More
    Ana SayfaELEŞTİRİ“Plastik Aşklar” Tiyatro Oyununu Sizler İçin Yorumluyorum

    “Plastik Aşklar” Tiyatro Oyununu Sizler İçin Yorumluyorum

    “Plastik Aşklar” tiyatro oyununu 16 eylül cumartesi akşamı Şişli’de sanatın adreslerinden Cevahir Sahne’de biraz gecikmeli olsa da izleme fırsatı buldum.

    “Yas Orkestrası” öykü kitabının ve izleme şansı bulamadığım “Televizyon Cumhuriyeti” , “Komşum Hitler” , “İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı” tiyatro oyunlarının yazarı Ali Cüneyd Kılcıoğlu’nun yazdığı, tiyatro oyununun yönetmen koltuğunda Orçun Ucal oturuyor. Oyuncu kadrosunda ise Oya Başar, Ebru Kural yer alıyor. İki sürpriz oyuncu isim konuk oyuncu olarak onlara eşlik ediyor.

    Oyunu konusu; sahnede Eğitimli, kültürlü, hayatla eğlenebilen, elit ama bir o kadar da alaturka Alev’le; çekingen, kendini savunmaktan korkan, geleneklerden bihaber, saf Sezen’in yüzleşmelerini, gelgitlerini, hayatla, kendileriyle ve ortak aşklarıyla olan hesaplaşmalarını izliyoruz.

    Ve hazırsanız yorumlaya başlıyorum; Hayat acı ve tatlı sürprizler ile dolu. Geçtiğimiz sezon “Plastik Aşklar” tiyatro oyununu izleyip yorumlamak için tarihi ajandama not ettim oyuna az bir zaman malum talihsiz deprem ile yıkıldık. Kısmet bu sezonaymış. Gelelim yazardan neler aldığıma; bana göre yazar Ali Cüneyd Kılcıoğlu anlatım dilini oldukça sade tutarak ve gayet eğlenceli bir dil kullanarak, toplumda kadının birey olma, hayatta kalma çabası, yaşadığı hayatı tercih etme, etmeme özgürlüğü üzerine ciddi sözler söylüyor. Kendi yarattığımız bataklıkta boğulmayı tercih eden bizler için bataklıktan çıkmanın yollarını arayan bir metin var karşımızda. Aynı zamanda toplumda kadınları anlamak için, kadın olmak gerekmediğinin en güzel örneği de oyunu karşı cins bir yazarın, temelde cinsiyet ayrımcılığına karşı tavır alan bir metin yazmış olması, yine dikkatimi çeken bir detay. Anlayana çok ama çok şey söylüyor. Mesela Mona Lisa tablosu kaynaklara göre Mona Lisa tablosunda resmedilmiş kişinin gerçek ismi Lisa Gherardini. Mona Lisa, “benim kadınım Lisa” anlamına geliyor ve daha da önemlisi yüz tanımada kullanılan sisteme göre Mona Lisa’nın yüzü % 83 mutlu, % 9 bıkkın, % 6 korkmuş ve % 2 sinirli mimiklere sahip. Ve gelelim yazarın tablo ile bize aktardığı genel mesaja; çevremizdeki insanların bizi bu resimdeki gibi her zaman mutlu olarak algıladığını ancak bazen içinden çıkamadığımız psikolojik sorunlarımız olsa da, evden her çıkışımızda yüzümüze sahte yapay bir gülümseme yerleştirdiğimizi. Dolayısıyla güçlü görünelim derken kendimize zarar verdiğimizin altını çiziyor. Ve son olarak isminden anlayacağımız üzere günümüz tiyatro anlayışına uygun olan bir dille bulunduğumuz zamanın ruhsuzluğuna dair bir isyan “Plastik Aşklar”

    Rejiden bahsederek devam edelim; her iki türde de izlenecek yani sadece dram yada sadece komedi olarak izlenebilecek çok güçlü bir metin var. Haliyle bu denli güçlü bir metnin rejisinin de güçlü olması oyunun önermelerini anlamam açısından benim için önemliydi. Dekor ve kostüm tasarımını, ses, ışık ve müzikleri beğendiğimi de rahatlıkla söyleyebilirim. Yönetmen koltuğunda oturan Orçun Ucal bence yazarın amacını iyi kavramış. Bir tiyatro eleştirmeni olarak bana söyleyecek söz bırakmayan günümüz tiyatro anlayışına uygun teatral bir şölen sunduğunu söyleyebilirim.

    Son olarak oyunculukları da kendimce sizler için değerlendireyim; 8 yaşındayken İBB şehir tiyatrolarına giren kariyerine çok erken yaşlarda başlayan Oya Başar’ın sahne tecrübesini eleştirmek haddim değil elbette ancak benim görevim sahne gözlemlerimi sizlere aktarmak. Alev, gerçekten kültürlü ve zeki bir kadın, Oya Başar karakteri gayet başarılı çözümlemiş ses tonuna, beden diline, mimiklerine kadar başarılı bir şekilde yansıtıyor ve bu oyun için biçilmiş kaftan diyebilirim. Ebru Kural’da bana göre sahnede olabildiğine doğal ve profesyonel, oyunun sert seyrini yumuşatan kesinlikle gördüğüm en iyi performanslardan birini izletti bize sahnede. Konuk oyuncular sürpriz olduğu için sürprizi bozmak istemiyorum. Ama her ikisininde oyuna ayrı bir renk kattığını söyleyebilirim.

    Sonuç olarak sadece 90 dakikanızı ayırarak kendinizi tiyatro ile arındırın. Muhakkak gidin ve izleyin diyerek yorumumu burada sonlandırıyorum.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz