi konular üzerinde çok detaylı, titiz bir şekilde durarak, sorgulayan ve bizlere sorgulatan Kara Komedi türündeki “Borderline” tiyatro oyununu. Oda Tiyatrosu’nda nihayet izleyebildim.
Genellikle yazdığı oyunları seyrederken hayatı sorgulama fırsatı bulduğumuz yazarlar arasında yer alan Kaan Erkam’ın kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Taha Aykın’ın oturduğu, “Borderline” tiyatro oyununun oyuncu kadrosunda Gökhan Yet ve İdil Demet Şimşek yer alıyor.
Ruhu arafta kalan Borderline kişilik bozukluğu olan bir ölünün, Melek ile arasında geçen eğlenceli diyaloglarıyla, Hayat ve Ölüm ana fikri üzerinden, ciddi konular üzerinde çok detaylı, titiz bir şekilde durarak, sorguluyor ve bizlere sorgulatıyor.
Hazırsanız yorumlaya başlıyorum; Daha önce söylediğim gibi Kaan Erkam hayal penceresi geniş ve vitrini oldukça süslü, ciddi anlamda keyif aldığım yazarlardan biri. Aslında bunu söylerken dostluğumuzu hep arka plana atıyorum. Sahne hakimiyetimi bilen bilir. Daha önce de çok karmaşık bir hayal vitrini olduğunu söyledim. dün akşamki sahne gözlemlerime dayanarak söyüyorum “Borderline” yine bunlardan biri. Ve “Borderline” yine, bir önceki oyun “Montaigne” gibi Masalsı, Romansı, Şiirsel, Karşıt Gerçekçi, Gerçekçi bir o kadar da Fantastik.
“Borderline” bana ne anlattı ? bu sorunun cevabına geçmeden önce bir diğer soruyu yanıtlayayım. Ben tiyatroyu neden bu kadar seviyorum? hayat o kadar acımasız ki her gün dünyada yaşanan olaylar, savaşlar, açlık ve tüm bunlara rağmen yaşam savaşı veren bizlerin bireysel sorunları tiyatro bireysel sorunlarım ve hayata karşı kalkanım oluyor. Tabiri caizse ne zaman sorunlar topla, tüfekle üstüme gelse tiyatro imdadıma yetişiyor. gelelim “Borderline” bana ne anlattı ? sorusunun kendimce yanıtına Hayat ve Ölüm, Adalet, Aşk, Sevgi, Sadakat, Çare ve Çaresizlik, Evlilik, Doğum, Kader, Ergenlikte Kadın ve Erkek. Rabbim günah yazmasın, Tanrıdan medet ummak ya da ummamak v.b. temel yaşamsal yada şöyle söyleyeyim, hayata tutunmak için ihtiyacımız olan temel kavramlar ile doğumdan ölüme kadar olan yolculukta hepimizin yaşadığı farklı deneyimler var bu oyunda. Ayrıca çok ama çok ciddi lafları sıralarken aynı zamanda çok da hırpalamadan, taşın altına elini koyan bir metin.
Rejiden devam edeyim kısaca; Kaan Erkam’ın kaleme aldığı metin yine yeniden olabildiğine sert ama kafa yarmayan, gayet keskin ama bir o kadar can yakmayan cinsten. Yönetmen koltuğundaki Taha Aykın, sahne tasarımında minimal ve bir o kadar şık abartıya kaçmayan sade bir tasarım tercih etmiş, sahnenin sağ ve solunu süsleyen, beyaz renkte, cenneti ve cehennemi temsil eden perdeler. Ara ara duyduğumuz dış sesler. Dekor olarak sahnenin tam ortasında sadece kafa kısı kapaklı bir tabut. Işık tasarımı metnin aktarılmasına uygun net ve göz yormayan cinsten. Oyuncu yönetimi açısından da baktığımda göze çarpan çok büyük hatalar yakalamağımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Kısaca kendimce oyunculuklara da değineyim; ben haddini ve nerede durmasını bilen bir eleştiri yapmayı her zaman tercih ediyorum eleştirirken ahkam kesmeyi sevmiyorum. felsefem dostluk ayrı, iş ayrı felsefesi. Yıllardır tiyatro izleyerek kazandığım tecrübeleri sizlere aktarıyorum. Bu oyunda sahnede gördüğüm kadarıyla İdil Demet Şimşek çok büyük bir sorumluluk almış, kıyafet değişimi açısından oyunun lokomotifi diyebiliriz ve sorgu meleği olarak çıkıyor karşımıza. Metin aktarımında en ufak bir hata görmedim ancak sadece heyecan fark ettim. Onun dışında doğal oyunculuğu ile bizleri mest etmeyi başardı ki, gerisi bana göre teferruat. Sahnede adeta varlığıyla kendini tam anlamıyla hissettiren bir diğer oyuncu Gökhan Yet, hakikaten çok başarılı ve etkileyici bir performans sergiledi. sahne üzerinde gayet rahattı, olağanüstü performansı ile biz seyircilerini mest etti. Ama bi kez daha Sezarın hakkı Sezara söylemek gerekirse her iki oyuncu da ayakta alkışlanmayı hak eden performanslar sergilediler. Sahne arkası içinde aynısını rahatlıkla söyleyebilirim övgüyü ve ayakta alkışlanmayı hak eden bir ekip var.
Oyunun adı değişecekmiş yeni sezonda “Ötenazi” ismiyle sahnelenecek bilginize. Ajandanıza not almanızı ve muhakkak izlemenizi tavsiye ediyorum diyerek yorumumu burada sonlandırıyorum.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş
