Resim, herhangi bir yüzey üzerine çizgi ve renklerle yapılan, hatta günümüzde kavramsal bir boyutta ele alınması açısından hemen her tür malzemenin de kullanılabileceği bir anlatım tekniğidir.
Ressamlık herkesin sahip olamayacağı yeteneklerden bir tanesi. Herkes baktığı şeyi resmetme yeteneğine sahip değillerdir. Ressamlar genellikle gördükleri veya hayal ettikleri şeylere kendi duygularını da katarak resmederler. Biz de sizler için “Sonun Başlangıcı” Resim sergisi ile Akatlar Kültür merkezinde dokuzuncu kişisel resim sergisini açan öğretmen ressam Yasemin Güler Yıldız ile altıncı karma “Ritmik Hayatlar” resim sergisinde Niş art galeride sanata dair çok özel röportaj yaptık, kendisine çok teşekkür ederim kendim ve sanatsal faaliyetler takipçileri adına verdiği değerli bilgiler ve sorularımı içten yanıtladığı için.
Alçak gönüllülüğü ile tanınan bir isim öğretmen ressam Yasemin Güler Yıldız yoğun temposundan şikayet etmesini beklemiyorsunuz. Lafı fazla uzatmadan röportaja geçelim.
Okurken en az bizim kadar heyecan ve keyif duymanız dileği ile;
Bize kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Merhaba Murat Bey iyi akşamlar öncelikle ressam Yasemin Güler Yıldız olarak Giresun doğumluyum ilk öğrenimimi Berlin’de ortaokul ve lise öğrenimimi ise Giresun da tamamlamış bulunuyorum yüksek öğrenimimi ise Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar bölümününden tamamladım, halen bir devlet kurumunda resim öğretmeni olarak da görev yapmaktayım, evliyim ve iki erkek çocuk annesiyim, çok sevdiğim öğretmenlik görevini sürdürürken de diğer yandan güzel eserlere imza atmak için resim çalışmalarımı devam ettiriyorum.
Sizi farklı kılan ve sanatseverlerin ilgilisini çeken nedenler nelerdir?
Eserlerimdeki konularım küresel ısınma üzerine küresel ısınma biliyorsunuz. Günümüzün en büyük sorunlarından gelecekte de, bizi tehdit eden korkunç doğa olayları ile karşımıza çıkacak olan bir doğal afet ve bizden intikamını da çok büyük alacak. Evet şu an birçok insan birçok sanatçı bilim adamı bunun farkında ama hiçbir şey yapmadan da hayatımıza devam ediyoruz.
“Bir önceki eserin şimdiki eserin ve daha sonraki eserin her zaman arasında bir köprü olabilmeli”
Tarzınız ile fark yaratan bir sanatçısınız siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir?
Sanatımdaki rengim ve kendi kişiliğimdeki renkli oluşum… Sanatımda ki rengimi demekle bir tarzımın oluşundan her sanatçının bir tarz olması gerektiğinden bahsediyorum, ressamın yaptığı eserlerinde bir sonraki eseri ile, bir önceki eseri arasında hep bir geçişi olmalı bir köprü kurabilmeli ve kendisi ile birlikte bir bütünlük oluşturan sanat eserlerimi izleyiciye sunarken de onu izleyicisine yaşatabilmeli verdiği mesajı sanatseverlerin sevgisi ile daha da iyi yerlere taşıyabilmeli her geçen gün kendini yenileyerek bir üste çıka bilmeli. Bir önceki eserin şimdiki eserin ve daha sonraki eserin her zaman arasında bir köprü olabilmeli bir bağ olabilmeli ama hiçbiri birbirine benzemeden birbirine yakın eserler olmalı ben bunu yaptığımın altını çiziyorum çünkü çok emin adımlarla gittim çalışırken, yıllarca araştırma yaptım empresyonist bir tarzla başladım önce anı yakaladım bir anı yakalarken doğanın kaç renge büründüğünü gördüm; bir yeşilin kaç ton da olduğunu gördüm, Bir taşın gün içerisinde kaç renkte olduğunu algıladım, hepsini süzgecimden geçirdim uzun bir araştırmadan sonra ise kendi araştırmalarım ile kendi çabalarım ile yeni bir tarz yarattım tavus kuşları – küresel ısınma, güzellik ve çirkinlik diyelim biz ona, buradaki vurgu küresel ısınma… Küresel ısınma ile çirkinliği, tavus kuşlarımla da güzelliği vurgulamış bulunmaktayım.
Kullandığınız malzemeler ve boya çeşitleri neye göre şekilleniyor?
