Benim tiyatroya olan aşkımı bilen bilir. Dolayısıyla oyunun afişini ilk gördüğümde bende büyük bir merak uyandırdı “Malleus”. Sezon bitmeden muhakkak izlemeliyim dedim. Ve doğrusunu söylemek gerekirse oyuna gidişim benim içinde sürpriz bir kararla oldu. Üç farklı beyni birleştirerek Eylül Kasarcı, Aylin Üstün, Eyşan Kasarcı’nın kaleme aldıkları, yönetmen koltuğunda Eylül Kasarcı, Aylin Üstün, Eyşan Kasarcı’nın birlikte oturdukları, tabii ki lafın gelişi. Çünkü aynı zamanda Eylül Kasarcı, Aylin Üstün, Eyşan Kasarcı “Malleus” tiyatro oyununun oyuncu kadrosunda da yer alıyorlar. Tiyatroyu ayakta tutmanın zor olduğu bu zamanlarda, azimle tiyatro oyunu yaparak biz tiyatro severlerin karşısına çıkan pırıl pırıl tiyatro aşığı üç genç kadın ile röportaj için bir araya geldik. Hazırsanız çayınızı, kahvenizi yanınıza alıp bu keyifli sohbeti okumaya başlayabilirsiniz.
Tiyatronun Hayatınızdaki Yeri Nedir?

Eylül Kasarcı : “Tiyatro, her zaman içinde olmak istediğim ve büyük bir sevgiyle bağlı olduğum bir alan. Hayatımda çok büyük bir yer kaplıyor ve bu sahnede olma hissi, her defasında beni yeniden heyecanlandırıyor”.
Aylin Üstün : “Tiyatronun hayatımdaki yeri çok büyük. Tiyatro yaparken çok keyif alıyorum. Beni besliyor ve motive ediyor”.
Eyşan Kasarcı : “Tiyatro yapmak hep hayalimdi. Bu dönemde hayatımda çok özel bir yeri var. Beni her anlamda geliştirdi, birçok alanda da beni beslediğini düşünüyorum”.
Tiyatronun Hangi Özelliği Sizi Etkiliyor?

Eylül Kasarcı : “Anında bir karşılık görmek ve sahneyle seyirci arasında anlık bir bağ kurmak çok özel. Oyunun sonunda alkışlar arasında hissettiğimiz sıcaklık ve teşekkür, gerçekten paha biçilemez bir duygu”.
Aylin Üstün : “Tiyatronun beni en çok etkileyen yanı, kendimin dışında farklı karakterlere bürünerek, bambaşka hayatları deneyimleyebilme fırsatını sunması”.
Eyşan Kasarcı : “Farklı karakterlere hayat vermek, normalde asla olamayacağım kişilere bürünmek beni en çok etkileyen yönü”.
Türk Seyircisinin Tiyatro Ve Sahne Sanatlarından En Büyük Beklentisi Nedir Sizce?

Eylül Kasarcı : “Seyircimiz genelde sahnede kendilerini bulabilecekleri, duygusal olarak bağ kurabilecekleri hikayeleri tercih ediyor. Samimi bir atmosferde duyguları paylaşmak, oyunun derinliğine kapılmak onları gerçekten etkiliyor bence en büyük beklentileri bu”.
Aylin Üstün : “İzledikleri şeye inanabilmek çok önemli. Bazen hayatlarındaki sorunlardan uzaklaşıp yeni bir hikayeyle gülebilmek, duygular hissedebilmek diyebilirim. Ben kendim izleyici olarak gittiğim oyunlarda bu beklentiyle gidiyorum. Bence Türk seyircisi de bu beklentilere sahiptir diye düşünüyorum”.
Eyşan Kasarcı : “Sahnede yaşanan duyguları derinden hissedebilmek. Oynadığımız karakterlerin hikayelerine onları dahil etmek, oyun anında seyirciyi bizim evrenimize çekebilmek bence en büyük beklentileri”.
Ekibin Adı İle Oyunun Adı Aynı “Malleus” Fikri Nasıl Ortaya Çıktı?

