Bir sahne sanatıdır “Tiyatro”, konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Diğer sanatsal faaliyetlerden en önemli farkı; tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. İnsanı,insana anlatan tiyatronun olmazsa olmazından biridir tiyatro oyuncuları. Gerçek tiyatro oyuncusu en sevdiğini kaybettiğinde bile gülümseyerek selam verebilendir. İşte bu sebepten dolayı, “Önce insan ol” hayat felsefesi ile hayata pozitif bakabilmeyi başaran, yetenekli oyuncu Çetin Karaman ile siz değerli Sanatsal faaliyetler takipçileri için bir araya geldik ve güzel bir röportaja daha birlikte imza attık…
Bize Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?
“1974 İstanbul Bakırköy doğumluyum. Ancak ailem kimliğe doğumumdan 2 gün sonrası ve Malatya Pütürge olarak kaydetmiş. İlk izlediğim tiyatro oyunu 1980 yılında Rahmetli Altan Erbulak’ın yönettiği Abim Metin Karaman’ın oynadığı “Ispanaklı Safinaz” adlı bir oyundu. 6 yaşında idim. Abimi sahnede yüzlerce kişi ile izliyordum. İnsanlar onu alkışlıyorlardı, gülüyorlardı. Oyunculardaki mutluluk 6 yaşındaki beni çok etkiledi. Haber spikeri olmak, oyuncu olmak ve öğretmen olmak isteği ara ara yer değiştirip durdu. Ve sahneden kazandığım ilk para 18 yaşında sahnede dans gösterisi yaparak oldu. Sonra ilk özel radyolar açıldı ve ben radyo programcısı olarak yayın yapmaya başladım. Dans ve radyo sonra yaz turneleri ile tiyatro. Zamanla bu üçünden ilk dans eksildi, sonra radyo. Tiyatro sevgisi insanın içine girdiğinde eksilmez. Evlendim iki oğlum oldu. Artık sadece tiyatro olamazdı. Bir yakınımın şirketinde çalışıyorum. 24 sene oldu. Burada sorumluluklarım var . Ve sanatı araya sıkıştırmak zorunda kalıyorum. Müsait zamanlarımda televizyon dizilerinde bölüm oyunculuğu ve turnesiz oyunlarla devam ediyor hayatım. Hayat bazen eğitimini aldığın, çok sevdiğin işi yaptırmaz sana, sen hayata uyma yandan yandan oyna modunda yandan yandan oyunculuk benimki”.
Pek Çok Sanatsal Alanda Karşımıza Çıkıyorsunuz Size Göre Hangisi Daha Keyifli?
“Dans ederken keyif alıyorum hala. Tiyatroda sahnede haz duyuyorum. Başkası oluyorum o başkası gibi ben oluyorum. Alkışı duyunca benim için bir tık artmışsa öyle bir tat, öyle bir keyif en güzel kadınla yaptığın sekste bile yok. Sahnede olmak herkesin kendi açısından aşkı tanımlaması gibi bir şey, “Karnımda kelebekler uçuşuyor” cümlesini çevrenizdeki insanlardan sıklıkla duymuşsunuzdur. Benim de karnımda kelebekler uçuşuyor. İşte aşkı nasıl anlatırlarsa hepsi oluyor sahnede”.
Sizi Tiyatroya Yönlendiren Şey Ne Oldu Hayatınızda?
“Abimin adı Metin ondan sebep benimki Çetin. Abim iyi bir oyuncu idi 25 senedir tiyatro sahibi. 6 yaşında oyununu seyrettim ve sayısız provalarına oyunlarına gittim sanırım sahne tozu yuttum”.
Sanata Olan İlgi Hangi Ülkede Daha Fazla Size Göre Türkiye’de mi? Avrupa’da mı?
“İmkanı en fazla olan ülke sanata daha fazla ilgili gözükebilir. Ahmet diye biri var dünyanın en güzel konçertosunu, bir baş yapıtını oluşturacak idi ama köyünde nota yoktu. Ayşe inanılmaz piyano çalabilir idi piyano köyünde olsaydı. Mustafa iyi bir oyuncu olacaktı babası devlet memuru ol garanti iş demeseydi. Ben ülkemin insanına sanata ilgisiz diyemem. Ama ülkemin sanatçılarının insanına ilgisiz olduğunu telaffuz edebilirim. Sanat gerektiğinde ışıktır, karşı geliştir haksızlığa, yol göstericidir. Sanat bir ülkenin dilidir. Sanat susarsa ülke susar”.
Edebiyatla Aranız Nasıl?
“Bir sanatçı kendi gelişimi için, sanatını beslemek için ihtiyaç duyduğu his, duygu, anlatım ve karekterlere, gözlem yaparak ya da sahnelenmiş veya yazılmış edebi eserlerden faydalanarak ulaşabilirler. Edebiyat her sanatçı gibi benim de besin kaynaklarımdan biri. Sadece sanatımı değil ruhumu da besler bir çok eser”.
Neden Tiyatro?
“Babam okumaz isen seni tiyatrocu yaparım ya da geçinmek zorundayım yoksa bırakacağım tiyatroyu denilen bir meslek değil tiyatro aksine mühendis olacaktır tiyatroyu seçmiştir. Zor geçinir ama sahnede bir kralı oynar zor koşullarda turne yapar ama mutludur tiyatrocu . Sevdiği mesleği yapan insan hep tatilde, izin gününde gibidir”.
Tiyatronun Hayatınızdaki Yeri Nedir?
“Ben Çetin Karaman iki oğlum ve çizgi gibi bir yaşamım var. Sorumluluklar ismimin rutinleri, coğrafya, koşullar ve ben, sen ,o ,onlar hepimiz bir tek bir hayatı yaşıyoruz. Ama ben ya da oyuncular Sahnede babalarımızın olsaydık gurur duyacağı doktor olabiliriz. Bir kral, hayranı olduğun bir tarih insanı, herhangi bir kişi olabiliriz. Alkışı duyana kadar o sensin. Ve alkış duyduğum en güzel ses, sahne olduğum en güzel yer”.
Türk Seyircisinin Tiyatro Ve Sahne Sanatlarından En Büyük Beklentisi Nedir Sizce ?
“Türk seyircisinin beklentisinden ziyade ihtiyacı tiyatronun aydınlatan gücü . Tiyatro eleştiren, korkmayan ve toplumun sesi olduğu günlere dönünce herşey çok daha iyi olacak. Bence gerçek tiyatro izleyicisi tiyatrodan bunu bekliyor”.
Tiyatro Seyircisinin Durumu Hakkında Görüşleriniz Nelerdir?
“Ülkemizde ve dünyada şartlar o kadar kötüye gidiyor ki ekonomik ve sosyolojik sebepler insanların etkinliklere katılmasını çok zorlaştırıyor. Buna rağmen tiyatroya ilgi oldukça iyi. Senelerdir kapalı gişe oynayan oyunlar var. Mesela Uğur Kanbay’ın Eylül oyunu. Bu oyun Türkiye’de insanların yaşam tarzlarının ve özgürlüklerinin kimsenin tekelinde olmadığını yıllardır kapalı gişe yapıp, ayakta alkışlanarak herkese gösterdi”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?
“Değerli sanatsal faaliyetler takipçileri , dünyada iki çeşit insan vardır, iyi insan ve kötü insan. Siyahi, beyaz, Kürt ,Türk, Çerkez, Laz, Alevi, Sünni olmak insani iyi yapmaz. Sanat insanın ruhunu besler, iyi insan olmanızda çok faydalı bir unsurdur. İyi insan olma yolunda Sanatsal faaliyetleriniz çok olsun”.
Genel Yayın Yönetmeni: Murat Karakaş
