Uğur Çavuşoğlu’nun, Türk Edebiyatındaki unutulmayan büyük ustalara, bizim manevi değerlerimize saygı duruşu amaçlı yazdığı ve enfes yorumunu kattığı “Manevi Gıcırtılar” tiyatro oyununu dün akşam Bakırköy’de bulunan House of Performance (HOP) Sahne’de Uğur Çavuşoğlu’nun nazik daveti ile izleme fırsatı buldum.
Uğur Çavuşoğlu’nun kaleme aldığı, Murat Çidamlı’nın yönettiği ve Uğur Çavuşoğlu’nun sahne performansıyla süslediği tek kişilik bir tiyatro oyunu.
Oyunun konusu kısaca şöyle; Uğur Çavuşoğlu, Türk Edebiyatındaki büyük ustaların hikayeleriyle kendini keşfeden bir aktörün içsel yolculuğunu, buruk bir güldürüyle anlatıyor. “Basit Şeylerin Arkasına Gizleniyorum, Beni Bulasın Diye”
Hazırsanız yorumlaya başlıyorum; ahkam kesmek haddim değil ancak daha önce de bir kaç sefer tekrarladım, sanattan en ufak bilgisi olmayan bazı kesimler kendilerini eleştirmen sanıyor ve tek kişilik oyunların masrafsız olduğu için tercih edildiğini iddia ediyorlar. Daha önce de bahsettiğim üzere bence oyuncu açısından tiyatro sahnesinde tek başına seyirci karşısına çıkmak büyük cesaret gerektiren bir davranış. Çok kadrolu oyunlarda ezberin bellidir, eğer ezberinde yada canlandırdığın karakterde hata yaparsan ekip arkadaşın hemen müdahale eder ve senin hatanı kapatır ama en önemlisi sahnede tek başınasın seyirci ile birebir muhattapsın dolayısıyla sahne performansın gerçekten etkileyici olmak zorunda. Az sonra oyunculuğa da yeniden değineceğim.
Biraz metinin derin mesajlarına değineyim; dünya olarak o kadar kötü bir dönemde yaşıyoruz ki ruhsal sağlığımız tamamen deyim yerindeyse can çekişiyor. Tabiri caizse sanat bu noktada ruhumuza mükemmel bir gıda takviyesi. Tiyatro; Toplumunu bilinçlendirir, toplum duyarlığını artırır ve en önemlisi toplumun kültür birikimini yansıttığı oranda, bu birikimin zenginleşmesine aracı olur. Müzik; duygularımızı ve düşüncelerimizi ifade etmenin en etkili yollarından biridir. Tek başlarına bile bu kadar güçlü olan iki büyük sanat şaheseri müzik ve tiyatronun birleşimi “Manevi Gıcırtılar” tiyatro oyunu. Bu oyunda farklı bir tat var. Genelinde Aziz Nesin, Ferit Edgü, Sait Faik ve Nazım Hikmet’in hayatlarından alıntılar ile manevi değerlerimize saygı duruşu niteliğinde olan metnin çok özel bir özelliğini keşfettim dün akşam izlerken can çekişen sadece ruhsal sağlığımız değil insanlığımız, yavaş yavaş eriyerek kaybolmaya başlayan insanlığımızı, bizlere bir ayna tutarak gösteren enfes bir metin.
Rejiden bahsedelim kısaca; Genel olarak baktığımızda bana göre güzel kurgulanmış bir oyun var karşımızda. Başından sonuna kadar seyrettirmeyi başardı. Yavaş bir tempoda değil. Murat Çidamlı’nın işini gerçekten ciddiye alarak çalışan seyirciye en iyisini sunmak için kendince büyük çaba sarf ettiği gözümden kaçmadı. Sahnede oyuncuyu izlerken önemli bir datay takıldı gözüme genelde oyuncular ile tiyatro seyircisi arasında seksen santimlik bir duvar ile örülmüş sahne. “Manevi Gıcırtılar” tiyatro oyununda seyirci ile oyuncu arasındaki arasında seksen santimlik duvar tamamen kaldırılmış böylece oyuncu seyircinin ruhuna ve kalbine ulaşmayı başarıyor.
Sıra geldi oyunculuğa ; Uğur Çavuşoğlu’nu dizilerden ve sinema filmlerinden takip ediyordum, tiyatro sahnesinde ilk defa izleme deneyimini yaşadım sahnede ilk defa izlemem elbette benim kusurum ancak dün akşam izlerken büyük keyif aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Olabildiğince kendisini oyuna katmış, seyirciyle olan iletişiminin mükemmelliği oyunu daha da zevkli hale getiriyor. Alın teri deyiminin karşılığını gördüğüm olağanüstü profesyonellikte bir oyuncu seyrettim. Aslında ekstra hiçbir şey yapmadı dersem hata etmiş olurum. Sanki sahnede değilde x bir mekanda uzun zamandır tanıdığı arkadaşlarıyla sohbet ediyormuşçasına rahat oluşunun da oyunun finaline kadar kendisini hayranlıkla sıkılmadan izlememize büyük katkısı oldu diyebilirim.
Sonuç olarak; Kendimi tekrarlayacağım yine ama benim kişisel düşüncem gayet akıcı insanı sarsan, silkeleyip kendisine getiren, anlamak isteyene çok ama çok derin mesajlar veren aynı zamanda Uğur Çavuşoğlu’nun gitarıyla çaldığı ve seslendirdiği şarkılar ile eğlenceli bir oyun izlediğim yönünde. Ortada bir başarı varsa bu tek bir kişinin değil bir ekibin başarısıdır. A’dan Z’ye tüm ekibi başarısından dolayı tebrik ediyorum ve yorumumu burada sonlandırıyorum.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş