More
    Ana SayfaELEŞTİRİTiyatro Sahnelerinin Pek Alışkın Olmadığı Tarzda Sahnelenen "Çıkmaz Sokak" Tiyatro Oyununun Yorumuyla...

    Tiyatro Sahnelerinin Pek Alışkın Olmadığı Tarzda Sahnelenen “Çıkmaz Sokak” Tiyatro Oyununun Yorumuyla Sizlerleyim

    Yapımcılığını Mustafa Kalkan’ın üstlendiği tiyatro sahnelerinin pek alışkın olmadığı tarzda sahnelenen “Çıkmaz Sokak” tiyatro oyunu 14 ocak cumartesi akşamı Şişli Tiyatrosu‘nda sanatseverlerle buluştu. Bizde Sanatsal Faaliyetler olarak oradaydık.

    Hikâyelerinin çoğu, herhangi bir aile problemine veya ahlâk anlayışına bağlı olmaksızın cereyan eden aşk vakalarına dayanan Şahabettin Süleyman’ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda “Orijinal Günahlar”, “Market”, “Etik Nedir”, “Komik-i Şehir Naşit Bey” gibi oyunlarıyla tanınan yazar – yönetmen Gökhan Erarslan’ın oturduğu tiyatro oyununun kadrosunda Deniz İnanç, Hafize Başak, Özge Deniz Asyalıoğlu, Sevim Erdoğan, Sezin Mutaf, Şerife Letifoğlu, Şeyda Merve Kölük, Zeynep Ece Büyüklale gibi oyuncular yer alıyor.

    Oyunun konusu kısaca şöyle; Refika ve Cavide isimli iki kadının duygusal ilişkileri yani aşkı üzerinden, entrikalı bir konağın öyküsü anlatılıyor.

    Yoruma geçmeden önce kısa bir bilgi ile başlayalım; Şahabettin Süleyman’ın hayatını zora sokan bir oyun “Çıkmaz Sokak”. Öyle ki öğretmenlikten uzaklaştırılmasına, hattâ tiyatronun yayınlandığı “Resimli Kitap” dergisinde artık yazı yazamamak durumunda kalmasına sebep olmuş. Fakat bu olumsuzluklara rağmen onun tiyatro faaliyetlerine devam ettiği bilgisi de kaynaklara eklenmiş. Hattâ bazı tiyatrolarda oyuncu olarak da sahneye çıkmış.

    Ve hazırsanız yorumlamaya başlıyorum; Osmanlı İmparatorluğu, kurulduğu dönemden (1299 ile 1922) yıkıldığı döneme kadar, yanlışıyla, doğrusuyla, üç kıtada birden hüküm sürmüş ve bu özelliği sayesinde bir cihan imparatorluğu olma hüviyetini kazanmış büyük bir imparatorluktur. Osmanlı Devleti’nin, bu siyasi varlığı boyunca görev yapmış olan Osmanlı padişahları Osmanlı Devleti’ne hükümdarlık yapmıştır. Kuruluş Dönemi Osmanlı padişahları, Yükselme Dönemi Osmanlı padişahları, Duraklama Dönemi Osmanlı Padişahları, Gerileme Dönemi Osmanlı padişahları ve Dağılma Dönemi Osmanlı padişahları. Biraz tarih dersi gibi giriş oldu kabul ediyorum ama bunu boşuna yazmadım. Atalarımızdır saygı duymak zorundayız fakat yanlışlarını da görmezden mi gelelim. Mesela 46 yıl süren hükümdarlığı ile Osmanlı Devleti’nin en uzun tahtta oturan padişahı Kanuni Sultan Süleyman. Osmanlı ordusunun Konya’da konakladığı sırada, padişahın otağında öz oğlunu boğdurmuş. böyle bir vahşetin gerekçesi olmaz ama bu durumun gerekçesi babasına karşı isyan etmesi. İşte bu tiyatro oyunu Osmanlı Devleti’nin yanlışları üzerine yazılmış. Şahabettin Süleyman bence o dönemin şartlarında çok cesur bir hamle yapmış ve tüm riskleri göze alıp, izleyen herkesi dumura uğratmayı hedefleyen, kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklere kendince dur deme amaçlı bir tiyatro oyunu yazmış.

    Şahabettin Süleyman, 1907 yılında kaleme almış. Bu hikayenin söyleyecek çok sözü var. Kadınlara karşı olumsuz yaklaşımlar. Cinsiyet ayrımına bağlı olarak ortaya çıkan kadınların ezilmesi ve ikincilleştirilmesi sorunu. Mesela Kadınların süslü şekilde sokağa çıkmalarının yasak olması, sokağa çıkan kadınların ise örtülü ve sade biçimde giyinme zorunluluğu olması. Buna uymayan şekilde sokağa çıkan kadınların öldürülmesi v.b.

    Sahne gözlemlerime geçiyorum; Şahabettin Süleyman o dönemin şartlarında çok cesur bir hamle yapmış. Peki ya bu dönem? Abartmıyorum aynı yazarı gibi tüm riskleri göze alarak sahneleyecek kadar cesur bir ekip gördüm, 14 ocak cumartesi akşamı Şişli Tiyatrosu sahnesinde. Yapmış oldukları şeyin ne denli riskli olduğunu bilen ama buna rağmen sahnede gayet rahat sekiz tane kocaman yürekli kadın oyuncu gördüm. Oyunculuklara yeniden değineceğim birazdan.

    Bu oyunun metni, ciddi anlamda keskin bir dil ve olabildiğine cesur bir anlatım ile sevgiden yoksun kadınların, hissettikleri yalnızlığı oyunun genelinde seyirciye sunuyor. Bu duyguları yaşatırken seyirciye sunduğu konsept gerçekten şaşırtıcı. Kadın eş cinselliğini işliyor. Gökhan Erarslan’ın metnin sıra dışı yapısına uygun rejisi daha ilk dakikadan kendisini belli ediyor. Duygunun seyirciye net geçişini sağlayan çok da abartılı olmayan sade bir dekor, olması gerektiği yerde giren ışık düzeni, anlatıyı süsleyen her duyguya göre değişiklik gösteren inceden inceden ruhumuza işleyen müzikler. Hikayenin geçtiği konağı ve konakta yaşananları, sırasıyla anlatan sekiz kadın oyuncu. Dün akşam yine kurgusal anlamda baktığımda bol mesaj içeren, taşın altına korkmadan cesurca elini koyan, şahane teatral bir şölenin içindeydim.

    Geçelim oyunculuklara; metnin, ciddi anlamda keskin bir dili var ve rejinin olabildiğine cesur bir anlatımı var. Oyuncuların da cesaretine hayran kaldım. Hiç birini diğerinden ayırmayacağım çünkü sahnedeki 8 kadında olabildiğine güçlü performanslar sergilediler sahnede. Bu arada altı çizilmesi gereken bir detay içlerinden bazıları erkek kıyafetleri giyerek, erkek kılığına girdi ve cesurca oynadı oyunda anlatılan erkekleri.

    Sonuç olarak; başta yapımcısı Mustafa Kalkan olmak üzere, Gökhan Erarslan’ı, sahnedeki 8 kadın (Deniz İnanç, Hafize Başak, Özge Deniz Asyalıoğlu, Sevim Erdoğan, Sezin Mutaf, Şerife Letifoğlu, Şeyda Merve Kölük, Zeynep Ece Büyüklale) oyuncuyu ve tüm ekibi tüm riskleri göze alıp böylesi bir tiyatro oyununu bizlere sundukları için tek tek tebrik etmek istiyorum. Ajandanıza not alın gidip ve izlemeyi de ihmal etmeyin.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz