Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi, Dünya Tiyatrolar Haftası kapsamında dört tiyatro oyununa ev sahipliği yaptı.
İstanbul Şişli Belediyesi 27-31 Mart Dünya Tiyatrolar Haftası’nda, dört tiyatro oyununa ev sahipliği yaptı. Oyunlar, hafta boyunca Cemil Candaş Kent Kültür Merkezinde sahnelendi. Dünya Tiyatrolar Haftası’nın açılışı, 27 Mart Salı günü, saat 20.00’de sahnelenen “Ahududu” oyunu ile yapıldı. Usta sanatçılar Melek Baykal, Suna Keskin ve Nedim Saban bu komedi oyununda birlikte sahne aldı. 29 Mart Perşembe günü 20.00’de Rausch (Gürültü) izleyici ile buluştu. Rausch ile yaşama anlam ve derinlik katan hazların hangi alanlarda yaşandığı, modern dünyanın özgürlük ve sorumlulukları lanete dönüştürüp dönüştürmediği gibi sorulara seyirci ile birlikte yanıt arandı. 31 Mart Cumartesi günü, 15.00’ te her dönem sevilerek izlenen “Yedi Kocalı Hürmüz” izleyicilere keyifli dakikalar yaşatacak.
30 Mart Cuma günü yani dün akşam ise saat 20.00’de Edward Albee’nin ünlü eseri “Bir Hayvanat Bahçesi Hikâyesi” seyirci ile buluştu. Sevilen oyuncular Burak Sergen ve Onur Kırat, kaderin ya da tesadüflerin bir araya getirdiği iki kişi olarak toplumun değer yargılarını ele aldı .
16 Eylül 2016 yılında hayatını kaybeden ve 2. Dünya Savaşı Amerikan Tiyatrosunun en önemli yazarlarından kabul edilen Edward Albee’nin kaleme aldığı “Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi” dünyada en fazla oynanan oyunlardan biri.
Yoruma geçmeden önce Edward Albee kimdir onu tanıyalım istiyorum;
Doğum tarihi: 12 Mart 1928 Ölüm tarihi : 16 Eylül 2016 olan Amerikalı tiyatro yazarı, 20 yy. amerikan tiyatrosunun en önemli isimlerinden biridir. bebekken, abd’de iki yüzü aşkın vodvil tiyatrosunun sahibi olan Albee ailesi tarafından evlat edinilmiştir. bu durum Albeenin küçüklük yıllarında tiyatroyla içli dışlı olmasını sağlamış ve yazarlık yoluna baş koymasına yardımcı olmuştur. kendisi gençlik yıllarında adam olamayacak gibi gözüküp de sonradan içindeki yaratıcılık canavarını ortaya çıkaran kişilerden biridir. Kim Korkar Hain Kurttan? adlı oyunuyla tanınan yazar modern itenin ve savaş sonrası Amerikan kültürünü eleştiren oyunlarıyla dönemin farklı seslerinden biri olmayı başarmıştır
Geçelim oyunun yorumuna;
Hayatımda ilk defa usta oyuncu Burak Sergeni tiyatro sahnesinde izledim. Belki bu yorumu okuyunca bana kızacak “sanat ile ilgili bir siteye sahipsin ama beni sahnede ilk defa izliyorsun yazıklar olsun sana” dese bile haklı. ancak daha önce çok oyununa gitmek istedim fakat bir türlü fırsat bulamadım. Dün akşama kısmetmiş fazla uzatmayayım. oyun başlamasına on dakika kala sahneye çıktı usta sanatçı ve sahneden dışarı çıkıp dolaşmaya başladı seyirciler arasında oyunun bir parçası mıydı yoksa seyirciler ile arasında bağ kurabilmek için mi yaptı bilmiyorum ama seyircilerin çok hoşuna gitti bu durum.
Burak Sergenin Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesinde oynadığı Jerry karakteriyle ilgili şunu söyleyebilirim çok uçlarda bir karakter, gerçeklerle teması kaybetmiş gibi, bir takım sesleri duyabilen, başkalarının ona zarar vermeye çalıştığını düşünen ve hasta olduğunu kabul edip karşısındakinin bilinçaltını deşerek nasıl bir tepki göstereceğine karar veren bir karakter… Yani açıkçası sevilecek bir karakter olmamak ile birlikte Burak Sergenin oyunculuğu ile bize kendini sevdiren bir karakter. Karmaşanın tam merkezinde duran şizofren bir karakter olarak oyunu başarıyla götürüyor. Rahatsız edici boyuttaki tavırları ve yaklaşımları hikaye derinleştikçe iyice gün yüzüne çıkıyor ve seyirci olarak nefesinizi tutup oyunu izliyorsunuz. Sahnede bir oyuncunun nelere Kadir ve muktedir olabileceğini gördüm, hayranlıkla izledim. Ben bu oyuna doğruyu söylemek gerekirse Burak Sergeni izlemek için gittim ve iyi ki de gitmişim. Bir oyuncu düşünün ki oyun da her dakika geçtikçe performansının şahaneliğini daha bir artırsın, her şeyi ile rolünün hakkını versin.
Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi deyince sadece oyunun adı değil diğer oyuncuların performansı da gelmeli aklımıza. Ve tabii ki Onur Kırat Peter rolünde muhteşem bir oyun sergiliyor. Peter, bir yayınevinde yönetici olarak çalışan, evi, işi, oldukça iyi bir geliri, bir eşi, iki kızı, iki muhabbet kuşu… olan, güvenli bir hayatı olduğuna inanan bir karakter. Tiyatro bir takım oyunudur ve oyuncuların pas almak için en uygun pozisyonu takip etmeleri çok önemlidir. Peter Jerry’nin Taşkın , Ateşli , Heyecanlı paslarını yönlendirip, kontrol etmeyıi başarıyor; aslında gerildiği bir ortamda sakin kalmaya çalışan Peter’ın tedirginlikle özgüven arasındaki salınımını başarılı bir biçimde yansıtıyor. diğer karakterler yani parkta dolaşan gençler, evsiz adam gibi karakterler oyun boyunca çok başarılı bir görsellik sağladılar. Oyuncularını harika bir şekilde yöneten Gökhan Erarslan bir sonraki işi çok büyük bir merakla beklediğim genç yönetmenlerden biri oldu.
Yazan: Edward Albee Çeviren: Edanur Hancı Yöneten: Gökhan Erarslan Yönetmen Yardımcısı: Şahin Adıgüzel Sahne ve Kostüm Tasarımı: Dilek Kaplan Müzik Tasarımı: Hakan Şavklı Işık Tasarımı: Hakan Hafızoğlu Hareket Düzeni: Alpaslan Karaduman Efekt Tasarımı: Ersin Aşar Afiş Tasarımı: Aysun Kafkaslı Fotoğraf: İlker Ergin Reji Asistanları: Cansu Tuncer- Kemal Ağar Oyuncular:
Jerry: Burak Sergen Peter: Onur Kırat Torbacı – Şahin Adıgüzel Sporcu Kadın – Edanur Hancı Bağımlı Kadın – Ayşin Ayata Evsiz – Ferdi Taşkın Bipolar Kadın – Merve Göydağ 1 Adam – Serkan Beşiroğlu
Emek, alın teri,sanat tüm bunlara sahip çıkmalı ve bu oyunu izlemeye gitmelisiniz.