Geçmişten bugüne birbirinden farklı yapımlarda rol alan Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Hakan Tepe’ye konuk olduk. Kendisini yakından tanımak istedik ve bu kadar güzel ve özel bir insan yapan özelliklerini keşfe çıktık. Keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Bize Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?
“1989 İzmir doğumluyum ama aslen Efeler diyarı Aydın’lıyım. Yörüğüm. Üniversite de Kimya bölümü okurken hayallerimin peşinden koşmak için son senemde okulu bırakıp İstanbul’a oyunculuk okumaya gittim. Tabi kimya bölümünden de bir şekilde sonradan mezun oldum. Oyunculuğa 2011 yılında “Türker İnanoğlu Sinema TV Okulu” oyunculuk bölümünden mezun olduktan sonra başladım. Okulu %100 bursla kazanıp başarılı bir şekilde bitirdikten sonra ilk işim rahmetli Zeki Alasya ve Kayhan Yıldızoğlu hocalarımın referansıyla “Bizim Okul” dizisi oldu ve arkasından devam eden bir çok iş yaptım”.
Kendinizi Nasıl Tanımlarsınız ?
“Sabırlı, çalışkan bir yapım vardır. Bir şeyi istiyorsam sonuçlanması için elimden gelen her şeyi yaparım ki aklım hiçbir zaman geride kalmasın. Sonucunu mutlaka görmek isterim olumlu veya olumsuz”.
Ülkemizde Sanata Ve Sanatçıya Verilen Önem Hakkında Düşünceleriniz Nelerdir?
“Aslında bu yönden çok zengin bir ülkeyiz. Ülkemizin her köşesinde sanata veya sanatçıya rastlarız. Yolda yürürken denk geldiğimiz duvar resimlerinden, sokak sanatçılarına. İzlediğimiz filmlerden tutun, yurt dışından ödül alan uluslararası yönetmenlerimize kadar. İnsanlarımız bunların hepsini görüyor. Gerekli sevgi ve saygıyı gösterdiğini düşünüyorum”.
Son Dönemdeki Projelere Nasıl Dahil Oldunuz Biraz Aydınlatabilir Misiniz Bizleri ?
“KIRCAALİ Belgeselinden bahsetmek isterim. Bu iş ilk olarak yönetmenimiz Mustafa ŞAHİN tarafından geldi bana. Beni aradığında çok önemli bir iş yapıcaz. Daha önce hiç yapılmamış KIRCAALİ efsanesini anlatacağımız bir belgesel olacak ve KIRCAALİ olarak seni görmek istiyorum dediğinde heyecanlandım. BULTÜRK derneğinin üstlendiği İç işleri bakanlığımızca desteklenen projenin detayına indiğimde Buhara’dan başlayıp Ahlat’a oradan tüm Anadolu’ya yayılan bir kahramanlığın hikayesi. 800 kişiyle, 70 bin kişilik orduyu deviren ve üzerine Yahya Kemal’in “Akıncılar” şiirinde “Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” diye yazdığı şiir KIRCAALİ destanından bahsettiğini öğrendiğimde zaten konuşacak bir şey kalmadı ve tamam hocam ne zaman başlıyoruz dedim sadece”.
Canlandırmayı Çok İstediğiniz Bir Karakter Var Mı?
“Benim adım adım gitmeyi seven bir tarafım var. Şuan da KIRCAALİ belgeselinden sonra canlandırmayı çok istediğim karakter tekrar KIRCAALİ karakteri. Daha büyük yatırım ve prodüksiyonla bu işin sinema filminin yapılması ve gerçek kahramanlarımızın gün yüzüne çıkartılarak daha çok kişiye ulaşılmasını sağlamamız gerekiyor”.
Boş Zamanlarınızda En Çok Neler Yapmaktan Hoşlanırsınız?
“Açıkçası çok boş kalmayı sevmem. En ufak boşlukta yeni yerler görmeyi severim. Kamp yapmayı orada kandim ile ve doğayla baş başa kalmayı severim. At’a binmek en büyük zevkim. Sporun her türlüsüne varım”.
İyi bir sanatçı olmak için olmazsa olmazlar sizce nelerdir?
“İyi bir gözlemci olmak. Kendi tecrübelerimiz sadece bize yeter ama dışarıda hayat anlamında o kadar çok renk ve enstrüman var ki onları gözlemleyip hafızaya atıp yeri geldiğinde kullanmayı bilmek lazım. Meraklı ve araştırmacı olmak lazım. Yenilenmek yeniye açık olmak lazım”.
Setler Sizin İçin Ne İfade Ediyor?
“Setler bizim evimiz gibi orada hiç tanımadığın onlarca insan ile bir ekip oluyorsunuz ve çok uzun zaman birlikte çok vakit geçiriyorsun. Bir süre sonra aile oluyorsunuz ve birlikte bir şeyler üretmek için hep beraber çaba veriyorsunuz. Onun için ben her zaman derim set bana her zaman huzur verir”.
Herkes Gibi Hayranı Olduğunuz Bir Ünlü Var Mı?
“Böyle bir rolün üstüne Cüneyt Arkın demezsem ayıp olur”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?
“”Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir”… Sanatla kalın”.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş