Hakkı Ergök ‘ün yazdığı, yapımcılığını Tiyatro Keyfi’nin üstlendiği ” Cyrano Rock ” ı Kemâl Başar yönetmiş, Cyrano karakterini yaşar kılmış ve oyunun ışık tasarımını gerçekleştirmiş.
” Cyrano Rock ” beş yıllık bir proje aslında, Kemal Başar’ın seksen birinci rejisi ve yine Kemal Başar’ın kendisine altmışıncı yaş armağanı.
” Cyrano Rock ” gerçek tiyatro tadına hasret kalmış izleyiciyi, oyunculuğun, müziğin, koreografinin, kostümün, tiyatronun, estetiğin, lirizmin doruklarına taşırken, geleneksel tiyatroyu çağdaş bir düzlemle kucaklaştırıyor.
Sonuç mu ?
Kemal Başar ve Tiyatro Keyfi bir diğer başyapıta daha imza atıyor. Dahası da var, sahnede yaşanan her an, izleyici belleğinde, bir dizi çağrışımlara, hatıralara dönüşmekte.
Mesela, final sahnesinde Cyrano’nun bakışlarında beliren o damar damar acı, hüzün …o sahnede bir başka Kemal Başar gerçeği mevcut, diyebilirim.Yaratıcılığını, birbirinden çok farklı duyguları, renkleri ustalıkla sergiliyor çünkü.Tiyatroda oyuncu ve yönetmen olarak taş üstüne taş koymaya devam ediyor.
Gustav Flaubert, bilirsiniz, ” Madam Bovary kimdir, ” diye ısrarla soranları ” C’est moi ” diye yanıtlarmış.Kemal Başar da oyun boyunca, hayatın taa içinden çekip çıkarttığı, özenle damıttığı duygular, izlenimlerle öyle bir karakter yaratmış ki…Cyrano ile öyle bir bütünleşmiş, öyle bir duygusal özdeşim inşaa etmiş ki.Hangisi hangisi, yek diğerinden ayırmak zor.
Şimdi düşünüyorum da, Cyrano adamdı.Hayallerin, erdem, dürüstlüğün, koşulsuz, içten sevginin, neredeyse mumla arandığı bir dünyada “güneşten ateş yontan” bir aykırı adamdı, hiç kuşkusuz.Ruhunu güzel duygularla çelikleştirmişti çünkü. İnsanlığın baladını yüreğinde taşıyor, gözyaşlarını içine akıtıyor, isyanları bir nabız gibi atıyordu bileğinde.Tıpkı Kemal Başar gibi.
” Ben bu oyunu gücüm, nefesim yettiğince, yaşadığım sürece oynamaya devam edeceğim.İnsanlar böylesi hoyrat, böylesi sevgi yoksunuysa Cyrano hep var olacak, demektir.Cyrano kalplerde çakan bir şimşektir aslında…değerlerini yitirenler için bir tokat…karanlığı delen bir yıldırım… “
Cyrano, okyanusun kumsala fırlattığı bir deniz yıldızı gibi gözükse de, ” Dünyayı ancak güzellik kurtaracak” diyen Dostoyevski’dir biraz.” Bir insanı sevmekle başlayacak her şey ” diye kulaklarımıza fısıldayan Abasıyanık’tır.
Kemal Başar’ın hayat verdiği Cyrano hem ses, hem yankıdır…hayatın tüm duygu tonlarını taşıyan, dönüp kendi içimize bakmamızı sağlayan bir kahramandır.
Saygılarımla
