More
    Ana SayfaELEŞTİRİÖteki Beriki Tiyatro Topluluğu Tarafından Sahnelenen “Elenika” Tiyatro Oyununun Yorumu ile Sizlerleyim

    Öteki Beriki Tiyatro Topluluğu Tarafından Sahnelenen “Elenika” Tiyatro Oyununun Yorumu ile Sizlerleyim

    Siyasi nedenlerle körüklenen İstanbul’da yaşayan Rum azınlığa karşı 6-7 Eylül 1955’te gerçekleşen toplumsal vahşetin Rum kantocu Eleni’nin gözünden seyirciye aktarımı “Elenika” tiyatro oyununu dün akşam Kats Sahne’de izleme fırsatı buldum.

    Öykü ve roman yazarı Handan Gökçek tarafından kaleme alınan, dizi ve sinema oyunculuğunun yanı sıra başarılı bir tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Yılmaz Tüzün’ün yönetmen koltuğunda oturduğu tiyatro oyununun oyuncu kadrosunda iki kıymetli duayen tiyatro sanatçısı Tomris Çetinel, Yasemin Şimşek Tüzün yer alıyor.

    Konusundan bahsedeyim kısaca; 6-7 Eylül 1955’te gerçekleşen toplumsal vahşetin izlerini hala yaşayan Rum kantocu Eleni’nin hikayesini izliyoruz sahnede.

    Yoruma başlamadan önce yapılan büyük saygısızlığa söyleyecek iki çift sözüm olacak; konumuz maalesef cehalet, her şeyin bir adabı olduğu gibi tiyatronun da seyir adabı vardır. Tiyatronun seyir adabından uzak, vurdumduymaz ve saygısız bir kaç seyirci dün akşam maalesef hem sahnedeki oyuncuları, hem de güzel, sanata yakışır seyircileri çok rahatsız eden bir tutum sergiledi. Bu durumu normalde sahnedeki oyuncuları rencide etmemek amaçlı yazmayı istemiyorum ama birilerinin gözünü açmak için yazmak benim görevim. Gittiğiniz bir etkinliği beğenmeye mecbur değilsiniz ancak oyuncuların ve teknik ekibin konsantrasyonunu bozarak ve diğer seyircilerin bütün dikkatini dağıtarak, seyir keyfini kaçırmak zorunda değilsiniz.

    Hazırsanız yorumlamaya ve sahne gözlemlerimi aktarmaya başlıyorum; “Elenika” tiyatro oyunu için Türk milletinin vicdanında derin yaralar açan 6-7 Eylül olaylarını cesurca gözler önüne seren en iyi tiyatro oyunlarından biri diyebilirim. Aslında bu metinde 6-7 Eylül olayları ikinci planda bana göre çünkü tarihimiz maalesef kronik bir hastalık gibi sürekli tekrar eden kara lekelerimiz ile dolu, bunlardan en önemlileri 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı, 19 Aralık ile 26 Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta meydana gelen Alevilere yönelik katliam, 1 Mayıs Katliamı vb. Handan Gökçek’in bize aslında kaybolan insanlığımızı yeniden hatırlatmak amaçlı yazdığını düşünüyorum. Sadece ama sadece hayatta kalabilmek için yurdunu terk etmek zorunda kalan insanların neler yaşadığının farkına varabilmemiz amaçlı duygu yüklü güçlü bir metin var karşımızda.

    Reji açısından baktığımızda gayet detaylı kurgulanmış bir oyun var karşımızda. İçimize işleyen ağır bir dram olsa da yavaş bir tempoda değil. Dram ile müziği ve dansı ustalıkla dengelediği için Yönetmen Yılmaz Tüzün’ü takdir ediyorum. Dekor olabildiğine sade, sahnenin sağında bir sandık ve sandalye, sandığın içinde hüzünlü hatıralar ve Eleni’nin gençlik yıllarından kalma bir resim. Sahnenin solunda bir perde, görünen siluetler ve bizi etkileyen dış sesler (Ali Poyrazoğlu, İbrahim Raci Öksüz, Yılmaz Tüzün, Berkay Gökçek, Kubilay Aslan) her şey ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Eleni’nin hikayesi seyirciye aktarılırken şiirsel bir anlatım tercih edilmiş. Şiirsel anlatıma müzikler ve danslar eşlik ediyor. Işık ve Dekor Tasarımı Alpdoğan Selçuk’a ait. Işık geçişleri göz yormuyor. Yıldırım Mayruk ve terzi yamağı Barbaros Şansal imzalı kostüm oyunun tarihi dokusuna uygun.

    Kerem Memişoğlu’na ait müzikleri, İhsan Bengier’in koreografisi bizi biraz olsun içinde bulunduğumuz ruhsal bunalımdan kurtarıp eğleneceğimiz bir atmosfer yaratıyor. Böyle tarz tiyatro oyunlarında tabi ki önemli bir yer tutan dramaturji konusunda Yasemin Şimşek Tüzün çok titiz davranmış bence. Her tiyatro oyununun sahnede görünen kahramanlarının dışında bir de sahne arkası emekçileri (Şive Danışmanı: İbrahim Raci, Afiş Resim: Ayşegül Güngören, Afiş Tasarım: Arem, Fotoğraf: Volkan Erkan, Görsel Doküman: Mihriman Çumralı, Saç Tasarım: Erdal Kutki) var. Anlayacağınız yabana atılmayacak kadar büyük bir emek gördüm ve yine dün akşam görsel bir şölen izledim. Ve tüm samimiyetimle söylüyorum oyun o kadar duygu yüklü ki oyunun sonunda bir kaç dakika ben az önce ne izledim diyorsunuz kendi kendinize.

    Oyuculuklardan da kısaca bahsedeyim; Tiyatro aşkı asla sönmeyen, sanata yıllarını vermiş olmalarına rağmen hala tiyatro aşkı ile yanıp tutuşan iki duayen isim Tomris Çetinel, Yasemin Şimşek Tüzün’ün çok fazla emek harcamış oldukları bizlerin gözünden kaçmıyor. Bunun dışında övgüyü ve ayakta alkışlanmayı hak eden bir ekip vardı sahnede.

    Dip not : Tomris Çetinel yakın zamanda kızını toprağa verdi acısı tarifsiz. Allah evlat acısını kimseye yaşatmasın. Tiyatro aşkı sayesinde biz sanatseverler sayesinde ayakta durabiliyor. Tomris Çetinel’e baş sağlığı ve sabır diliyorum. Sonuç olarak Tiyatro severlerin kaçırmaması gereken sağlam bir seyirlik. Ajandanıza not almanızı ve muhakkak izlemenizi tavsiye ediyorum.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş







    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz