More
    Ana SayfaELEŞTİRİKemal Başar rejisiyle sahnelenen “Ted Bundy” Tiyatro Oyununu Sizler İçin Yorumluyorum

    Kemal Başar rejisiyle sahnelenen “Ted Bundy” Tiyatro Oyununu Sizler İçin Yorumluyorum

    Tiyatro Keyfi prodüksiyonu ve uluslararası yönetmen Kemal Başar rejisiyle sahnelenen “Ted Bundy” tiyatro oyununu sizler için dün akşam Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi‘nde ikinci kez izleme fırsatı buldum.

    Türk tiyatro ve sinema oyuncusu, yazar, yönetmen, mitolog ve öğretim üyesi ve bana göre Türkiye’nin en iyi oyun yazarlarından biri olan Kosta Kortidis tarafından kaleme alınan, Kemal Başar’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ve aynı zamanda Richard Angelholmes’u canlandırdığı tiyatro oyununda kendisine Orhan Kılıç (Ted Bundy) eşlik ediyor.

    Oyunun konusu; Dünyanın gördüğü en acımasız seri katil, kurbanlarına öldürdükten sonra tecavüz eden Ted Bundy’nin celladıyla geçirdiği son bir saati izliyoruz sahnede.

    Aslında prömiyerini izleme şansı bulan bir tiyatro izleyicisiydim “Sanatsal Faaliyetler”i kurmadan önce, oyunu izlememin üzerinden uzun bir zaman geçti, haliyle oyunla ilgili küçük detaylar aklımda kalmadı o yüzden hafızamı tazelemek için tekrar gidip izleyebildiğim için mutluyum ama ilk izlediğimde de beğenmiştim. Seri katillerin, yanlışlıkla öldüren tek seferlik katillerden onları ayıran en önemli özellikleri öldürme eyleminden oldukça zevk alıp seriye bağlamaları. Seri katiller ile ilgili benzer bir yorumu daha önce başka bir tiyatro oyununda yaptım. Ancak uzun süredir sahnede olan tiyatro oyunu adı üstünde kurbanlarının ve toplumun güvenini kazanmak için yakışıklı ve karizmatik oluşunu lehine kullanan, kurbanlarını genelde sopayla döverek, boğarak öldüren ve öldürdükten sonra tecavüz eden bir sosyopat Ted Bundy üzerine yoğunlaşıyor. Kaynaklardan yaptığım araştırmaya göre, IQ seviyesi 136 (Toplumun genel IQ seviyesi 115 – 130 aralığındadır. IQ puanı 130 – 145 aralığında olanlar üstün zekalı veya özel yetenekli olarak tanımlanmaktadır) olarak ölçülen ancak kendini kalabalıklar içinde yalnız hisseden ve kimseyle yakınlık kurmayan Antisosyal kişilik bozukluğu olan hastalardan biri.

    Ted Bundy neden izlenmeli? Tüm zamanların en korkunç ve en azılı katillerinden olmasının dışında, hayatı, davranışları ve ülkeyi şok eden cinayetleri okullarda psikoloji bölümünde ders olarak işlenen biri. Bazen yorum yazarken kendimi tekrarlıyorum ama popüler kültürde kendine yer edinen ve yaptıklarıyla bir kesimin de sevgisini kazanan bir insan (lafın gelişi) aynı zamanda. Ben bu oyunun Ted Bundy gibi bir antisosyali övmek yada tam tersi yerin dibine gömmek amaçlı sahnelenen bir oyun olduğunu düşünmüyorum. Zaten bana göre az önce saydığım her iki amaçla da hiçbir tiyatro oyunu sahnelenmez. Bana göre izleyiciye aktarılmak istenen; günümüzde maalesef hemen hemen her gün en az birkaç kadının, bakmaya kıyamadığımız masum çocukların öldürüldüğü. Üçüncü sayfa haberi olarak gündemden düşmeyen Türkiye’de kadın cinayetleri ve pedofili sapıklar konusunda farkın dalık yaratmak. En önemlisi tüm zamanların en korkunç ve en azılı katillerinden biri olan hasta ruhlu bir kişilik üzerinden kurgulanan bu oyunun, ortaya çıkan büyük fotoğrafın vahametini gözler önüne sermesi amaçlı hala sahneleniyor olması, işte bu yüzden izlenmeli.

    Rejiden bahsederek başlayalım dün akşamki izlenimlerime; öncelikle abartısız söylüyorum, Hem yönetmen olarak hem de oyuncu olarak Kemal Başar’ın bu oyuna verdiği büyük emek sahneye daha ilk bakışta gözle görülüyor. Biyografik olmayan bir oyun, toplumu sarsmak ve kendine getirmek amaçlı sert bir yorum ve her ne kadar Kosta Kortidis tarafından gerilimi bir hayli yüksek ve sürpriz dolu kurgulanmış olsa da algılarımız ile oynamaktan çekinmeden, gerçekçi bir bakış açısıyla sahnelemiş. Sahnede ilk gözlemlediğim, oyunculukları gölgelememesi açısından, sahnenin gayet sade ve yalın oluşu, dekor olarak sadece her iki oyuncununda seyirci karşısında performansını sergilerken yaşadığı duygu, keder ve aralarındaki gerilimi, samimi bir şekilde biz izleyenlerine daha yoğun yaşatmak için oyunun metnine uygun bir masa iki adet sandalye kullanmayı tercih etmiş. Kostüm ve aksesuarlar hikayenin geçtiği döneme uygun seçilmiş. Işık tasarımı açısından da bakarsak göz yormuyor.

    Kısaca oyunculuklara da değinelim dilerseniz; bu sezonda yine sahnelenen diğer oyunlar arasında en çok konuşulan oyunlardan birisi olacağından emin olduğum oyunda, geneline bakıldığında her iki oyuncununda seyircisine oyundaki duyguyu gayet net bir biçimde aktardığını bir kez daha gözlemledim. Elbette oyunculukların akılda kalıcı olmasındaki başarının sırrı önce rejiden kaynaklı, Orhan Kılıç (Ted Bundy) biz seyircilerine sahnede gösterdiği olağanüstü performansı ile varlığını tam anlamıyla hissettirdi. Tüm samimiyetim ile söylüyorum çok başarılı ve etkileyici bir performans sergiledi. Kemal Başar (Richard Angelholmes) olabildiğine doğal kontrollü, dengeli, bence oyunun seyrini değiştiren gördüğüm en iyi performanslardan birini bize sahnede izletti.

    Dip not : Kaynaklardan aldığım bilgilerden, hayatı, davranışları ve ülkeyi şok eden cinayetleri okullarda psikoloji bölümünde ders olarak işlenen biri dedim. Bence “Ted Bundy” tiyatro oyununun da özellikle Türkiye’deki üniversitelerin psikoloji bölümünde ders olarak işlenmesi gerekiyor.

    Ajandanıza not almayı ve izlemeyi unutmayın benden söylemesi.

    Genel Yayın Yönetmeni: Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler