2013’ten bugüne Ülkemizden ve yurt dışından alanlarında en iyi isimlerle projelerini yaratan Tiyatro Keyfi prodüksiyonu ve uluslararası yönetmen Kemal Başar rejisiyle sahnelenen “Çılgın Zamanlar” Tiyatro Oyununu sizler İçin dün akşam Cevahir Sahne’de izleme fırsatı buldum.
Oyunun yazarı uluslararası olarak daha çok oyunlarında seyircileri aydınlatma amaçlı hikayeler yazan ama bunu yaparken de eğlendiren, seyircilerin kendini iyi hissetmelerini sağlayan genellikle çoğu komedi oyunlar yazan Sam Bobrick. Çeviri ise Çağan Pala’ya ait. Tiyatro oyununun oyuncu kadrosunda Cem Özer, Kemal Başar, Zeynep Gülmez, İmren Çapanoğlu, Caner Nalbantoğlu yer alıyor.
Yoruma başlarken konusundan bahsedeyim kısaca; Miles, otuz yıllık karısını yarı yaşında bir kadınla evlenmek için terk etmiştir ve her şeye sahip görünmektedir. Çekici bir eş, iyi bir iş, güzel bir ev, evliliğinde mutlu bir kız… Altı ay sonra genç ve çekici karısı onu terk eder, ortağı fena kazıklar ve kızının evliliği çatırdamaya başlar, ayrıca artık harika görünen eski karısı genç erkek arkadaşı ile yaşamak için dairesini satın almak istemektedir. Her şey arapsaçına döner. “Çılgın Zamanlar” Tiyatro Oyunu için dahi bir yazar olan Sam Bobrick ve bana göre dahi yönetmen Kemal Başar’ın modern ve mizahi üslubunun birleştiği sağlam bir komedi olduğunu söyleyebilirim.
Hazırsanız Yorumlamaya ve sahne gözlemlerimi aktarmaya başlıyorum; Sam Bobrick kaleminden yazılmış bir tiyatro oyunu sahnede ilk defa izleme şansı buldum. Aslında klişe bir hikaye, zarar görmüş bir evlilik ve eşlerden bu evlilik birliğini sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri beklenemez hal almış. Hal böyle olunca Miles (Cem Özer), otuz yıllık karısını yarı yaşında bir kadınla evlenmek için terk etmiş ve uzaktan bakıldığında her şeye sahip görünüyor. “E ne var ki bunda?” diyeceksiniz şimdi. Olaylar tam bu noktada değişiyor, genç ve çekici karısı Miles‘ı terk ediyor, bu trajik olay sonrası ortağı (Kemal Başar) da ona fena bir kazık atıp zor duruma sokuyor, kızının (İmren Çapanoğlu) evliliği çatırdamaya başlıyor ve eski karısı (Zeynep Gülmez) genç sevgilisi (Caner Nalbantoğlu) ile yaşamak için dairesini satın almak istiyor. Söz konusu konusu komediyse, dahi yazar Sam Bobrick‘in hayal gücü burada devreye giriyor. Üst Üste gelişen trajik olaylar zinciri bizi üzmek yerine oyuncuların hem vücut dilini hem de betimleyici jestlerini birleştirdiği enfes bir komediye dönüşmüş. Oyunculuklara az sonra yeniden değineceğim.
Rejiden bahsederek devam edeyim; komedi ciddi bir iştir. Kadın ve erkek arasındaki toplumsal eşitsizliği, uzun süren bir evliliğin bitmesinde yanlış ve hatanın nerede aranması gerektiğini keskin çizgilerle de irdeleyen bir metin var karşımızda oyunun yönetmeni Kemal Başar’ın, bu denli önemli bir metni sahneye uyarlarken gayet ciddi bir çalışma felsefesi izlediği ve yapmış olduğu zekice kurgular bir tiyatro eleştirmeni olarak gözümden kaçmadı. Öncelikle sahneyi dekora boğmamış. Sahnenin her köşesini kullanmış. Metindeki bütün keskin çizgileri törpüleyerek. Seyirciyi, metnin dramatik anlatı sınırları içinde tutmadan oyunun komedi dozunu alabildiğine geniş tutmuş. Yepyeni teatral durumlar yaratmaktan kaçınmamış. Sonuç olarak bana göre oyunun kurgusunu iyi çözümlediğini ve büyük bir başarıyla yorumladığını bizzat sahnede gözlemledim. Oyun içindeki tüm karakterlerin içsel duyumlarının dışa vurulması açısından da oldukça başarılı. Metne uygun görevini yerine getiren kostümler. Sahneyi boğmayan muhteşem bir dekor ve büyük emekle hazırlanmış olduğu belli olan danslar ile oyunu izlerken büyük keyif aldığımı da belirteyim.
Oyunculukları da kendimce değerlendireyim; Dün akşam Cem Özer, Kemal Başar, Zeynep Gülmez olmak üzere İmren Çapanoğlu, Caner Nalbantoğlu’da dahil harika performanslar izledim. Cem Özer’i sahnede ilk defa izledim sahne ve salonun keskin çizgilerinin kaldırıldığı ortamda seyirci ile iletişimi mükemmeldi. Kemal Başar’ı komedi oyununda kendi rejisiyle canlandırdığı bir karakteri ilk defa izledim yılların vermiş olduğu deneyim ve oyunculuğu ile de seyirciyi kendi tarafına çekmeyi başarıyor. Zeynep Gülmez‘i daha öncede sahnede izleme fırsatı buldum danslarıyla süslediği performansını sahnede seyretmek büyük keyif izlerken hayran olunmaması imkansız. İmren Çapanoğlu ve Caner Nalbantoğlu’da yine sahnede ilk defa izlediğim ama kendi alanında başarılı isimler giriş çıkışları ara ara olsa da etkili bir oyunculuk sergilediklerini oyunu izlediğinizde sizde rahatça göreceksiniz.
Son olarak, kaliteli ve samimi işlerin seyircisine ulaşacağına inanan bir insan olduğumu tüm samimiyetimle söylüyorum, eğlenmeye hasret kaldığımız bu zor zamanlarda bu tarz oyunlar seyircinin tiyatroya ilgisini arttırıyor. Tüm oyuncuların kendi aralarında iyi paslaştığını da gözlemlediğimi belirteyim. Ortada bir başarı varsa bu tek kişinin değil bir ekibin başarısıdır. A’dan Z’ye tüm ekibi tebrik ediyorum diyerek yorumumu burada sonlandırıyorum.
Ajandanıza not edin geç kalmadan izleyin.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş