More
    Ana SayfaRÖPORTAJSihirbaz Ve Vantrilok Burak Parlı’yı Daha Yakından Tanımaya Ne Dersiniz?

    Sihirbaz Ve Vantrilok Burak Parlı’yı Daha Yakından Tanımaya Ne Dersiniz?

    Dünya tarihinde tiyatrodan çok daha önceden beri var olan ve başlangıcında mistik çerçevelerin hakim olduğu bir sanat, sihirbazlık sanatı. Sihirbazlık sanatına yakıştırılmış sıfatlardan bazıları halk dilinde “hokkabaz”, “illüzyonist”, “gözbağcı” olarak adlandırılır. Tarih boyunca bazen sihirbazların büyücü olduğu zannedilerek cezalandırılması bu sanatı bir süre duraklama ve gerileme sürecine sokmuştur. Sahne sanatlarının en eskisi olan illüzyon sanatının Türkiye’de ki en eski temsilcileri Zati Sungur, Sermet Erkin, Mehmet Ertuğrul Işınbark, Lütfi Demirtok gibi isimlerdir. Günümüzde ise bu sanatı icra eden pek çok insan bulunmaktadır. Ağızlarını hiç kıpırdatmadan bir başkası konuşuyormuş hissi vererek, konuşma yapan kişilere Vantrolog diğer adıyla Vantrilok denmektedir. Günümüzde ise bu sanatı icra eden pek çok insan arasında en başarılı olmuş isimlerden biri Sihirbaz Ve Vantrilok Burak Parlı’yı daha yakından tanımak istedik ve kariyeri üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

    Bize Biraz Kendinizden Bahseder misiniz?

    “1974 senesinin Aralık ayının 23. günü Kurban Bayramı’ nın arife günü sabaha karşı 04:45’ te dünyaya gözlerimi açmışım. Asker kökenli bir ailede büyüdüm. İlk, orta ve liseyi İstanbul’un Fatih semtinde bitirdim. Üniversite, Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve End. İlişkiler Fakültesi’ ni bitirdim. Ama mesleğimi hiç yapmadım. Masa başında çalışmak bana göre değildi. Yedi, sekiz yaşlarında anneannem beni şehir tiyatrolarına götürürdü. O sahnede olmayı hayal ediyordum. Arkadaşlarıma küçük skeçler, taklitler yapıyordum. İnsanları güldürmeyi seviyordum. Lise sonda tiyatro kursuna yazıldım. Bakırköy Sahne Sanatlarında iki sene tiyatro eğitimi aldım. Sonrasında amatör olarak tiyatro ile ilgilendim. Bir gün bir gazete ilanı ile hayatım tamamen değişti ve Cengiz Özyurt ile tanıştım. Amatörlükten profesyonelliğe geçtim. Bugün ben burada isem O’ na borçluyum. İşin mutfağında yetiştim. Beş sene Cengiz Ağabey ile çalıştıktan sonra kendi organizasyon şirketimi kurdum. 2014 yılına kadar bu sektörde faaliyet gösterdim. 2014’ te çok yorulduğumu fark ettim ve sektörden ayrıldım. Ağırlığımı sihirbaz ve vantrilok gösterisine verdim. 2017 yılında Yetenek Sizsiniz yarışmasına katıldım. Bunun dışında 1 Alp 3 Çocuk, Her Şey Dahil.. vs gibi bir çok tv programına konuk olarak katıldım. Birçok ünlünün çocuğunun doğum günü partisini düzenledim. Gösterilerime doğum günü, sünnet, piknik, bireysel ve kurumsal etkinliklerde devam ediyorum. Her tiyatrocunun istediği gibi sahnede ölene kadar da bu işi yapacağım”.

    Sihirbazlık Hikayeniz Nasıl Başladı ?

    “1995 yılında “tiyatro bürosuna, genç, erkek eleman aranıyor” ilanı ile Cengiz Özyurt ile tanıştım. Ben tiyatro yapacağımı sanarken kendimi doğum gününde palyaço olarak buldum. Ve hayatımda ilk defa canlı bir şekilde sihirbaz seyrettim. Cengiz Ağabey çok iyi bir tiyatrocu ve sihirbazdı. Hayranlıkla seyrederdim. Altı ay geçtikten sonra bir gün Cengiz Ağabey bana “sende yetenek var. Gel sana sihirbazlık öğreteyim” dedi. Ben yapamam dedim. Yaparsın, yapamam derken 28 sene oldu. Ben sihirbazlığı insanları güldürmekte bir araç olarak kullanıyorum. Gösterim tiyatro vari, interaktif, alışılmış sihirbazlık gösterisinin dışında”.

    Yeni Sihirbazlar Yetiştirmeyi Düşünüyor Musunuz?

    “Herkese bu işi öğretemezsiniz. Bu iş gönül işi. Hileleri öğreneyim diye ya da bir iki sene yapayım sonra bırakırım diye bu işe başlayamazsınız. Ben bugüne kadar sadece 1 kişiyi yetiştirdim ve sektöre soktum. Başarılı bir şekilde de gösterilerine devam ediyor. İdealist ve yetenekli biri çıkarsa neden yetiştir meyeyim. Sektörde çok büyük bir açık var. Talep fazla arz az”.

    Gösterilerinizde Unutamadığın Bir Anınız Var Mı?

    “Bir şirketin pikniğinde sahne aldım. Çayır çimen bir yer. Tavşanın kafesini sahnenin arkasına koymuştum. Kilidi bir şekilde açılmış ve tavşan kaçmış. Ben tabii bilmiyorum. Son oyun tavşan çıkması. Sahne arkasına bir geldim tavşan yok. Ben şok. O an başımdan kaynar sular döküldü. İçimden inşallah hayvanın başına kötü bir şey gelmemiştir diye dua ediyorum. Sahneye çıktım ve durumu anlattım. Sonra bütün piknik davetlileri ile tavşanı aradık ve bulduk. Sağlıklı, tek parça tavşanı bulmamız önemliydi. O günden sonra zaten canlı hayvan kullanımını bıraktım. 12 senedir gösterilerimde canlı hayvan kullanmıyorum. Herkes işlerimin düşeceğini söylerken tam tersi oldu. İşlerim 10 kat arttı. Hem çocuklar hem de ebeveynler bu konuda çok hassas. Bu umut verici bir şey”.

    Mesleğe Yeni Başlayanlara Neler Öneriyorsunuz?

    “Mesleğe yeni başlayanlara önerim; öncelikle illüzyon sanatının hangi türüne yatkın olduklarını tespit etmek. Manipülasyon mu, komedi mi yoksa çocuklara yönelik mi ya da mentalizm ( zihin okuma ) mi? Türe karar verdikten sonra bir repertuvar hazırlamaları ve her oyunu ayna karşısında oyunu en mükemmel şekilde sunabilene kadar çalışmalarıdır. Dünyada neler olduğunu, diğer usta sihirbazların gösterilerini seyretmelerini tavsiye ederim. Taklit etmesinler, kendilerine uygun şekilde yorumlasınlar. Bunların dışında sahneyi kullanma, nefes kontrolü, diksiyon.. vs için mutlaka tiyatro eğitimi alsınlar. Çok faydasını göreceklerdir”.

    İsteyen Herkes Sihirbaz Olabilir Mi ?

    “Tabii ki bu işi seven, gönül veren herkes sihirbaz olabilir. Burada ki önemli ayrıntı devamlılık. Bir heves ile başlayıp daha sonra bırakmamak”.

    Gerçekten Doğa Üstü Güçleriniz Var Mı ?

    “Doğa üstü güçlerimiz yok tabii ki. Bu bir sanat. İllüzyon yani göz yanılması. Gerçekten güçlerimiz olsa mesela uçsak Cem Yılmaz’ın da dediği gibi peygamberliğimizi ilan ederiz”. (Gülüyoruz).

    Sihirbaz Olmak Günde Ne Kadar Çalışma Gerektiriyor ?

    “Kişinin yeteneğine göre değişir. Biri 1 saat çalışma ile sahneleyecek duruma gelir birisi 1 haftada. Burada önemli olan oyunu en güze şekilde oynamak ve sunmak. Bunu yakalayana kadar da çalışmak. 1 gün, 1 hafta gerekirse 1 ay”.

    Sihirbaz Olmak İçin Özel Bir Yetenek Gerekiyor Mu ?

    “Hayır, gerekmiyor. Bu işi sevmek ve çok çalışmak gerekiyor. Başlangıç zordur. Sonrası kolay. Bir müzik aletini öğrenmek gibi. İlk başta çok zorlanırsın nota, akor basmakta. Alıştıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir. İllüzyon da aynen böyle”.

    Türkiyede Bu Sanatı Dünyaya Göre Ne Seviyede Görüyorsunuz ?

    “Ülkemizde dünyaca ünlü sihirbazları aratmayacak hatta onlardan daha iyi olan sanatçılarımız var. Bu konuda sıkıntımız yok. Sıkıntı şurada; destek yok. Oyunlar pahalı, dolar üzerinden geliyor. Nakliyat bazen oyundan bile daha pahalıya geliyor. Bir de üzerine gümrük vergisi konuluyor. Astarı yüzünden pahalıya geliyor. Bir de bunun seyirci ayağı var. Seyirci bunu bir sahne sanatı, eğlenceli bir gösteri olarak algılamıyor ülkemizde. Hep bir açık bulma sevdası. Otur, seyret. Zevk al. Nasıl yaptığına takılma. Bazen yabancılara gösteri yapıyor. Zevk alıyorlar, gülüyorlar, eğleniyorlar. Nasıl yaptığıma takılmıyorlar. Hileyi çözse bile bunu belli etmiyor. Bizim seyircimizin bu konuda level atlaması gerekiyor. Bir de devletin bize kolaylık sağlaması gerekiyor. Vergi indirimi, salon verme gibi”.

    En Etkileyici Numaranız Nedir ?

    “Ben illüzyon sanatının komedi ve çocuk sihirbazlığı türünde gösteri yapıyorum. Ben kesmeli, ateşli gösteriler yapmıyorum. En etkileyici numaram uçan masa. Gösterimin sonunda seyircilerden birini sahneye alıyorum ve masayı beraber uçuyoruz. Salon yıkılıyor. En çok tepki alan numaram bu”.

    Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

    “Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir sözünü belirtmek isterim. “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür”. Sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkalım. Oyunlarına, konserlerine, sergilerine gidelim, destek olalım. Sanatla kalın, hoşça kalın”…

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş












    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler