Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin rekabetini komik ve iç ısıtan bir dil ile ele alan hazırlanan, futbol aşkı ile sanatın birleştiği “Öğretmen” sinema filminin ihtişamlı galası dün akşam Paribu Cineverse Zorlu Center sinema salonunda gerçekleştirildi.
Yılmaz Okumuş’un kaleme aldığı ve Bilal Kalyoncu’nun yönettiği, Fenerbahçe taraftarı bir ilkokul öğretmeninin tayininin Çaykara ilçesine çıkmasıyla başından geçen olayların anlatıldığı “Öğretmen” sinema filminin oyuncu kadrosunda Önder Açıkbaş, Ulaş İnan Torun, Asuman Dabak, Necmi Yapıcı, Buse Sinem İren, Bilal Hancı,Seymen Aydın, Şükrü Üçüncü, Selinay Taşol, Kemal Uçar, Adem Yılmaz, Sezgin Uzunbekiroğlu Yılmaz ve Burak Satıbol gibi birbirinden değerli oyuncular yer alıyor.
Yorumlaya başlıyorum; öncelikle aşırı fanatizm karşıtı bir Beşiktaş taraftarı olarak benim bizzat hayranlık ile izlediğim bir sinema filmi olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Biraz kaynak araştırmalı birazda kendi görüşlerim ile sizlere aktaracaklarım var elbette. Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin rekabetinin başlangıcı ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken nokta Trabzonspor’un şampiyonluk serilerinin olduğu yıllarda ikinciliği hep Fenerbahçe’nin elde etmiş olmasıdır. Buna ilaveten, yıllar boyunca bu rekabet hep seviyeli bir şekilde devam etmiş ve Fenerbahçe şampiyonluğa giderken kovalayan çoğu zaman Trabzonspor, şampiyonluğa giderken ise rakip hep Fenerbahçe olmuştur. Buda iki takım arasındaki maçların kaliteli olmasına ve keyif vermesine olanak sağlamıştır. Amma velakin rekabet Trabzonspor’un uzun yıllar süren şampiyonluğa ulaşamamasıyla gergin bir hale dönüşmüştür. Bir takım iddaalarla Trabzonlu taraftarların, Fenerbahçe taraftarlarını düşman olarak görmesine yol açmıştır. Kaynaklar böyle diyor. Gelelim benim düşüncelerime her meslekte, her alanda rekabet görülür ve rekabet güzeldir, daha iyiye ulaşılması için motivasyon sağlar. Ancak düşmanlık seviyesine varacak kadar gözü dönmüşlüğe hiç bir rekabette bence gerek yok. Özellikle son zamanlarda ülkemizde ve dünyada yaşanan savaşlar, ölümler, kuşkusuz hepimizin canımızı sıkıyor. Saflığa, temizliğe ihtiyacımız var. Ben bir sanat eleştirmeniyim gördüğümü yazmakla mükellefim.Dolayısıyla “futbol dostluk, futbol kardeşliktir” sözünü bir kez daha ana mesaj olarak aldığımız bir sinema filmi “Öğretmen”. Benim dün akşam izlediğim sinema filminde dostluk ve kardeşlik mesajı biraz dolaylı yollardan kaliteli bir mizah ile anlatılmış.
İkinci önemli mesele; Mademki sanat bizi iyileştiriyor ve sitemi sanat severler okuyor. O zaman şöyle devam edeyim. Genel anlamda öğretmenlik kutsal bir meslektir, Mustafa Kemal Atatürk’e göre “yetiştirici, eğitici, öğretici, yaratıcı, geliştirici” olmasının yanı sıra aynı zamanda ” öncü, kurtarıcı, kılavuzlayıcı, yenileştirici, savaşımcı-devrimci, değişimci-dönüşümcü, örnek olucu, yükseltici , yüksek hizmet verici , kutsal bir görev üstlenici” dir. Bütün bunlarla Atatürk’ün tanımladığı öğretmenlik tam anlamıyla gerçek öğretmenliktir. Yetersiz, başarısız, kötü öğretmen tarafından yönetilen sınıfta hiçbir başarı elde edilemez. Öğrenciler kendine olan güveni, yaratıcılığını ,sevgisini kayıp eder. Hırcın, kavgacı, bilgiye aç , kin ,nefret dolu ,yetersiz insanlar olarak yetişirler. İyi bir öğretmen tarafından yönetilen sınıf canlı, ilginç,ve başarılı öğrencilerle dolu olacaktır. İşte tam bu noktada ideal bir öğretmenin sahip olması gereken temel niteliklere, tutum ve davranışlara sahip olan tüm öğretmenlerimize sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz.
Saygı duyulması gereken bir meslek olan öğretmenlik üzerinden, aşırı fanatizm karşıtı sağlam bir senaryoya sahip olan sinema filmini izlemek benim için inanılmaz tarifsiz. Dolayısıyla senaristi Yılmaz Okumuş’a bir kez daha hayran kaldım.
Rejiden devam edeceğim ; yönetmen koltuğunda oturan Bilal Kalyoncu için daha önceki eleştiri yazımda. Akıllı, zeki ve ne yapığını bilen bir senarist ve yönetmen bana göre demiştim. Bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu dün akşam bir kez daha anladım. Fazla koyu Fenerbahçeli bir öğretmenin gözünden Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin rekabeti gözler önüne sererken teknik açıdan sinema dili güçlü, Karadeniz’in eşsiz manzarası eşliğinde, komedi dozu yüksek, dramı az bir çizgide ilerleyerek, bizleri finale ulaştırmayı hedeflemiş. Sinemaya gidip destek olunması gereken özverili bir emek verildiğini düşünüyorum.
Geçelim oyunculuklara; bu sefer oyuncu ayırmayacağım. Bu filmde rol alan tüm oyuncuların çok doğal konsantre. Canla başla kendilerini filme adadıkları, ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştıkları açık ve net olarak görülebiliyor.
Dip not : Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada yaşanan savaşlar, ölümler, kuşkusuz hepimizin canımızı sıkıyor. Hayatın gerçeklerinden iki saatliğine de olsa uzaklaşarak ailece izlemek için ideal bir komedi ajandanıza not alın, gidin ve keyifle izleyin.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş
