Yanındayken kendinizi iyi hissettiği insanlar vardır, tüm samimiyetim ile söylüyorum. Şimdiki konuğum benim için onlardan sadece biri. Benim kendisinde her zaman gördüğüm Pozitif, enerjisi yüksek, neşeli ve rahat tavırları sempatik davranışları ile tanınan. Tezat Sanat’ kurucusu, emektarı, Tiyatro oyuncusu Cüneyt İngiz ile Sanatsal Faaliyetler takipçileri için röportaj gerçekleştirdik. Kendisi ile Şişli Tiyatrosunda “Anılarla Atatürk” İsimli Tiyatro Oyunu sonrası bir araya geldik ve güzel bir röportaja imza attık.
Bize Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?
“Merhabalar, ben Cüneyt İngiz, Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunuyum. 28 yıldır sahnedeyim. Lale Oraloğlu, Orçun Sonat, Levent Kırca, Gazanfer Özcan, Tevfik Gelenbe, Ferdi Merter v.b. Birçok özel tiyatroda oynadım ve 2018 yılında kendi tiyatrom olan Tezat Sanat’ı kurdum. Ve “Anılarla Atatürk” oyunu ile başladık 4 sezondur oynuyoruz yeni oyunlarımız da yolda. Böyle bir hayatımız var. Evliyim iki tane çocuğum var Yaşayıp gidiyoruz tiyatro aşkıyla”.
Sanat Hayatınız Nasıl Başladı?
“Şu anda içinde bulunduğumuz Şişli Tiyatrosu’nda 1994 yılında ben çocuk oyunları ile başladım. Tiyatroya 1993 yılında başladım ama 1994 yılında burada Şişli tiyatrosunda oynadım. Sonrasında Lale Oraloğlu – Orçun Sonat tiyatrosuna girdim. 90 ilçe, 70 il gezdim Türkiye’de, 14 ülke gezdim Dünyada. Çok gezdim dolaştım tiyatroyla. Sonra konservatuara gittim. 1998 – 2002 yılları arasında Konya Selçuk Üniversitesi’nde okudum. Sonra İstanbul’a döndüm ve Levent Kırca Tiyatrosu, Ferdi Merter Tiyatro Cansın, Tevfik Gelenbe birçok tiyatroda oynadım ve 2018 yılından beri de kendi tiyatromuzda devam ediyoruz”.
Günümüz Tiyatro Seyircisini Nasıl Buluyorsunuz?
“Günümüzde Tiyatro seyircisi biraz teknolojinin etkisinde. Televizyon olsun, akıllı telefonlar olsun. Biraz daha farklı bir seyirci var karşımızda. Artık eskisi gibi değil, daha çok araştıran, merakla bekleyen. Ama aynı zamanda sabırsız, televizyon, sinema gibi tiyatro izleyen bir seyircimiz var. Artıları eksileri tabii ki mevcut ama her dönemde bu böyleydi. Tiyatro insana insanla anlatılan bir sanat. Dolayısıyla da çok değerli her zaman, her yılda, her asırda yaşayacağına inandığım bir meslek bu. Çünkü biz insana kendisini, kendi duygularıyla anlatıyoruz. Canlı canlı anlatıyoruz. Ve seyircimizden de olumlu tepkilere gördüğümüzde tabii ki çok mutlu oluyoruz”.
Ülkemizde Sanata Ve Sanatçıya Verilen Önem Hakkında Düşünceleriniz Nelerdir?
“Yani şöyle, Memleketimizde Sanata ve Sanatçıya hala bir saygı var. Siyaseten biraz sıkıntılı bir dönemdeyiz, zor zamanlar geçiriyoruz. Ama yine de ben saygısızlık olduğunu düşünmüyorum. Sadece anlamama durumunu daha çok öne çıkıyor. Çünkü eskiden okullarda Tiyatro bir zorunluluktu, sanat bir zorunluluktu. Şimdi eğitim sistemimizde sanat neredeyse hiç yok. O yüzden yeni nesil gençlerimiz, çocuklarımız da bunu öğrenemeden büyüyorlar. Ve büyüdüklerinde tabii ki tiyatronun ne olduğunu bilmedikleri için ona göre bir davranış sergiliyorlar. Evet baktığınızda Tiyatro biraz geride kalmış gibi. Hele ki bu Pandemi döneminde. Ama biz yine küllerinden doğup canlanacağına inanıyoruz”.
Yaklaşık Dört Yıldır Sahnelenen Duygu Yüklü Bir Oyun “Anılarla Atatürk” İsimli Tiyatro Oyunu. Seyirci Bu Oyundan Nasıl Bir Ders Çıkarmalı Sizce?
“Ben Anılarla Atatürk’ü çok önemseyerek, bin beş yüz anı içinden seçip hazırlayarak dört yılda yazdım. Çok önemliydi benim için. Çünkü ben şuna inanıyorum. Atatürk çok büyük bir iş başardı, altı cephede çok büyük mücadelelerle, savaşlarla. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Bizlerin de hangi meslekte olursak olalım, onun bu başardıklarını mesleğimizle anlatmamız gerektiğine inanıyorum. Biz de sahnede olan insanlar olarak. Sahnede Atatürk’ün bu başarısını bu mücadelesini anlatıyorum. Atatürk’ün unutulması zaten mümkün değil ama yaptıklarını bilerek. Günümüzde ders çıkararak. Kendi hayatımıza uyarlanması için uğraşıyorum. Benim en büyük isteğim bu. Yani çocuklarımız, gençlerimiz, büyüklerimiz. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetini ne kadar büyük mücadele ile kurduğunu bilsin. Hayatın içinde zorluklar yaşadığı zamanda da. Bak Mustafa Kemal Atatürk neler başarmış. Ben de yapabilirim, bende başarabilirim. Duygusunu yaratmak istiyorum açıkçası”.
“Anılarla Atatürk” İsimli Tiyatro Oyunu dışında Milli değerlerimizi ön plana çıkaran. Tarihimizde genel olarak adı geçen ama derinlemesine bilinmeyen kahramanlarımızı analatan “Ben Hasan Tahsin” ve “Ben Kazım Karabekir” İsimli Tiyatro Oyunlarını da yazdığınızı biliyoruz. Bu oyunlar hakkında neler söylemek istersiniz?
“Tabii ki Tiyatro Pas için “Ben Hasan Tahsin” ve “Ben Kazım Karabekir” oyunlarını yazdım. Onlar da benim için çok değerli. Çünkü Kurtuluş Savaşı sadece Atatürk’le değil aynı zamanda onun komutanlarıyla da başarılı kazanıldı. Askerleri ile kazanıldı ve bu oyunları yazmaktan da büyük mutluluk duyuyorum. Tiyatro Pas’ta sevgili Murat Batıkan Avcı Hasan Tahsin’i canlandırıyor. Şimdi yeni oyuncumuz Mehmet Emrah Hamşioğlu’da Kazım Karabekir’i canlandırıyor. Ben çok mutlu oluyorum. Çünkü yazdığım oyunlarda sadece kendimin değil, Türkiye’de birçok tiyatronun oynaması ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatması bana mutluluk veriyor”.
Sanatı dolu dolu yaşayan bir insansınız yazmış olduğunuz kitaplarınız var ve aynı zaman da bir Tiyatro eleştirmenisiniz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
“Tabii benim iki kitabım var aslında bir tanesi “Konuşma Sanatı” diye bir diksiyon kitabı, “Şifa Kitabı – Mesnevi” diye bir kitabım var yine kişisel gelişim ile ilgili Mesnevideki hikayeleri anlatıyorum bu kitabımda. Ve tabii ki Tiyatro yorumlarım, Tiyatro ile ilgili yazılarım var. Hem yazıyorum, hem çiziyorum, Hem bir seslendirme sanatçısıyım. Hem de bir eğitmenim. Dolu dolu mesleğimin gereklerini yerine getiriyorum”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?
“Ben Sanatsal Faaliyetleri dikkatli takip ediyorum zaten. Paylaşımları görüyorum ve okuyorum, hoşuma da gidiyor. Sitenin yazarı olarak seni birazcık gecikmeli oyunuma almış oldum. Ama yine de ilgi ile takip ediyorum ve herkesin özellikle Tiyatroya çok değer vermelerini istiyorum. Ve sizlerin bu yapmış olduğu röportajlar, yazılar bence çok önemli. Çünkü bizim mesleğimizi halka çok güzel anlatıyorsunuz ve ben herkesin bu yazıları dikkat ve okumasını takip etmesini, ona göre tiyatrolara gelmesini istiyorum açıkçası”.
Genel Yayın Editörü : MURAT KARAKAŞ