Tiyatro P.A.S, tarafından Ülkemiz ve dünya tiyatro sahnesinde ilk kez gerçekleştirilen “Seri Oyun” projesi özümüzden olana eğilerek tarihimize ışık tutmayı, milli değerlerimizi ön plana taşıma amaçlı hazırlanmış ilk oyun olma özelliğini taşıyan ve Kurtuluş Savaşı kahramanı kadın asker Fatma Seher Erden’in Hikayesini sahnede izleyicilerine aktarmayı hedefleyen “Ben Kara Fatma” isimli Tiyatro Oyununu kendim ve sizler için 30 Ocak 2022 Pazar günü Şişli Tiyatrosu’unda izleme şansım oldu.
21 Ocak 2022 Cuma günü izlediğim “Ben Hasan Tahsin” oyunuyla birlikte bu sezon ikinci defa Tiyatro P.A.S.’la buluşmuş oldum. Aradan çok zaman geçmeden yeniden misafirleri olduğum için mutluyum.
“Ben Kara Fatma” isimli Tiyatro Oyunu, Osmanlıyı ve tarihimizde var olmuş gerçek kahramanları, gerekli gereksiz kahramanlaştırmak yerine olduğu gibi kaynak vererek anlatmayı tercih eden eserler yazmış bir yazar olan Mehmet Dağıstanlı’nın daha önce roman olarak kaleme aldığı bir oyun. Özgür Kaymak yönetmenliğinde sahneleniyor. Oyunda Sevtap Çapan, Kurtuluş Savaşı kahramanı kadın asker Fatma Seher Erden’i canlandırıyor.
Merak edenler için Oyunun konusunu şöyle anlatayım, Balkan Harbi’nden İstiklal Harbi’ne, Erzurum’dan Bolu’ya, İzmit’ten Bursa’ya elinde mavzer, hem erkek hem kadın askerlere kumandanlık eden, Mustafa Kemal Atatürk tarafından üsteğmenlik rütbesine kadar yükseltilen bir kadın kahraman olan Kara Fatma’nın hayatını anlatıyor.
Oyunun yorumuna geçmeden önce Gerçek adıyla Fatma Seher Erden kaynaklardan aldığım bilgi ile bizler için neden önemli onu anlatayım kısaca. Milli Mücadele döneminde asker eşiyle cepheden cepheye koşan, askerlere yemek pişiren ve gerektiğinde yaralarını saran “Kara Fatma” lakaplı Fatma Seher’in cesareti ve fedakarlığı, Türk kadınının ulusal kurtuluş mücadelesine verdiği katkıyı gözler önüne seriyor. Aşçılık, hasta bakıcılık, hemşirelik gibi pek çok görevin yanında İstiklal Harbi’nde 300 kişilik birliği de komuta etmesi bakımından önemli. Ve ayrıca Kurtuluş Savaşı’nda rütbe alan bir çok kadın askerlerimizin yanında, dünya tarihine geçen tek üst teğmenimizdir Kara Fatma.
Mehmet Dağıstanlı’nın yazmış olduğu oyun fazlaca alt metni içinde barındıran bir oyun. Bizlerin açısından baktığınızda, dönemin tarihi hakkında ufakta olsa bilgi sahibi olan ve dönemin tarihi hakkında hiç bilgisi olmayan izleyicinin bile oyundan çok büyük bir keyif almasını sağlamış.
Ve Rejiden bahsederek başlayalım dün akşamki izlenimlerime; Özgür Kaymak yönetmenliğinde sahnelenen oyunda metin ve sahnelemenin başarılı bir şekilde harmanlanmış olması ilk göze çarpan kısım. Metnin vuruculuğunu ortaya çıkararak izleyiciye oyundan çıkarken oyun hakkında en ufak bir detayı atlamaması gereken bir seyirlik sunuyor. Cihan Aşar, hazırlamış olduğu sade, kullanışlı, pratik fakat dönemin havasını hissettirdiği dekorları sayesinde ve Hasan Demir’in hikayede geçen mekanları ve bizlerin içine işleyen duyguyu desteklediği ışığıyla, anlatılan dönemin içerisine kolayca alıyor biz izleyicilerini. Kostümün Seyirci ve oyuncular üzerinde çift taraflı bir etkisi vardır. Oyuncuların kostüm giyip aksesuarları kullanırken yaşadıkları etkiler ve kostümlü Tiyatro Oyununu izlerken izleyici üzerindeki etkileri olarak iki açıdan değerlendirmek gerekir.Tiyatro Oyuncularının karşılarındaki seyirciyi etkilemede en önemli materyalleri dış görünüşleridir. Dolayısıyla Onur Uğurlu bahsettiğim titizlik ile canlandırılmak istenen karakterin özelliğine göre yazılı ve görsel kaynaklardan arşiv araştırması yaparak şekillendirmiş kostümleri. Emrah Can Yaylı “Ben Hasan Tahsin” oyununda ve dün akşam keyif alarak izlediğim “Ben Kara Fatma”’da milli ve şahsi ruha ruh katan özgün müziğiyle renk katmış.
Genellikle her zaman Tiyatro oyunlarında oyuncu makyajına özen gösterilir.Eğer gerekliyse ki bence gerekli özellikle tarihi oyunlarda biraz daha fazla özen gösterilmesi gerekir. Bana göre sahne ve kostüm tasarımı varsa, oyuncu tasarımı da olmalı. “Seri Oyun” projesi kapsamında yola çıkan Tiyatro P.A.S.’ iki oyununda da oyuncu tasarımını da net görebiliyorsunuz. Çünkü Hasan Tahsin ve Fatma Seher Erden’in sahnede olması gerekmekte ve en önemlisi de izleyicinin buna ikna olması gerek. Biz izleyicilerini gerek kendi yaptığı makyajı, gerek mimikleri, gerek Jestleri, gerek konuşmasıyla çok zor bir görevin altından kalkarak Fatma Seher Erden olduğununa ikna etti Sevtap Çapan. Harcadığı yoğun fiziksel efor ile bir an olsun bizleri oyunun duygusundan koparmadı.
Sonuç olarak bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi. Vatan aşkıyla yanan, en çaresiz anda dahi yılmayan, umutsuzluğa kapılmayan kadın, erkek, çocuk kahramanlarımız içerideki ve dışarıdaki düşmana rağmen topyekun yedi düvele ‘bu vatan bizimdir’ demiştir. İşte bu sebepten Bana göre bu sadece basit bir Tiyatro oyunu değil. Aslında sadece saygı duruşu olarak ta bakmamamız lazım. Vatanın, milletin, devletin ve dinin tehlikeye düşmesi, işgali ve işgal teşebbüsü altında olması sebebi ile ve itilaf devletleri yurdun dört bir yanını işgal ederken halkın bağımsız devlet anlayışı düşüncesiyle doğan Kuvayı Milliye ruhunu bizlere yeniden hatırlatması açısından. Türk Tiyatrosu adına önemli bir çalışma olarak değerlendirmek ve bakmak lazım. Her iki oyunda benim için beni heyecanlandıran ve Cumhuriyet’i yaşatmak adına tetikleyen bir oyun oldu.
Dip not : Tarih kitaplarında okumakla yada internetten kaynaklara bakarak bilgiyi almakla sahnede izlemek ve izlerken o duyguyu birebir oyunculardan almak çok farklı. Çok duygu yüklü bir oyun inşallah hak ettiği değeri görür. Muhakkak herkesin izlemesi gereken bir oyun. Tiyatro P.A.S.’ın Kurucusu Murat batıkan Avcı ve Tiyatro P.A.S.’ın Genel Sanat Yönetmeni Sevtap Çapan’a huzurunuzda bir kez daha davet için yürekten teşekkür ediyorum.
Genel Yayın editörü Murat Karakaş