Eylül Kasarcı : “Malleus Maleficarum’dan, yani “Cadı Çekici” isimli eserden ilham aldık. Hikayemizi bu etkileyici metin etrafında kurarken, isim olarak da bu güçlü simgeyi seçmek istedik”.
Aylin Üstün : “Oyunumuzun hikayesi, Malleus Maleficarum etrafında dönüyor. Oyunumuzun adı bu yüzden Malleus. Ekibimizin ilk oyunu olduğu için, ekibimizin adını da “Malleus” koyduk”.
Eyşan Kasarcı : “Oyunu kendimiz yazdık, oyunun daha temellerini atarken oluşturduğumuz hikayede Malleus Maleficarum ana taşımız oldu. Bu yüzden oyunun adını Malleus koyduk. İlk oyunumuz olması ,özellikle kendimiz yazıp yönettiğimiz ve oynadığımız ilk oyunumuz olması bu ismi bizim için çok özel kıldı. Bu sebeple ekibimizin adı da Malleus olsun istedik, çünkü yeri bizim için çok özel”.
“Malleus” Projesi Nasıl Oluştu Biraz Aydınlatabilir Misiniz Bizleri ?

Eylül Kasarcı : “Biz zaten üçümüz hep oyun yazar,karakter yaratır ve bunları oynardık. Bu süreçte, aldığımız tiyatro eğitimi ve sahne tecrübeleriyle bu tutkuyu daha profesyonel bir noktaya taşımak istedik. Fikir, cadı avı dönemine ve kadınların tarih boyunca yaşadığı baskılara dair bir hikaye anlatma isteğiyle başladı. “Malleus” projesiyle, bu konuyu derinlemesine ele alan ve yeni bir dünya yaratan bir oyun ortaya çıkarmak istedik”.
Aylin Üstün : “Zaten oyun yazacaktık. Hocalarımız bize “Macbeth’in cadıları” derdi; bu benzetmeden ilham alarak cadılarla ilgili bir hikaye yazma fikri doğdu”.
Eyşan Kasarcı : “Üçümüz birbirimize çok yakınız ve çok benziyoruz gerek fiziksel gerekse de mizaç olarak. Her şeyi hep birlikte yaptık bugüne kadar. Herkes bize Macbeth’in cadıları derdi. Biz de bu lakaptan esinlendik diyebilirim. Cadılıkla ilgili bir hikaye oluşturma fikri de buradan çıktı ve “Malleus” sürecinde kendiliğinden şekillendi”.
Sıra Dışı Değişik Bir Konu farklı Bir Reji Ve Söz Konusu Cadı Avı Çağı, Cadılar ve tabii ki Kadınlar. Büyük Bir Risk Aldınız. Bu Sizi Korkuttu mu?

Eylül Kasarcı : “Tam tersine, bizi daha da cesaretlendirdi diyebilirim. Kadınlarla ilgili konuları cadılar üzerinden anlatmanın oldukça etkili olacağını düşündük. Bu meseleler, toplumun en çok konuşması gereken konular arasında ve bu hikayeyi bu açıdan anlatmak bizim için çok anlamlıydı”.
Aylin Üstün : “Aslında korkutmadı; çünkü başından beri hikayemize inanarak bu yola çıktık. Cadılarla ilgili araştırma yapmaya başladığımızda, kadınların Orta Çağ’da yaşadığı zulümlerin bizi derinden etkilediğini fark ettik ve bu konuyla ilgili bir şeyler yapmamız gerektiğini biliyorduk”.
Eyşan Kasarcı : “Özellikle sosyal medyada “linç” çok yaygınlaştı. Tabii ki arada bu tarz olumsuz şeyler aklımıza gelmedi değil. Ama biz bu projeyi çok saf ve temiz duygularımızla oluşturduk. Bu yüzden de işimize ve kendimize hep güvendik. İyi ki de risk almışız. Hep güzel dönüşler alıyoruz ve çok mutluyuz”.
Birkaç Cümle İle Oyunu Özetlemenizi İstesek, Neler Söylersiniz?

Eylül Kasarcı : “”Malleus”, toplumun baskıladığı, ötekileştirdiği kadınların hikayesini cadı metaforu üzerinden anlatan bir oyun. İzleyiciyi, tarihin bu karanlık dönemine götürürken, bugünle de güçlü bir bağ kurmaya davet ediyor”.
Aylin Üstün : “Kehanetlerle dolu bir krallıkta gizli saklı yaşayan üç cadı kız kardeşin hikayesi. Bu üç kardeş, baskı ve korku altında gizlenerek yaşamaya çalışırken, gizemli olaylarla karşılaşıyorlar”.
Eyşan Kasarcı : “Üç cadı kardeşin, baskılar yüzünden gizli saklı yaşadıkları bir krallıkta gizemlerle dolu bir hikayesini anlatıyoruz. Aynı zamanda sadece cadıların gizli bir yaşantıları yok tüm krallık sırlarla dolu. Oyunda bu gizemleri ve sırları da çözüyoruz ve seyirci bir ters köşe yaşıyor”.
Neden “Cadılar”?

Eylül Kasarcı : “Cadılar hep ilgimizi çekmiştir. Eğitim aldığımız dönemlerde de hocalarımız bize “Macbeth’in Cadıları” şeklinde hitap ederdi. Buradan yola çıkarak, kadınların yaşadığı zorlukları bu simge üzerinden anlatmaya karar verdik”.
Aylin Üstün : “Hocalarımızın bizi Macbeth’in cadıları’na benzetmesiyle başladı. İşin içine girdikçe, gerçekten de cadıların hikayelerini anlatmamız gerektiğine karar verdik. Oynaması da gerçekten çok zevkli, cadı olmaktan çok keyif alıyorum”.
Eyşan Kasarcı : “Çevremiz ve hocalarımız hep bize Macbeth’in cadıları benzetmesi yapardı; bu lakap bize fazlasıyla yerleşmişti. Biz de bundan ilham aldık diyebilirim”.
Yazarlık, Yönetmenlik Ve Oyunculuk Hangisi Daha Çok Keyif Verdi ?

Eylül Kasarcı : “Oyunculuk benim için çok daha keyif vericiydi. Yazarlık ve yönetmenlik ilk deneyimlerimiz oldu ama oyunculuk her zaman bana kendimi daha rahat ve doğal hissettiren bir alan”.
Aylin Üstün : “En çok keyif veren kısım elbette oyunculuk. Çocukluğumdan beri başka karakterlere hayat vermek her zaman ilgimi çekti. Yazarlık ve yönetmenlik hiç deneyimim olmayan alanlardı, ancak kendi hayal gücümle bir şeyler yaratmak ve onu canlandırmak gerçekten keyif verici diyebilirim. Ama tabii ki oyunculuk kısmı işin beni tatmin eden kısmı”.
Eyşan Kasarcı : “Hepsinin yeri ayrı, yazmak başlı başına büyük bir eylem ama yeterince odaklanıldığında çok keyifli. Yönetmenlik bence içlerinde en zor olanı çünkü oynarken kendimizi dışarıdan göremiyoruz bu açıdan özellikle ilk çıktığımız dönem bizi biraz zorladı. En çok keyif verense oyunculuk. Kendi yarattığımız bir evren ve o evrenin karakterleri var. Onlara hayat vermek çok keyifli, her provada daha da farklılaşıp güçleniyor karakterlerimiz ve bu inanılmaz keyifli oluyor”.
Sahnede Rahatlamak İçin Sahne Öncesi Yaptığınız Bir Şey Var Mı?

Eylül Kasarcı : “Evet, çoğu zaman kızlarla sohbet ederiz. Bazen sahneye çıkmadan önce kuliste düşük bir sesle sevdiğimiz şarkıları dinlemek de bizi rahatlatıyor”.
Aylin Üstün : “Sahne öncesi aksilikler veya stresli zamanlar olabiliyor, tabii oyun yaklaştıkça heyecan da artıyor. Ben kendimi rahatlatmak için yalnız kalıp sevdiğim müzikleri dinliyorum. Tam oyun başlamadan kızlarla çok gülüyoruz. Gülmek bizi gerçekten çok motive ediyor”.
Eyşan Kasarcı : “Oyun öncesinde mümkün olduğunca kızlarla günlük hayattan soyutlanıp birlikte sohbet edip sevdiğimiz şarkıları dinliyoruz. Hem çok gülüp hem de çok eğleniyoruz birlikte. Böylece sahnede kafamız dolu olmuyor bu beni çok rahatlatıyor”.
Seyirci “Malleus” Tiyatro Oyununda Neyi Özellikle Yakalamalı Ve Anlamaya Çalışmalı ?

Eylül Kasarcı : “Bu oyunda, baskıya ve dışlanmaya karşı duran kadınların gücünü ve içlerindeki direnci görmek çok önemli. Oyunun içinde saklı olan bu mesajları hissederek izlemelerini diliyoruz”.
Aylin Üstün : “Seyirci, Malleus oyununda kadınların potansiyel suçlu olarak görülüp haksızlığa uğradıklarını ve sadece kadın oldukları için birçok zorlukla karşılaştıklarını cadılarımızın hikayelerinden fark edecektir”.
Eyşan Kasarcı : “Oyunun içine gizlediğimiz küçük ipuçlarını takip edebilirlerse oyunun sonunda yaşayacakları ters köşeden daha büyük bir keyif alabilirler. Dikkatli bir gözle izleyenler için bu, çok keyifli bir deneyime dönüşebilir”.
Tiyatro Seyircimizin Durumu Nasıl Sizce ?

Eylül Kasarcı : “Gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Oyunlarımıza gelen seyircilerimizin ilgisi, farklı oyunları takip etmeleri çok güzel. Aynı zamanda farklı oyunlara gittiğimde gözlemdiğim seyirci profili de böyle. Bu da tiyatronun canlı ve güçlü kalmasını sağlıyor”.
Aylin Üstün : “Tiyatro seyircisi, yeni çıkan oyunları takip ediyor ve özellikle genç ekiplere destek olmak istiyor. Farklı konulardaki oyunları izlemekten de keyif aldıklarını gözlemliyoruz”.
Eyşan Kasarcı : “Tiyatro seyircisi gözlemleyebildiğim kadarıyla çok dikkatli, oyunları dikkatle izleyip mutlaka geribildirim yapıyorlar. Bu da oyunların ve oyuncuların gelişmeleri için çok güzel bir fırsat oluyor. Hepsine buradan teşekkür etmek isterim”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

Eylül Kasarcı : “Öncelikle bu tatlı röportaj için çok teşekkür ederim, Sanatsal Faaliyetler tiyatro, oyunlar ve oyuncular açısından çok bilgilendirici, takipte kalmalarını öneririm. Röportajımızı okudukları, bize zaman ayırdıkları için de çok teşekkür ederiz”.
Aylin Üstün : “Okudukları ve zaman ayırdıkları için teşekkür ederiz”.
Eyşan Kasarcı : “Sanatsal Faaliyetler, tiyatro dünyasına dair birçok konuda bize rehberlik ediyor. Gerek oyunlar hakkındaki yorumları gerekse röportajları bizi bilgilendiriyor. Takip etmeye devam edin 🙂 Ayrıca bizi okuyup vakit ayırdığınız için de çok teşekkür ederiz”.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş