Azerbaycan ve Türkiye’nin derin bağlarını ifade etmek amaçlı söylenebilecek en hoş ve en zarif ifade ‘‘kardeş’’ ifadesidir hiç kuşkusuz. Azerbaycan ve Türkiye’nin arasındaki sağlam dostluğun bir neticesi olarak ortaya çıkan bu bağlılık, geçmişin, şimdinin ve geleceğin en güzel örneklerden biridir. İki devlet arasında kültür köprüsü oluşturma amacıyla 2016 yılında Azerbaycan Müzikal Komedi Tiyatrosu oyuncusu Elçin İmanov ve Kemale Cabbarova (Nebibeyova) tarafından “Türkiye-Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu” kuruldu. A. Hakverdiyev’in 150. yıldönümüne ithaf edilen “Yersen Kaz Etini, Görürsün Lezzetini” adlı oyunun provaları başladı. Bizde Sanatsal faaliyetler takipçileri için ekip ile oyunun provalarında bir araya geldik. Ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Söyleşimiz başlıyor şimdiden keyifli okumalar
İlk olarak bugüne kadar birçok oyunda görev yapmış, ve aynı zamanda çok yakında seyircisi ile buluşmaya hazırlanan Oyunun yönetmeni Sayın Dr. Mine Bayrakeri’nin yanındayız.
“Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca bahseder misiniz ? Dr Mine Bayrakeri Kimdir?
“Ankara’da doğdum. Önce Ankara Gazi Üniversitesi Fransız Dili Bölümü’nü bitirdim ve Ankara’da bir ortaokulda Fransızca öğretmeni olarak çalıştım. Bu esnada Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde eğitimime devam ettim. Mezun olduktan sonra öğretmenlik görevimden istifa ederek İstanbul’a geldim. Burada İ.Ü’ de Yüksek Lisans ve Doktora yaptım. 1988 ‘de Türk Telekom’ da “Tiyatro Telekom” u kurarak 2010 yılına kadar çalıştırdım. Bu süre içinde gerek kendi yazdığım gerekse tanınmış Türk tiyatro yazarlarının eserlerini sahneye taşıdım. Defalarca Türkiye turnesi yaptık… Şu an özel olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim…”
“Yersen Kaz Etini, Görürsün Lezzetini” adlı oyunu konusundan kısaca anlatabilir misiniz?
““Yersen Kaz Etini Görürsün Lezzetini” adlı oyunda Hakverdiyev yaşadığı çağda tanıklık ettiği çok eşlilik kavramı üzerinden kadınlara yönelik yapılan haksızlıkları ele almış ve bunu eleştirel bir dilde komedi tadında yazmıştır. Evli ve çocukları olan 50 yaşındaki, zengin bir tüccar olan, Hacı Mehdi’nin yolda gördüğü ve vurulduğu genç kız Güllü ile 2. kez evlenmesi ile gelişen olaylar zincirini izlemekteyiz. Tüm olay örgüsü; Hacı Mehdi ve evlendiği iki kadın etrafında gelişmektedir”.
Tiyatro seyircimizin durumu nasıl sizce?
“Tiyatro yaşayan bir sanat dalı olduğu ve her seyirci için özel olarak oynandığı için, seyircisiz bir tiyatro asla düşünülemez. Bilindiği gibi devlet desteği alan tiyatrolar dışında özel tiyatrolar için pahalı bir sanat dalıdır. Telif hakkı, oyuncu ödemeleri, dekor, kostüm ve sahne giderleri epey bir yekûn tutmaktadır. Bunları karşılamak için de maalesef bilet ücretlerinin yüksek olması gerekmektedir. Bu da günümüzde ekonomik zorluklar içinde bulunan insanların tiyatroya gitmesini engellemektedir. Günümüz seyircileri, artık bazı organizasyonlar dışında, ekonomik olarak belli bir seviyede olan kişilerden oluşmaktadır”.
Tiyatronun rolü günümüzde nedir sizce?
“Tiyatro, insana insanı insanla anlatan bir sanat dalı diye tanımlanır. Aynı zamanda, içinde bulunduğu çağa tanıklık eder. Yaşanılan eksileri, yanlışlıkları, toplumu yoran her türlü davranışı bir şekilde sahnede göstererek eleştirir. Çünkü sanat muhalif olmalıdır, özgür olmalıdır. Günümüzde televizyon, sinema derken bir de sosyal medya ile yarışmak zorundadır. Artık insanlar evlerinde bunlara kolayca erişirken kalkıp tiyatroya gitmek zor geliyor. Çünkü tiyatro yapmak nasıl emek istiyorsa izlemek de öyle emek istemektedir. Ancak sahnede tek oyuncu, koltuklarda tek seyirci olsa da tiyatro yaşamaya devam edecektir”.
Seyirci bu oyunda neyi özellikle yakalamalı ve anlamaya çalışmalı?
“Seyirci bu oyunda, aslında yıllarda geçse, kolay kolay bir şeylerin değişmediği gerçeğini yakalamalı… O dönemde olan çok eşlilik günümüzde de, gerek aynı gerek farklı isimler altında devam etmektedir. Yazarın eleştirdiği; savaş zenginleri, üfürükçüler- muska yazıcılar ve çöpçatanların karşılıklarına aynen günümüzde de rastlamaktayız… İnsan davranışlarının sandığımız gibi yıllar içinde değiştiği masalı ile karşı karşıya olduğumuzu anlamalı”…
İkinci olarak yine bugüne kadar birçok oyunda görev yapmış,Türkiye Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu’nun kurucularından biri olan ve aynı zamanda bu güzel oyunun bizimle buluşması için elinden geleni yapan Oyunun genel sanat yönetmeni Sayın Elçin İmanov’a yöneltiyoruz sorularımızı.
Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca bahseder misiniz ? Elçin İmanov Kimdir?
“11 Ocak 1971’de Yardımlı ilçesine bağlı Tila köyünde doğdum. 1978 yılında Yardımlı ilçesine bağlı Tila köyü ilkokulunun 1. sınıfa kabul edildim. 1988 yılında Masallı yöresine bağlı J. Cabbarlı Arkivan köyü ortaokulundan mezun oldum ve aynı yıl M. Aliyev Azerbaycan Devlet Sanat Enstitüsüne girdim. Enstitüde okurken 1990 yılında S.Vurgun adını taşıyan Azerbaycan Devlet Rus Dram Tiyatrosu’nda çalışmaya başladım. Enstitüden 1993 yılında mezun oldum ve o yıldan itibaren tiyatroda baş sahne mühendisi olarak çalışmaya devam ettim. Ayrıca tiyatroda oyuncu olarak çalışıyorum.
1996 yılından beri Azerbaycan Devlet Müzikal Komedi Tiyatrosu’nda vokalist olarak çalışmaktayım. Ayrıca Kamu Televizyonunda yönetmen olarak çeşitli programlar yazdım. Aynı zamanda bir şovmen ve sunucuyum. Halen tiyatro ve televizyon çalışmalarının yanı sıra Bakü Devlet Sirki’nde sunucu olarak çalışmaktayım. Türkiye Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu’nun kurucularındanım. Evliyim ve bir çocuğum var”.
Tiyatro seyircimizin durumu nasıl sizce?
“Bütün dünyada nasılsa bizde de öyledir, seyirciler tiyatro oyunlarına hasret ve açlar”.
Tiyatronun rolü günümüzde nedir sizce?
“Bu soru çok geniş ve etraflı cevap isteyen bir sorudur, ben kısa ve öz konuşmayı severim. Tiyatronun kendisi hayatın aynasıdır. Seyircilerin gelip sahnede oyunu izliyorsa ve ondan bir ibret dersi çıkartıp kendisini doğru yola sokuyorsa o artık tiyatromuzun hayatımızda rolüdür. Uzağa gitmeyelim Türkiye Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu’nun hazırladığı ‘Yersen Kaz Etini Görürsün Lezzetini’ oyunu hakkında konuşup onun hayatımızdaki ne rolü olabilir? Şimdiki zamanda çok eşli olmak isteyen insanlar bu oyunu izledikten sonra Hacı Mehdi’yi görüp ders alırlar. Nasıl insan kendini aynada görüyorsa tiyatro sanatıda hayatın aynasıdır”.
Seyirci bu oyunda neyi özellikle yakalamalı ve anlamaya çalışmalı?
“Hacı Mehdi gibi insanlar hayatımızda çok fazla vardır. Bu oyunu izledikten sonra o insanlar atalarımızın şu sözlerini anlayacaklar kaşınmayan yerden kan çıkmayacaktır. Seyirciler bunu izledikten sonra anlıycaklardır ki Hacı Mehdi gibi ikinci üçüncü kadını eş olarak almak isteyen insanlar bu fikirden vaz geçeceklerdir. Her oyun seyirciye mesaj verir. Bizim oyunun mesajıda dertsiz başına dert açmadır”.
Azerbaycan’da tiyatro sanatının sizce seyirciye etkileri nelerdir?
“Her seyirci kendisine bir mesaj alır. Kimisi iyi alır kimisi kötü. Bu oyunların seyircilere etkisi çok büyüktür. İnsanlar izledikleri, okudukları ve gördükleri şeyleri daha önce farklı bir şekilde kendi hayatlarında yaşamışlardır ve tiyatro bu gerçek olayları sahneye taşıyarak izleyicilere sunmaktadır”.
Kardeş ülkemiz olarak uzun yıllardır birbirimize her zaman destek olduğumuz bu zor günlerde “Yersen Kaz Etini, Görürsün Lezzetini” adlı oyunu bizler ile buluşturmaya hazırlanıyorsunuz daha önce de sanıyorum Türkiye’de oyun sergilediniz nasıl buluyorsunuz Türkiyeyi genel olarak ?
“Türkiye ve Azerbaycan iki devlet tek millettir ve bütün dünya da bunu bilmektedir. Niye Azerbaycan tiyatrosu Türkiye’dedir? İki devletin milletlerinin bir olması gibi kültürleri ve dilleri de birbirine çok yakındır, Azerbaycan kültürünü Türk kardeşlerimize tanıtmak için bu tiyatroyu kurduk. 2016 da ilk defa Türkiye’ye gelip Adsız Kadını hazırladık. Niyetimiz Hocalı katliamında ailesini, akrabalarını, çocuğunu kaybeden kadının hayatını tiyatro sanatıyla Türkiye’de duyurmaktı. Bu oyunun amacı Hocalı adalet kampanyasını duyurmak ve göstermekti ve şükür Allah’a ki amacımıza ulaştık. Manken oyununuda hazırladık. Türkiye bizim bir nevi evimiz o yüzden anlatmak istediklerimizi rahatlıkla anlatabiliyoruz. Yersen Kaz Etini Görürsün Lezzetini oyununu Türkiyede oynamak istememizin amacı Abdurrahim Bey Hakverdiyevin 130. yıl dönümünü Türk kardeşlerimizle beraber anmak ve onları hoşnut etmektir”.
Yaklaşık 23 yıl Çeşitli Tiyatrolar’da birçok görevde bulunan tiyatroda önemli rolleri canlandıran… Ayrıca birçok televizyon dizisinde de rol alan Sayın Bülent Altay Beyin yanındayız şimdi de…
Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca bahseder misiniz ? Bülent Altay Kimdir?
“Merhaba, ben Bülent Altay. 1962 Samsun doğumluyum. 1988 yılında tiyatro ile tanıştım ve yaklaşık 23 yıl meslek üstü tiyatro çalışması yaptım. Bu süre içerisinde 30’a yakın oyunda rol aldım. Defalarca Türkiye turnesi yaptık ve oyunlarımızı seyirci ile buluşturduk. Ayrıca birçok televizyon dizisinde de rol aldım. 2011 yılından itibaren de özel bir tiyatro ile çalışmalarıma başlayarak, yılın üç ayı Avrupa’da altı ülkede, beş ayı da Türkiye’de turne şeklinde devam ettim. Şu an diğer çalışmalarımın yanı sıra Türkiye-Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu’nda da oyunculuğa devam ediyorum”.
Azerbaycan vizyon tiyatrosunda çalışmaya nasıl karar verdiniz?
“Türkiye-Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu ile bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım. Hocalı Katliamı’nı anlatan bir oyunda rol alarak çalışmaya başladım”.
Tiyatro seyircimizin durumu nasıl sizce?
“1990 yılından 2010 yılına kadar birebir tanıklık ettiğim tiyatro seyircisi ile 2010’dan sonraki seyirci açısından çok fark var. Daha önceleri salonlar tıklım tıklım iken şimdi tiyatro seyircisinin biraz koptuğunu düşünüyorum. Özellikle finansal sorunlar yüzünden özel tiyatroların bir çoğu perdelerini kapattı, ödenekli tiyatrolar ise seyirciyi çekebilmek için sembolik fiyatlarla oyunlar sahneye koydular. Bu da, yeterli olmasa da biraz hareketlilik sağladı. Umarım yaşamış olduğumuz küresel bir sıkıntı olan pandemi dönemini atlatırız ve hayat normale döner, bizler de arzu ettiğimiz seyircilerle dolu sahnelere kavuşuruz”.
Tiyatronun rolü günümüzde nedir sizce?
“Tiyatronun önemi; sadece günümüzde değil, her yaşandığı dönemde seyirciyi eğitici,öğretici bir misyona sahip olmasıdır”.
Seyirci sizce bu oyunda neyi özellikle yakalamalı ve anlamaya çalışmalı?
“Tabii ki her oyun kendi içinde farklı mesajlar verir. 1800’lü yıllarda yazılmış bu eserde seyirciye; aile kavramının kutsallığını, kadına verilen değeri anlatmaya çalışıyoruz. Ama yıllar geçmesine rağmen aynı (iki veya üç eşlilik)yaşam tarzının modernleşerek devam ettiğini görüyoruz ve seyirciye, aradan bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen, bunların hala yaşandığını anlatmaya çalışıyoruz”.
Azerbaycan’da tiyatro sanatının sizce seyirciye etkileri nelerdir?
“Bu konuda fikir beyan etmem zor… Çünkü Azerbaycan’da tiyatro ile seyirci arasındaki ilişkiyi, seyircinin tiyatroya olan ilgisini takip etmedim, ama burada tanışmış olduğum bir çok Azeri arkadaşımın tiyatroyla ilgili olduğunu gördüm ve tiyatro adına bu beni çok mutlu etti”.
Sanatsal faaliyetler takipçilerine neler söylemek istersiniz?
“Sanatsal Faaliyetler takipçisi arkadaşlarıma selamlarımı iletiyorum. Tiyatro hayatın yansımasıdır. Türkiye-Azerbaycan Vizyon Tiyatrosu olarak bizim en büyük dileğimiz; bazen güldürerek, bazen üzerek, bazen düşündürerek en iyi performanslarımızla karşınıza çıkmak… İyi seyirler”…
İlk Bölümün Sonuna geldik değerli sanatsal faaliyetler takipçileri ve sanatseverler…
Röportaj teklifimizi kabul eden ve sizlere ulaşması için elinden gelen çabayı gösteren Elşad Hakverdi’ye emeklerinden dolayı huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyoruz teşekkür ediyoruz.
Genel Yayın editörü Murat Karakaş