İçimdekiler yansıyor; içimdeki renkleri yansıtıyorum çok önemli doğalım kendim de çok doğalım eserlerimde çok doğal kullandığım renkler de çok doğal eserlerimi izlediğinizde seyrettiğiniz de hiç bir tane çalışmamın bir anda bittiğini düşünmeyin, çünkü hepsi gerçekten en güzel zamanlarda üretilmiş resimler. Ben renklere saygı duyuyorum eserlerimde birbirine saygı duyuyor, yapmak için yapmıyorum… Gerçekten mesajımı yerine getirebilmek için kendi kişiliğimi de ortaya koyarak bu renkleri sunuyorum. Renkli kişiliğim var bunun kesinlikle altını çiziyorum renkli bir sanatçıyım ama eserlerimin de bir rengi var.
“özellikle sosyal sorumluluk projem ile ilgili bir ses getirdim”
Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?
Ben Akatlar Kültür Merkezi’ndeki sergim de çok güzel ses getirdim, özellikle sosyal sorumluluk projem ile ilgili bir ses getirdim. Siz bu sosyal sorumluluk projemi ne kadar biliyorsunuz bilmiyorum ama benim bir öğretmen olduğumu sanat camiasındaki kişiler, çevremdeki insanlar biliyordu ben bu çalışmalarımı yaparken okuluma da gittim, öğretmenliğimi de yaptım, beş yılın ürünü bu eserler uzun bir süre araştırma dönemim oldu bunları çalışırken hep öğrencilerimi düşündüm sizleri unutmayacağım sizleri davet edeceğim sergiye dedim, onların bu eksik olan yanlarını tamamlamak istiyorum, deniz yıldızı hikayesini herkes bilir ben de deniz yıldızı hikayesinden yola çıkarak çocuklarıma bir dilek ağacı yaptım. sergimde çocukların istediklerini almaları için çalıştım bu çocuklar okulun seçilmiş öğrencileriydi herkesi getirme imkanı bulamadım çünkü iki bin beş yüz öğrenci sayımız var bunların içinden seçilmiş öğrencileri sergime davet ettim ve onlara dileklerine, isteyen gönüllü kişilere; üst düzey eğitimciler olsun doktorlar olsun, iş adamları olsun her sıfattan meslektaşlarımız var, öğrencilerimle bu insanları tanıştırdım çekiliş yaptıktan sonra istediklerini alacaklar, öğrenciler burada, yine vesile olacağım daha önce de proje yaptık sanat alanında sorumluluk projesi, şimdi bir proje daha düşünüyorum o da engelliler için olacak sırada bu var bir engelliye ciddi anlamda yardım etmek istiyorum bir sonraki sergide. Benim 2018’i bitirmeden bir sergim daha olacak.
“Türk toplumunun sanata karşı zayıf olmasının birçok sebebi var elbette ama bunların başında eğitimsizlik geliyor bence”
Resim sanatına Türk halkı olarak ilgisiz olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet Türk halkının ilgisiz olduğunu düşünüyorum, bir kesin var sanattan çok iyi anlıyor ama bu kesiminde imkanları kısıtlı, ulaşımı kısıtlı, maddi açıdan kısıtlı, birçok kısıtlamaları var haliyle. Bir kesim var her şeyi var ulaşabileceği çok şey var, yapabileceği çok şey var ama onlar da sanata hiç değer vermiyor. Ben buna rağmen sanatıma devam ediyorum, ama ben seçtiğim konu ve tekniğim açısından birçok sanatçıdan daha üstün olduğumu bu konuda daha üst düzeye çıkabilecek ve ışığımı yansıtacak kadar güçlü olduğuma inanıyorum. Türk toplumunun sanata karşı zayıf olmasının birçok sebebi var elbette ama bunların başında eğitimsizlik geliyor bence… Sanatsal anlamda sosyal değiller bir Kere yeterli sanatsal aktiviteler de bulunmuyorlar, sergileri gezmiyorlar. Ama dediğim gibi bu bizim eğitim sistemimizden kaynaklanıyor eğitimde aksaklık var, ben bunu bir öğretmen olarak dile getirmek istiyorum Murat Bey okullardaki eğitimde resim dersleri kırk dakika biliyorsunuz… Eğer sanat olayında çekirdeğe inseydik sanata biraz daha yakınlaştırsaydık ve ciddi anlamda derslerde daha çok eğitim verseydik deseydik ki öğretmenler olarak matematik zekası ile yetişecek öğrenci, fen zekası ile Yetişecek öğrenci farklıdır. Sayısal tarihi ve dil anlamında eğer bunların hepsini ayırsaydık böyle olmayacaktı ama biz ne yaptık belli bir tabaka dersleri iyi ama resim, müzik, beden eğitimi dersleri çok da önemli değil. Ben bir resim öğretmeni olarak bunların sancılarını yaşayan bir öğretmenim ve ben yıl sonu geldiğinde karneme üçten dörtten aşağı not veremiyorum niye veremedim, verebilmeliydim. Biz bunu görebilseydik, böyle bir toplum olabilseydik şu anda sanat için en azından çekirdekte bir şeyler yapabilmiş olacaktık. Bu düzen böyle gelmiş böyle gidecek… Nişantaşı’na yani sanatın kalbi olan buraya bir sürü tablo koysanız bile bakacak insan çok az ne yapıyorsunuz İşte çağırabildiğiniz kişileri çağırıyorsunuz sanatın kalbi olmasına rağmen çok insan gelmiyor maalesef.
Yeteneğinizi ortaya çıkaran biri var mı ?
Ben doğduğumdan beri küçüklük yıllarımda hatırladığım kadarıyla hep renklerle iç içe büyüdüm giydiğim kıyafetler olsun kumaşlar olsun, boya kalemleri… En çok sevdiğim şey de boya kalemleri idi ve onlarla renkli resimler yapabilmek beni mutlu ediyordu keşfeden biri olmadı, çünkü ben zaten çok başarılıydım sanat adına o kadar başarılı işler yapıyordum ki… Ama destek verenler oldu bana her dönem destek olanlar oldu başarımın ilerlemesi için küçüktüm yolumun açılması için daha ileri bir şeyler yapabilmem için bu destek verenlerle birlikte hep bir adım ileriye gittim. İlkokul yıllarımda ortaokuldaki başarım için adım attım, ortaokul yıllarımda lise için, lise yıllarımda üniversite için. Birincilikler aldım şampiyon diyorlardı işte ne bileyim her dalda bir şampiyon olur burada da resim şampiyonu olarak Giresun’da böyle yazılar yazıldı sanatın resmin şampiyonu diye bu bir Yetenek işidir yetenek olmazsa bir yerde ucu tıkanır bir yerde İstediğiniz bir tual getirin ben onu tabloya dönüştürürüm çok sağlam adımlarla güvenli ve yavaş çıktım bu sanat anlamındaki basamakları çok emek verdim, çok çaba harcadım. Ama birileri tabii ki destek oldu hala destek olmaya devam ediyorlar ama ben yeni birilerini istiyorum her bir basamaktan bir sonraki basamak var sonsuz çıktıkça çıkıyorsunuz. Müzik piyasası gibi değil resim sanatı ressamların piyasası çok farklı… Bir anda bir albüm yaparsınız patlatırsınız o albümü herkes radyolarda dinlemeye başlar, köyde de gider, kentte de gider en lüks yerde mesela Reina’da dinlenir, bir çoban da dinleyebilir bunu…
Ama resim sanatı öyle değil maalesef daha bir farklı sanatsever internetten açar resimlere bakar ama buraya gelip bakması çok farklı bir durum ben öyle düşünüyorum. Bizzat beni tanısınlar gelsinler ben eserlerimle onları baş başa bırakıyorum ve onların eserleri ile kendileri arasında köprü kurmalarına yardımcı oluyorum sonra onlar eserlerin içinde renkleri arıyorlar vurguları mı arıyorlar küresel ısınmanın verdiği tepkileri farklı boyutlara getirerek konular açıyorlar, benim belkide düşünmediğim şeyleri bile resimlerimden bana konular çıkararak anlatıyorlar böyle güzel sanatseverler de var tabii ki benim odak noktam orada çok farklı bir şey ama izleyici diyor ki ben orada şunu gördüm çok şaşırıyorum demek ki izleyiciyi de olaya dahil edip farklı boyutlara götüre biliyorum benim eserlerim de fazlasıyla konu zengin.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz ?
Boş zamanlarım neredeyse hiç yok ama şöyle açıklayayım her fırsatta resim çalışmalarında ara verdikçe, hani sigara arası verirler ya, ben aralarımı çocuklarımla değerlendiriyorum, onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum onlarla oyun oynamak, onlarla zaman geçirmek keyifli onların enerjisi bana o kadar iyi geliyor ki o enerjiyi alıyorum ondan sonra tekrar atölyeme çıkıp eserlerimi icra etmeye başlıyorum. En büyük desteğim ailem özellikle son beş yıldır bu çalışmalarımdaki en büyük desteğim ailem aile olmadan bence başarı olmaz… başarının ana kaynağı ailedir yani çekirdek aile; başarılı olmak için aileyi çok düzgün tutmak lazım. onlarla geçireceğim her etkinlik kitap okumak, film seyretmek, yemek yemek, oyuncaklarla beraber oynamak, resim yapmak onlarla geçireceğim her saat, evin içinde veya dışında başka bir dünyaya başka bir atmosfere geçiyorum o atmosferden tekrar toparlanıp resimlerimin başına geçiyorum. Benim konsantrasyonla ilgili bir sıkıntım yok eserlerime çok sık ara veririm özellikle de gece çalışırım benim eserlerimin hepsi gece birden sabah yediye kadar çalışılmış eserlerdir. Çünkü ben ışıktan, sesten, gürültüden her şeyden etkilenen biriyim Sabaha karşı yatıyorum çoğu kez fazla uyumayı sevmiyorum uyku ile zaman geçiren bir sanatçı değilim.