More
    Ana SayfaELEŞTRİ2019' un bana göre en iyisi "Cinayet Süsü"

    2019′ un bana göre en iyisi “Cinayet Süsü”

    Merhabalar bundan böyle bende sanatsal faaliyetler için yazacağım demiştim bendeniz Ayşegül Tüfek… ilk yazımı sizler ile tanışma olarak düşündüğümden kısa ve öz tutmayı tercih etmiştim. Ve ikinci yazımla huzuruzdayım.

    Bugün sizlere Ali Atay’ın yönetmenliğini yaptığı daha önce vizyona girmiş izlediğim bir filmi öneriyorum; birbirinden başarılı ve renkli bu beşlinin aslında günümüzdeki tüm çözülememiş, yarım kalmış, üstü kapatılmış cinayetlere dikkat çekmek adına; çekilen bir film, benim kanaatim.

    Öncelikle ekip bütün cinayetlerin peşinde koşarken bir gün tuhaf işlenen bir cinayetin bunların startını veriyor; sıradan işlenmiş bir cinayet değil üzeri adeta sanat eseri gibi boyalarla yeni bir yaşama dönüştürülmüş, ağaç kovuğunda bir ölünün bulunması ile başlıyor, ve ardı ardına işlenen buna benzer diğer cinayetler aslında işin gerçeği daha önce herhangi bir sebepten ötürü öldürülmüş birinin hayatındaki yaşamamış eksik kalmış yaşarken söyleyemediği her ne varsa çektiği acıların mutlulukların, mutsuzlukların bir sanatçının boyalarından, tuvalinden, fırçasından dökülmüş, dışa aktarılmış hali; katil sanılan kişi aslında bir sanatçı tüm ölüleri topluyor, onlara sanatıyla buluşturuyor, yeni bir yaşanmışlık hayata yeniden gelmişcesine; bambaşka biri gibi onları acı bir sanat eserine dönüştürüyor gelelim ekipteki muazzam kişilere; Uğur Yücel, her zaman ki gibi dört dörtlük, sempatik, güçlü oyunculuğu, yönetmenliği de tartışılmaz; ekip arkadaşlarına sevimli bir şekilde ayar veren Başkomiser Emin; gelelim diğer bir oyuncuya; Binnur Kaya, yine sevecenliği ile nerede parlayacağı belli olmayan, komik kadın komiser Asuman ve ekibe yeni katılmış ilginç biri ile biraz açalım; atarlı giderli, biraz aşk adamı olan Suç Uzmanı; Dizdar, karakterini oynayan Feyyaz Yiğit. Filmin iki sempatik, komik, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş misali iki aşıkları. Cengiz Bozkurt yani komiser Salih; bir türlü uykusunu alamamış, her fırsat bulduğunda uyuklayan, yine sitemkar, evde de huzur bulamayan sempatik diğer bir komiseri, tabi ki komiser yardımcısı da var; Alaattin karakteri ile Mert Denizmen, kulağında o kocaman kulaklıkla dolaşıyor, şüphelileri yerine müzik dinleme olasılığı yüksek bir komiser yardımcısı, boğazına düşkün, sanki yıllarca aç dolaşmış garip, gelelim Katil gibi görünmüş aslında sanatçı olan Mehmet Özgür, çok önemli bir mesaj veriyor, aslında; göremediğimiz acı gerçekleri, görmezlikten geldiklerimizi, görmemiz gerektiğini, duyamadığımız, duymazlıktan gelinen acı çığıklıkları duymamız gerektiğine dikkat çeken bir mesaj veriyor filmin son sahnesinde çöplüklere dikkat çekiyor ve hakikaten Mehmet Özgürü’nde dediği gibi; onlar sanat eseri değil; aslında acı gerçekler, kayıplar, silinenler, aramızdan sessizce kayıp gidenler. Emeği geçen herkesin eline ve yüreğine sağlık, izlememiş olanlara izlemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Sevgiyle kalın, Sanatla kalın. Görüşmek dileğiyle.

    Ayşegül Tüfek

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler