Direklerarası Seyirci Ödülleri : Yılın En Dikkat Çeken Oyunu, Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri : En İyi Tiyatro Kurumu Özel Ödülü – En İyi Efekt Tasarımı, Sadri alışık Oyuncu Ödülleri : Komedi Dalında Yılın En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı, Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri : Yılın En İyi Ekibi Adayı,
Tiyatro Ak’la Kara, sevilen oyunları sizlerle buluşturmaya devam ediyor. Dün akşam sanatsal faaliyetler adına Radyatro Show isimli oyunu… Savaş (Savaş Özdural) abinin özel konuğu olarak izlemeye gittik. Oyunun yorumuna elbette geçeceğim fakat her zaman olduğu gibi siz tiyatro severlere kısa bilgiler aktararak başlayacağım.
Birbirinden eğlenceli oyunların sahnelendiği Tiyatro Ak’la Kara, Kerem Kobanbay ve Savaş Özdural tarafından kuruldu. ben ise bugüne kadar Tom,Dick ve Harry, Karar Kimin,Ne Seninle Ne Sensiz,Üç Nokta ve Radyatro Show isimli oyunlarını izleme şansına nail oldum. Yanlız şunu yine söylemem gerek komedi seven bir yapım olmasına rağmen. Karar kimin isimli oyuna ayrı bir yorum yazacağım. Çünkü onun yeri ayrı sarsıcı hikayesi ile farklı bir dram.
Genel bilgiler vererek devam edelim değerli takipçilerim.
Radyonun hayatımızdaki yeri ve önemine değinmeden önce isterseniz kısaca Radyo’nun tanımını yapalım. Radyo nedir? Radyoyu, elektrik dalgalarıyla düzenli olarak yayın yapan istasyon ve bu istasyonun programlarını düzenlemekle görevli kuruluş olarak tanımlanabilir. Radyo bizi dünyadaki olaylardan haberdar eden kitle iletişim araçlarından biridir. Ayrıca hızlı bir iletişim aracı olan radyo kısa zamanda geniş kitlelere ulaşır. Haberlerin dışında, müzik ve sanatsal radyo programları sayesinde iyi vakit geçirebilir, radyo dinlerken bir yandan da işlerimizle ilgilenebiliriz.
Radyo Tiyatrosu adından da anlaşılacağı gibi görselliğin olmadığı sadece sesli olarak oyunların oynandığı arkadan gelen ses efektleriyle süslü radyo yayını ile dinleyicisine tiyatro izliyormuş hissini yaratan tiyatronun birebir canlı ortamı dışında en etkili bir şekilde izlenebileceği iletişim platforumudur.
Aslında radyo tiyatrosu adına bakılınca kolay gibi gelse de efektlerle çeşitli nesneler ile radyo başında dinleyicilere ellerindeki metni kafalarında yaşatmaya çalışmak oldukça zor işlerdir.
Tiyatro Ak’la Kara bu anlamda;
Dünya’da bir ilke atmış : Pelin Turancı, Savaş Özdural, Özdemir Çiftçioğlu, Fatih Gülnar, Fatih Özacun olmak üzere 5 adet oyuncu var sahnede, 40 farklı karakter canlandırılıyor, birçok farklı efekt malzemesi gözünüze çarpıyor izlerken.
Gözlerinizi kapatıp dinlediğinizde gerçek anlamda radyo dinliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz ,gözlerinizi kapatmadan izlediğinizde ise radyoda tiyatronun nasıl yapıldığına tanıklık ediyorsunuz. Bardaklar, düdükler, zımbalar, gazeteler, şişeler, balonlar, minyatür bir oda kapısı, içine mikrofon sarkıtılmış içi su dolu küvet, buharlı ütü, elektrik süpürgesi hortumu, bisiklet tekerlekleri şu an şaşıracaksınız ama dikiş makinası bile var. Birde önemli bir detay, oyuncuların kendi bedenlerini kullanarak çıkardıkları çeşit çeşit sesler. Jules Verne’nin “80 Günde Devri Alem” romanını Savaş Özdural’ın sahne uyarlaması ile canlandırdığı çalışma, görüntülü radyo tiyatrosu olması sebebi ile yazının başında da belirttiğim gibi Türk Tiyatrosu açısından başarılı bir ilk.Oyuncular görsel bir şölen havasında ve öykünün dramatik bütünlüğünü de başarıyla sürdürdü sahnede, bir hayli zor olan efektleri de bizzat kendileri gerçekleştirdi… Radyo Tiyatrosunun Tiyatro sahnesinde canlı uygulanışının örnekleri Dünyada ve Türkiyede var ama onlarda efektleri efektör yapıyor. Oyuncular sadece karakterleri canlandırıyor. Oyıncuların bire bir efektleri de yaptığı bizim formatımız. Türkiyede değil dünyada ilk defa uygulanıyor.
Tüm oyuncular, sahnede birbirinden farklı rollerini canlandırırken,bir yandan da masalardaki ve her taraf saçılmış çeşitli objeleri kullanarak efektleri seslendiriyorlar.
Işık tasarımından, dekor tasarımına ve kostüm tasarımına (Pelin Turancı) her şey gayet başarılı. Müzikler ise Fatih Özacun tarafından yapılmış ve onuda ayrıca başarılı buldum…
Oyunu götürenler şüphesiz ara karakterler yani dedektif Fix (Özdemir Çiftçioğlu) ve Parisli Passepartout (Fatih Gülnar) rollerine sıkı sıkıya sarılmışlar karakterleri adeta yaşıyorlar.
Bay Phileas Fogg (Savaş Özdural) oyunculuğun hakkını verdiğinden olsa gerek, nasıl bir karakter canlandırırsa canlandırsın izleyiciyi ikna ediyor. Pelin Turancı’nın performansı hafızalardan çıkacak gibi değil. diğerleerrine nazaran arka planda kalan ancak oyunun bütünlüğü açısından büyük rol oynayan Fatih Özacun’unun da hakkını vermemiz lazım.
Başta Savaş Özdural olmak üzere bize eğlence dolu dakikalar sunduğunuz için çok teşekkür ederim tüm ekibe ve emeği gecen herkese başarılar dilerim .Başarılar birlikte güzeldir.Günümüzde yaşam koşulları ve standartları insanların sorunlar yumağıyla karşı karşıya bırakıyor. biraz olsun rahatlamak ve eğlenmek istiyorsanız sakın kaçırmayın. İzleyin.