More
    Ana SayfaHABERRol aldığı karakterlerden bir şeyler almak yerine onlara kendi sempatisinden bir şeyler...

    Rol aldığı karakterlerden bir şeyler almak yerine onlara kendi sempatisinden bir şeyler vermeyi ve kendinden parçalar katmayı seçen başarılı bir oyuncu İlkin Çakır ile sizi için bir araya geldik.

    Hem çok eğlenceli, hem çok ağırbaşlı biri.  O kadar kendini geliştirmiş ve ne yaptığını, ne istediğini, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen biri. O ekranda her gördüğümüzde kahkaha attığımız isim. Rol aldığı karakterlerden bir şeyler almak yerine onlara kendi sempatisinden bir şeyler vermeyi ve kendinden parçalar katmayı seçen başarılı bir oyuncu İlkin Çakır ile sizi için bir araya geldik. Biz onu izlediğimizde bu kadar gülerken onu acaba ne güldürür, stresi nasıl yener diye düşündük, birbirinden keyifli yanıtlar aldık. Sohbetimize biraz da gündem ekledik. Biz sohbet ederken çok eğlendik. Eğlenme sırası sizde!

    Takipçilerimize ve Tiyatro severlere biraz kendinizden bahseder misiniz ?

    İlkin Oğuzhan Çakır 23 Eylül 1987 İstanbul doğumluyum. Aslen İstanbulluyum kökenimde Selanik göçmenliği var. Lise ve Üniversite olmak üzere Marmara üniversitesi Turizm mezunuyum .
    Oyuncuğa ilk üniversitede tiyatronun drama kulübünde amatör olarak başladım. Bazı nedenlerden dolayı ara vermek zorunda kaldım. Daha sonra 2008 senesinde tesadüfen bir ajansa kayıt oldum ve kamera karşısına geçmek kısmet oldu. 2010 senesinde Avea reklamlarının optik karakteriyle reklam yüzü oldum. Ve daha sonra kapı kapıyı açtı … Bir çok projelerde yer aldım. Ama bu süreçte turizmi bırakmayıp iki kulvarda da devam ettim.

    Tiyatro ile Tiyatro seyircisi arasındaki ilişki üzerine neler söyleyebilirsiniz? Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?Tiyatro bambaşka bir dünya kesinlikle maddiyat düşünülmeden gönül verilerek yapılan bir tutku Hele ki biz oyuncuların emeklerinin karşılığını anında sahnede alkışlarla yada kahkahalarla almanın tarifini anlatamam, sadece yaşayan bilir. Günümüzde de keşke bazı gereksiz yerler açılacağına sanata ve sanatçıya gereken değer verilse tiyatro sahneleri kapatılmak yerine çoğaltılsa da herkes doya doya izlese gülse eğlense bizlerde severek sahnede oyunumuzu oynasak.

    “Yapımcı olarak kazanç olayını düşünecek olursak dizilerde tamamen risk alınırsa yürüyüp gidiyor alınmazsa batıyor”.

    Dizilerin sinema filminden daha uzun olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

    Evet aslında keşke daha kısa saatler içinde çalışsak ama maalesef…. Türkiye şartlarında zor çünkü belli bir program yapılıyor ve gerek hava gerekse ekonomik nedenlerden dolayı aksilikler yaşanıyor. İşte bu olumsuzluklar içinde o programa ayak uydurulması gerektiğinden çekim saatleri uzuyor… Nasıl olur nasıl yapılır, nasıl kısalır dizilerin çekimleri aslında kolay tek kamera yerine iki – üç kamera ile çalışılsa daha kısalır… Ama buda yapımcı için ayrı bir masraf ki. Ekip masraflarıda artıyor haliyle onun için biraz zor düzelir bu çekim saatleri dizilerde. Ama sinema filmlerinde özellikle Türkiye de yapılanlar çok çok extra bir masraf ve program gerektirmesi için program takvimi daha kısa sürüyor. Yapımcı olarak kazanç olayını düşünecek olursak dizilerde tamamen risk alınırsa yürüyüp gidiyor alınmazsa batıyor. Ama sinemada belli bir seyirci kitlesine ulaşılınca filme harcanan para çıkıyor üzeri kar oluyor.

    “işte o zaman tadından yenmez”

    Sektörün artıları eksileri nelerdir sizce?

    Eğer meslek haline getirip sadece oyunculuk yaparsanız… Maddi anlamda biraz sıkıntıya sokabilir… Çünkü malum sektörün bugünü var yarını yok, ne zaman proje olup olmayacağı belli değil. + yönünden düşünecek olursak eğer şansın olur da sağlam bir dizi senelerce sürerse işte o zaman tadından yenmez. Örneğin Arka Sokaklar, Kurtlar Vadisi, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Çukur aklıma gelenler. Aksi halde oyunculuğun yanında mutlaka extra bir iş gerekiyor.

    Hikayeniz nasıl başladı? Neden bu mesleği seçtiniz?Tamamen tesadüf oldu. Turizmde çalışırken Bir ajans sahibi geldi “ajansa kayıt olmak ister misin” dedi.
    Bende olur neden olmasın dedim ve kayıt oldum… Ondan sonra bir kaç reklam filminde yardımcı oyuncu olarak oynadıktan sonra beni sektörde ön plana çıkaran Avea reklamları oldu ve gerisi geldi çok şükür. Aslında direk bu mesleği yapmıyorum asıl mesleğim Turizm. Oyunculuğu hobi olarak yapıyorum.

    “İki adette yeni sinema filmi vizyona girecek”

    Yer aldığınız projelerden kısaca bahseder misiniz ?

    Direk hatırlayacakları projelerden bahsedeyim.

    Avea raklemları optik karakteri, Oğlum Bak Git isimli sinema filmi, Çılgın dershanede film boyunca tavuk kovalayan bir karakter, Bana bir soygun yaz sinema filminde Hacamatın çeyrek altın adındaki koruması, Odea bank reklamı, Şahan Gökbakar ile kamera karşısına geçtiğim Halk Bank reklamı, Yerden yüksek dizisinde yelken karakteri, Bizim okul dizisinde tüm elektronik sistemden anlayan sınıfın zeki öğrencisi olan Bilal karakteri, son dönemde sosyal medya sitelerinde dönen biraz küfür içerikli Küfür eden adam kısa filmindeki tokat atan adam. TV için çekilen Anamız var sinema filmi akılda kalanlar… İki adette yeni sinema filmi vizyona girecek ME NOKTA ALİ isimli Merve Sevi ile baş rolü paylaştığım film ve konuk oyuncu olarak rol aldığım Para peşinde sinema filmiyle tekrar beyaz perdeye dönüş yapacağım.

    Bu yolda bana destek olduğu için teşekkür ediyorum dediğiniz birileri var mı?Tabiki özellikle benden ” Audition ” istemeyip sadece oyunculuk cv me bakarak ve güvenerek beni projelerinde bulunduran, ilk sektöre girmeme neden olan dijital sanatların sahibi sayın Mustafa Uslu başta olmak üzere Kamil (Çetin) hocama, Tolga (Baş) hocama, Biray (Dalkıran) hocama, Çılgın dershane filminde yanımda olan Faruk Aksoy’a ve Burcu Aksoy’a. Geçen sene tiyatro sahnesine çıkmama neden olan Hakter Balaban’a, Güldür Güldür’ü izlemeye gittiğimde beni aniden sahneye alan rahmetli Kemal Sunal’In oğlu Ali Sunal’a, bomba gibi gelen yepyeni proje de resmen senaryoyu beni düşünerek yazan Uğur Karakuzu’ya ve ilk kez yapımcılığını yapacağı aynı zamanda kardeşim gibi sevdiğim oyuncu arkadaşım Ömer Güney ve tabi özür dileyerek ismini söylemeyi unutup hatırlayamadığım. Oynadığım projelerde çok şeyler öğrendiğim oyuncu abi ve ablalarım bana destek oldukları için teşekkür ediyorum.

    Sizin gibi bu yolda yürümek isteyenlere söylemek istediğiniz bir şey var mı ?Genelde bir çok kardeşim sosyal medyadan bana ulaşıp sağ olsunlar fikir danışıyorlar… Bende kendimce nacizane fikirlerimi önerilerimi aktarıyorum… Misal eğer okulları varsa önce okullarını bitirip, diplomalarını ellerine alıp ondan sonra eğer tamamen bu kulvarda ilerlemek istiyorlarsa o şekilde ilerlemelerini, bu sektörde başarı yapmak istiyorlarsa eğer. Hiç tecrübesi olmayan ve nasıl yapacağını bilmeyen kardeşlerime, arkadaşlarıma mutlaka eğitim alıp kendilerini geliştirmelerini öneriyorum.

    Hobileriniz ve fobileriniz nelerdir?Hobilerim arasında pek sağlıklı olmasa da ilk başta Nargile içmek geliyor akabinde olmazsa olmaz futbol bu arada Fenerbahçe benim için ayrı bir yere sahip ve diğer ana spor dalları… Beyin sporu olan Satranç ve Su doku, Akıl oyunları, matematiksel oyunlar…
    Atraksiyon içeren faaliyetler… Fobilerim; Pek fobim yoktur da görselliği hoşuma gitmeyen Hamam Böceği, Fareler ve yaz aylarının olmazsa olmazı Sivri Sinekler. Korkmamda ısırdığı yer şişiyor, kaşındırıyor onu sevmiyorum yoksa kendi halinde sevimli. Bazen gereksiz etrafımda dolaşan Kara Sinekler ya gidin kendi çapınızda eğlenin benden ne istiyorsunuz. (Gülüyoruz). Onun dışında yüksekten falan korkmam severim.

    Aşk, politika, hayat, savaş bu kelimeler size ne ifade ediyor ?

    Aşk deyince o bambaşka bir dünya anlatamaz kimse sadece yaşayan anlar ve bilir.

    Siyasetten ve politikadan mümkün olduğunca uzak duruyorum ama yeri gelince haksızlık karşısında susmam…

    Hayat yorucu bir maraton bebeklikten başlayıp… İlk başta her şeyin tozpembe geldiği… Taa ki gerçek hayata adım attığımız andan itibaren zorluklar engeller bizi bekliyor. Kimisi ilk engelde pes ediyor, kimiside azimle hırsla hedefine ulaşıncaya kadar savaşıyor. Belki sonunda savaşı kaybedeceğimizi bilsek bile onun için ne olursa olsun savaşmaktan vazgeçmemeliyiz ve her halimize şükretmeliyiz. Çünkü cuma gecesi tüylerimi diken diken eden beni ve hepimizi çok üzen rahmetli Neslican kardeşimin haberiyle üzüntüye boğuldum. O bize ne olursa olsun hayatta savaşmamız gerektiğini öğretti. Ne güzel söylemişti : ” Belki kaybedeceğim ama savaşarak kaybedeceğim” diye şimdi melek olup aramızdan ayrıldı. Ailesine, sevdiklerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Onun için şu kısacak hayatta kimseyi üzmeyin kırmayın anı yaşamanın tadını çıkartın.

    Savaş konusuna gelince İslamiyetten beri savaşlar oluyor… Tabiki kötü bir şey ama Çağrı filminde anlatılan Uhud, Bedir ve Hendek savaşları gibi yapılması gereken savaşlar. Ayrıca Cumhuriyet döneminde önemli savaşlarımız ve zaferlerimiz var Çanakkale Destanı,İzmir’in Kurtuluşu, Kahramanmaraş, Gaziantep’in bu isimleri almasına neden olan zaferler …kelimelerle anlatılmayacak Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Anafartalar Kahramanı Gazi Mareşal Başbuğ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’e ve silah arkadaşlarına borçluyuz…

    Son olarak neler söylemek istersiniz sanatsal faaliyetler takipçilerine ?Öncelikle bana o değerli vakitlerini ayırdıkları için çok teşekkür ederim. Yeni projelerimizi güncel olarak sosyal medyadan paylaşıyorum takip etmek isteyen sevenlerim

    instagram: ilkincakir1907

    Facebook : https://www.facebook.com/ilkinoguzhancakir

    Twitter : İlkin Çakır

    Sayfalarından takip edebilirler.

    Genel Yayın Editörü : MURAT KARAKAŞ

     

     

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler