More

    Takıntılar

    Ferhat Ergün’ün senaryosunu yazdığı, Yunus Nihat Özcan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Takıntılar” Sinema filmini 11 Kasım pazartesi akşam Gala gösteriminde izleme fırsatı buldum.

    Fransız yazar Laurent Baffie’nin “Toc Toc” adlı tiyatro oyunundan uyarlanan, sinema filminin oyuncu kadrosunda Zafer Algöz, Seda Bakan, Özge Özberk, Bora Akkaş, Ecem Erkek, Sarp Akkaya, Çiçek Dilligil ve Dost Elver yer alıyor.

    Obsesif kompulsif bozukluğu olan altı kişi ünlü psikiyatr Orhan Kerim Baykal’dan randevu alır. Ancak altı hastanın randevularının çakışması işlerin karışmasına neden olur. Üstelik doktor da ortalarda yoktur. Doktorun uçağının rötar yaptığını onlara bildirildiğinde gerginlik daha da artar.

    Değerli Sanatsal Faaliyetler takipçileri kendimce yorumlayayım hazırsanız. Başta söylediğim gibi Fransız yazar Laurent Baffie’nin “Toc Toc” adlı tiyatro oyunundan uyarlanmış. Ancak ben filmi izlerken birkaç not aldım elbette. Dolayısıyla ilk izlenimim tabii ki senaryosu. Bana göre ne yapığını bilen akıllı, zeki bir senarist Ferhat Ergün. Fransız yazar Laurent Baffie “Toc Toc” adlı tiyatro oyununda kendi coğrafyasının kültürünü ne kadar yansıtmışsa tam tersi Ferhat Ergün Bizim Türk kültürünü yansıtmayı hedefleyerek yazmış. Bunu söylerken çok rahatım sanat konusunda ne kadar hassas olduğumu bilen bilir. Biraz anlatılan hikayedeki karakterleri inceleyelim.

    “Obsesif Kompulsif Bozukluk” veya “OKB” takıntılı düşüncelerin günlük hayatı, hatta yaşamsal aktiviteleri etkileyecek düzeye gelmesi sonucu ortaya çıkan ruhsal bir hastalıktır. (Kaynak). Filmdeki karakterlerden ilki, matematiksel hesaplamalar konusunda uzman bir taksi şoförü, İkincisi, kir veya kirlenmeye karşı sürekli korku içinde olan bir laboratuvar çalışanı. Üçüncüsü, Obsesif Kompulsif Kontrol bozukluğu olan bir ev hanımı. Dördüncüsü Simetri takıntısı olan ve kaldırım çizgilerindeki çatlaklara adım atamayan bir genç. Beşincisi, Kendisinin söylediği alıntıların, kelimelerin ve heceleri ve başka biri tarafından söylenen alıntıların, kelimelerin ve heceleri tekrarı aynı anda etkilenen hoş bir genç kız ve son olarak altıncısı, kontrol dışı müstehcen jestler yapan ve farkında olmadan her türlü küfür eden Tourette Sendromundan muzdarip bir hasta. Menapoz hastası bir de asistan var tabi. Şimdi bu eleştiri yazısını okurken daha önce “Toc Toc” tiyatro oyununu izleyenler “Eee ne var ki bunda?” diyebilir. Henüz ben oyunu izlemediğimden filmde izlediklerimi sizlere anlatıyorum. Bu saydığım tüm karakterlerin ortak özellikleri saydığım özelliklerin “OKB” hastalığının çeşitlerini ruhsal olarak barındırmaları. Aslında altı çizilmesi gereken bir detay “OKB” konusunda alaycı bir dil kullanılmamış olması, farkındalık yaratmak amaçlı yaratıcı ince bir mizah barındırması.

    Komedi bunun neresinde? Sağlam bir konu ve sağlam malzemeler. Salt bir dram da çıkabilir üstte anlattıklarımdan ve bence iyi bir senaristin elinde olduğundan ağlayarak çıkacağımız bir filmde izleyebilirdik. Ancak komedi zordur. Ferhat Ergün Bizim Türk kültürünü yansıtmayı hedefleyerek öyle ince bir mizah katmış ki, nasıl söylenir çok detaya boğmadan ama derinlikli karakter analizi ve belden aşağı esprileriyle güldürmeyi değilde karakter doğallıklarıyla güldürmeyi tercih etmiş. Söz konusu mizahsa Ferhat Ergün’ün bu işte usta olduğunu bir kez daha gördüm.

    Rejiden de bahsedeyim kısaca ; Çekim kalitesi açısından gayet detaylı oyuncuların ruh halini yansıtan detaylı yakın çekimleri var Yunus Nihat Özcan’ın. Kameraların açıları ve simetrik kadrajlar, seçilen müzikler ve mekan seçimi, kostüm seçimleri ve diğer teknik detaylar. Bence gayet iyiydi.

    Geçelim oyunculuklara ; Filme davet üzerine giderken tek mekanda geçen bir sinema filmi olduğunu bilmiyordum. genel anlamda tek mekanda geçen filmler konusunda seçiciyim. Geneli tek mekanda geçen filmlerin beşinden dördü beni acayip daraltır onuncu dakikada film sıkıcı bir hal alır. Ama bu film gerek senaryosu, gerek rejisi bakımında başından, sonuna tiyatral bir hava solutuyor izleyicisine. Dolayısıyla oyuncuların filmi çekerken de çok eğlendiklerini hissettim. Her biri canlandırdıkları karakterlerin keyfini çıkaran oyuncular gördüm. Hal böyle olunca izlerken bir an bile sıkılmadım ve çok eğlendim. Bazı yerlerde gülme krizine girdim, bazı yerlerde kendimi gördüm ve duygulandım.

    Tüm dertlerden kısa süreliğine uzaklaşarak izlemek için ideal bir komedi ajandanıza not alın, gidin ve keyifle izleyin.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler