Bandırma Vapuru’nun, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemli yeri tartışılmaz. Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Genel Müfettişi vazifesiyle ve mahiyeti ile birlikte İstanbul’dan Samsun’a Bandırma Vapuru ile gitmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahdettin buyruğuyla Osmanlı Ordusu’nun dağıtılması sürecini denetleme ve asayiş için görevlendirilmişti. Yolculuk 15 Mayıs tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Kaptan İsmail Hakkı Bey’i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi aldı ve ertesi gün öğle üzeri hareket edeceklerini bildirdi. Vapur sirkeci açıklarında İngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutuldu. Mustafa Kemal Paşa, Beşiktaş’tan motor ile Kız kulesi açıklarında vapura bindi. Vapur, 22 subay, 25 asker ve 8 yönetim personeliyle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri Kaptan İsmail Hakkı (Durusu) idaresinde İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıktı.Tiyatro Rudıus tarafından sahneye konan… Ülkemizin önde gelen ödüllü oyun yazarı Kosta Kortidis ‘in yazıp yönettiği ve vatan sevgisini, bu vatanın nasıl fedakarlıklarla kurtulduğunu, Atatürk’ün rolünü ne zorluklarla bu milleti ayağa kaldırdığını anlatan. O akıl almaz direncinin, vatan sevgisinin, inancının, kahramanlığının merkezinde birleşen oyun hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik, samimi akıcı bir sohbet oldu.
Sohbetimizin ikinci bölümü karşınızdayız;Üçüncü olarak “içinizdeki trafik canavarını durdurun, o sizi durdurmadan” sloganlı reklam filmlerinde direksiyon başında dönüşüme uğrayan aile babası olarak izlediğimiz oyun tarihinde ilk kez üç farklı karakteri canlandırdığı lüküs hayat oyunları ile gönüllerimizde taht kuran sayın Ali Karagözün yanındayız.
Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca bahseder misiniz ?Ali Karagöz kimdir ?
Tabiiki ben Ali Karagöz… Görsel sanatlarda 41. Yılım. Şehir tiyatroları oyuncusuyum. Sanat eğitim biriminden mezunum. Şehir tiyatrolarında üç yıl ona devam ettim. Zorunluluk vardı zaten ilk girdiğimiz seneler. Bu arada otelcilik okudum. Kendimi bildim bileli çalışırım. Şu anda şehir tiyatrosunda bir oyunum var. Fehim Paşa Konağı ama biraz ikinci plana alındı. Şu anda oynamıyor. Kısaca böyle.
Birkaç cümle ile Bandırma Vapuru’ oyununu özetlemenizi istesek, neler söylersiniz?Aydınlanmayı anlatıyoruz. Cumhuriyeti anlatıyoruz. Bir ulusun kurtuluşunu anlatıyoruz.
Atatürk’ün tiyatroya verdiği önemle ilgili neler söylemek
istersiniz?
Aydınlanma ateşi bir kere. Öncelikle kadına yer veriyor sahnede. Osmanlı’da kurulan ilk tiyatro ve mûsiki mektebi: Dârü’l-bedâyi. Oyun izlediği zaman saygısını gösteriyor. Oyun başladıktan sonra salona girmiyor ve dünyaya ayak uydurmaya çalışıyor. Aydınlatıyor hepimizi. Gözümüzü açmaya çalışıyor.
Bandırma Vapuru neden önemli?
Bandırma Vapuru… Bir fkir, bir ışık, bir ideal, cumhuriyet, kurtuluş savaşı.
Atatürk’ü konu alan, anlatan filmler yada oyunlar onu anlatmakta yeterli mi?
Yetersiz buluyorum. Bir dünya lideri sonuçta. Dünyanın her yerine caddelere sokaklara ismi veriliyor. Daha çok yer ayrılmalı.
Atatürk ve arkadaşları bugün bizimle Türkiye’ye baksalardı neler olurdu sizce?
Ülkedeki değişimleri mutlaka göz önünde bulundururlardı. Bazı konularda sil baştan yaparlardı herhalde. Çünkü bu bağımsız Türkiye. Tüm dünya ülkeleri peşimizde. Bunu iyi değerlendirmek gerekir. Onlar da mutlaka bir çare bulurlardı herhalde. Zaten bir tek M.K. Atatürk’ün bakması yeterdi. O da arkadaşlarını yönlendirirdi.
Tiyatro seyircimizin durumu nasıl sizce?
Yeteri kadar ilgi yok bence. Şehir tiyatroları, devlet tiyatrolarının sahneleri doluyor ama burada bir sürü de özel tiyatro var. Türkiye’nin genelinin nüfusuna bakacak olursak çok az tiyatro seyircisi var. Tabii bu temele dayanan bir şey. Bunun eğitiminin ilkokullardan başlaması lazım. Örneğin oyunlarımıza orta okul, lise öğrencileri geliyorlar. Öğretmenleri ders veriyorlar oyun ile ilgili analiz yapmalarını istiyorlar. Seyretme zahmetinde bile bulunmuyorlar. Bize özet yapmamızı istiyorlar. Tabii böyle olmaması gerekiyor ama bunlar da çocukların kabahati değil. Ders olarak yüzde yüz okunmalı. Bir insanın gelişimini sağlar, kişiliğini oluşturur Tiyatro. Dolayısıyla zayıf buluyorum yani ülkemizi.Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Hobileriniz neler?
Boş zamanı sevmiyorum… Zaten boş zamanım yok gibi. Yani genelde kitap okumayı, müzik dinlemeyi boş zamanı değerlendirme olarak alırlar. Bence çok önemlidir. Sürekli kitap okumamız lazım. Mesleğimiz gereği de sürekli kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Oyun izlememiz, festivallere gitmemiz gerekiyor. Pek olanaklarımız yok aslında yani dünya festivallerini takip etmemiz pek mümkün olmuyor ama ben mümkün olduğu kadar doldurmaya çalışıyorum. Kosta ile yapacağımız bir proje daha var. Onunla ilgili de bir ön çalışma yapmamız gerekiyordu. Yunanca kurslara gittim. Sirtaki ve zeybekiko öğrendim. Şimdi de bunların asistanlığını yapıyorum ayrıca. Zaten boş vaktim yok.
Oyuna nasıl hazırlandınız yani rol aldığınızı karakterin ruhunu yansıtmak için zihinsel bir hazırlık süreci geçirdiniz mi?Evet. Dünya liderinin duruşu belli. gönlümüzün kahramanı olan bu değerli kişiliğin karakterini tabiri caizse giymeye çalıştım Atatürk’müşüm gibi yaptım. Ama bir de yazar emini oynuyorum. Onun da biyografisini ele aldım. Çocukluğuna, aile yaşantısına, okul yaşantısına döndüm. Oradan bu güne kadar getirdim. Öyle bu karakteri oluşturdum. Benim için keyifli bir çalışma oldu. Çok özel tabii dünya liderini (Mustafa Kemal Atatürk) canlandırıyorum. Bunun üstüne yok zaten.
Ve Son olarak ekibin üyelerinden de oyunla ilgili birkaç cümle ile görüş alalım dilerseniz.
Atatürk’ün tiyatroya verdiği önemle ilgili neler söylemek
istersiniz?
Akın Kaplan : M. Kemal iyi bir tiyatro izleyicisi olduğu kadar, iyi bir tiyatro okuyucusu da. Kendi kütüphanesinde pek çok tiyatro eserinin bulunduğunu ve okuduğunu biliyoruz. Kurucu liderimizin bu vasıflara sahip donanımda bir insan olması da tüm halkımız için de gurur verici bir şey.
Atatürk’ü konu alan, anlatan filmler yada oyunlar onu anlatmakta yeterli mi?
Akın Kaplan :Şu ana kadar yapılan filmler kitaplar her şey genelde çok didaktik. Atatürk’ü hem insani yönleriyle hem de idealleriyle yeterince anlatan, oyun film kitap tabii ki yok. Ne kadar yapılırsa yapılsın daha çok yapılması gerekiyor… Çünkü deniz derya bir insan. Vizyonuyla, hayatıyla, anlattıklarıyla, öğretmeye çalıştıklarıyla fikirleriyle idealleriyle sonu yok o yüzden farklı farklı bakış açılarıyla onun yaptıkları bu günümüzden o güne dair yada geleceğe dair bütün açılardan anlatılmaya devam edilmeli mutlaka. Tabiki o anlamda yeterli değil. Daha fazlası her zaman için yapılmalı.
Oyunun hazırlık aşamasını ve ne gibi zorluklarla karşılaştığını anlatır mısınız?Kosta Kortidis :Aslında çok bir zorlukla karşılaşmadık. Ben oyunu yazdım sonra Akın (Akın Kaplan) ile tiyatroyu kurduk. Sonra biz kendi okumalarımızı yaptık. Daha sonra ekibimizi oluşturduk. Zaten pek çoğu arkadaşım. Meslek büyüğümle daha önce de tanışıyorum. Çalışma fırsatı bulduğum insanlar. Çok güvendiğim bir ekip kurdum. Aslında fiilen bir okuma provası yaptık 24 haziran’da. 3 Eylül de Provalara başladık. 30 ekim de dünya prömiyerimizi yaptık. Tabi bir takım zorluklar var insanla çalışıyorsunuz, yoruluyorsunuz ama çok iyi bir süreç geçirdik. Tasarımcısından kompozistör’üne uyumlu bir ekibiz. Kulise de yansıyor bu durum. İnsanlar iyi ki oyunun var diye geliyor oyuncu arkadaşlarım. Bu çok mutluluk verici bir şey. Umarım böyle devam ederiz.
Merve Akaydın :Evet benim için zorlayıcı oldu… Çünkü daha önceki canlandırdığım karakterlerden biraz daha zor ve uzaktı bana. Uzaktı o yüzden biraz daha zor oldu. Bir kadının bir erkeği ne kadar sevebileceği, sınırları… onun için hayatından vazgeçebilmesi, ona olan aşkı… Bunların hepsini düşünüp bu yüzyılda olmadığı için içselleştirip anlamaya çalışmak biraz zor oldu benim için. Ama çok keyif aldım. Çok güzeldi. Oynadığım en özel rol olduğunu düşünüyorum. Seyircilerimizi bekliyoruz.
Özdemir Çiftçioğlu : Kosta, oyunu yazıp bana rol teklif ettiği zaman mutlu oldum gerçekten çok sevdiğim bir karakterdi. Çok keyif aldım. o sırada başka oyunun provası daha vardı o yüzden biraz zorlandım. Üç oyunu birden yürütmeye çalıştım ama onun dışında çok keyifli geçti provalarımız. Güzel de bir oyun oldu. Seyircilerimizi bekliyoruz.
Ali Karagöz : Benim için çok heyecanlı bir dönemdi bu. Bir kere dünya liderini oynuyorum öncelikle. Bu ayrı bir heyecan. Tek başına bir heyecan. Bir de artı olarak yazar Emin’i oynuyorum. İki rolü birbirinden ayırmaya çalıştım. Bununla ilgili biyografi oluşturdum. Prova dönemi çok güzel geçti. Uyumlu bir ekip iyi niyetli arkadaşlar. Memnunum böyle bir ekiple birlikte çalıştığım için.
Alişan Özkan : Ben bu röportaj vesilesiyle Kosta Kortidis ile Akın Kaplan’a teşekkür etmek isterim… Çünkü bu ekibe dahil olma sürecinde sağ olsun onlar gerçekten birazcık da tatlı bir şekilde ısrar ettiler. Benim de başka bir oyunum vardı. Zaten ekiple bu sayede tanıştım ve çok güzel değerli dostlarım oldu. O yüzden çok çok teşekkür ediyorum. Prova, oyun her süreci onlarla birlikte yaşamak çok keyifli.
Okan Şevket Duman : Her oyunu çalışırken tabii bir oyuncu olarak karakter yaratırken bazı zorluklarla karşılaşıyoruz ama bu oyunda şöyle bir sınavımız vardı. Benim canlandırdığım Üsküdarlı Tahsin kaptana dair herhangi bir bilgi herhangi bir veriye ulaşamıyoruz ne yazık ki şu anda. Bunun üzerinden çalışmak beni biraz zorladı ama tatlı bir zorlamaydı bu. Burada da değerli meslek büyüklerim Kosta.Kortidis, Özdemir Çifçioğlu, Ali Karagöz, Alişan Özkan, Akın Kaplan. Sağ olsunlar çok yardımcı oldular. Bana baya destek gösterdiler. Teşekkür ediyorum kendilerine.
Akın Kaplan : Oyunun yapımında karşılaştığımız zorluklarla ilgili belki de en az konuşması gereken kişi benim işin yapım tarafında olan biri olarak. Tabi ki bir takım zorluklar oldu ama şunu söyleyebilirim ki gerek prova sürecinde gerek kulislerde gerekse oyunda çok keyifli bir çalışma ortamı yaşadık. Bütün ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Ben çok severek geliyorum ve oynuyorum. Herkesin de böyle yaptığını görüyorum gözlerinde.
Atatürk ve arkadaşları bugün bizimle Türkiye’ye baksalardı neler olurdu sizce?Aslı Çelebi : Eğer bize bakıp aynı zamanda akıl da verecek olsalardı çok güzel şeyler duyardık. En azından bundan sonraki yolumuzu doğru adımlarla çizebilirdik. Diye düşünüyorum. Keşke öyle bir imkanımız olsaydı.
Alişan Özkan : En zor sorunuz bu. Şu dönemi yeniden analiz etmek gerekirdi. M. Kemal ve arkadaşlarının yapacağının ve sonrasında da bence eskiden daha zorlu bir süreç olabilir. Belirli açılardan tabii. Çünkü ülkenin sabit bir yolda ilerlediğini düşünmüyorum. Ama bu değişkenlerin de kimi zaman bizi çok fazla aşağıya çektiğini düşünüyorum. Bir şeyler olsaydı en azından bir yere doğru gidiyor derdik. Ama gidişat ne yazık ki istenilen düzeyde değil. Bence yine bir belki vapura doğru bir bakış bir selam olabilirdi. Düşünülürdü. Eminim bu dönemi iyi değerlendirip buna uygun hareket edeceklerdir.
Okan Şevket Duman : Ben çok katılıyorum. İdeale daha doğruya daha güzele daha hızlı bir şekilde gidebileceğimizi düşünüyorum. Çok ciddi katkıları olurdu.
Akın Kaplan : Se ve -sa kavramlarıyla herhangi bir yere varabileceğimizi düşünmüyorum açıkçası. Önemli olan günümüzde Atatürk ün ilke ve inkılaplarını son derece iyi anlayıp algılayıp bunları uygulamaya geçmek. Uygulananı da daha pekiştirmek adına çalışmalar yapmak ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmaktır diye düşünüyorum.
Dip not : Benim için güzel bir röportaj ve söyleşi oldu. İnanılmaz sempatik inanılmaz mütevazı insanlar hepsi ancak röportajın tamamı uzun olacağından dolayı tamamını ekleme şansım olmadı kesmek zorunda kaldım affınıza sığınıyorum. Bunu da söylemeden edemedim.