Her geçen gün kendine bir şeyler katan başarısından önce kendisine, yeteneğine ve hayallerine inanmayı öğrenmiş, muhteşem bir insan. Çocukluğundan beri kalbinden geçen sahne yolculuğunda, öncelikle kendine inanıp sonra da durmadan çalışarak bugünlere gelen. Tiyatro için çalışmaları devam eden cana yakın herkes’ çe sevilen Tiyatro oyuncusu değerli kişilik Hakan Fidan ile hakkında merak edilenleri konuşmak üzere sizler için bir araya geldik
Bize Kendinizden Bahseder misiniz ?
“Öncelikle Merhaba.. Hakan Fidan ben 1973 İzmir doğumluyum Çocukluk yıllarımda oyunculuk hayali kurmaya başladım…. Arkadaşlar arasında yaptığımız oyunlarda oyunculuğumu herkes çok beğeniyordu bu bana biraz ilham verdi sanırım. İlkokul yıllarında Tiyatro oyunlarını çok takip etmeye başladım. Hemen hemen her hafta bir oyuna giderdim hafta sonları. Ortaokul yıllarında sahneye çıktım sonraki yıllar biraz ara verdim hayat koşullarından ve askerlikten dolayı… Askerden geldikten sonra bu işin eğitimini alıp sahneye öyle çıkmak istedim Konservatuvar mezunu değilim ama aldığım oyunculuk eğitimlerim var tabii ki”.
Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?
“Aslında yazmaktan ve yönetmekten çok sahneye çıkıp yazılmış olan oyunu en iyi en güzel şekilde oynamak daha çok hoşuma gidiyor”.
Neden bu mesleği seçtiniz?
“Güzel bir soru. Oyunculuğu sevdiğim için. Oynadığım karakter olmak… Yani rol metinde olan karaktere sesini, bedenini, vücut dilini ve en önemlisi o karakterin ruhunu seyirciye yansıtmak benim için inanılmaz keyifli”.
İyi ve köyü oyunculuk arasındaki en net ayrım nedir sizce?
“İşini severek yapmak bence… Çocukluk yıllarında kişi hangi alanda sürekli başarılı olursa o yöne gittiklerinde zaten işini severek yaptıklarında kötü oyuncu olma şansları çok azdır nadirdir bana göre”.
Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Neleri değiştirmek istiyorsunuz ya da hangi konularda kendinizi ve Tiyatroyu geliştirmek istiyorsunuz?
“Kendim için her Oynadığım oyunu bir sonraki oyunda daha iyisini daha güzelini oynamak”
Şu sıralar sizi en çok ne mutlu ediyor, sinirlendiriyor ve üzüyor?
“Sahneye çıkmak beni çok mutlu ettiği gibi çıkamamak beni üzüyor. Sahne tozunu bir kere alan bir daha iflah olmaz bu gerçektir bunu anlamak için bir kere bile olsa sahneye çıkmanız yeterlidir”.
Dizileri takip ediyor musunuz? Bugüne kadar izlediğiniz diziler arasında ilk üçte neler var?
“Takip ettiğim dizilerden bazıları biraz eski diziler olacak Bizimkiler,Perihan abla,Mahallenin Muhtarları polemiğe girmeye gerek yok bence eski diziler daha keyif veriyor bana”.
Tiyatro sizin için tam olarak ne ifade ediyor?
“Aşk,Sevda,Tutku, Mutluluk. İnsanlar ile sahnede aynı havayı teneffüs etmek ve güldürmek hoşuma gidiyor”.
Yazarlık ve Tiyatro oyunculuğu yani sahnede olmak ikisini kıyasladığınızda hangisinde daha özgürsünüz?
“Sahnede olmak.. Sahneye çıkmanın çok zorlayıcı, yıpratıcı yönleri olsa da. Tüm bunları göze alarak sahnede olmayı çok seviyorum”.
“Arım Balım Eyvah Karım” oyununu izlediğim için sormak istiyorum oradaki karakterler nasıl ortaya çıktı?
“Bu oyunu yazdığımda karakterlere isim koymak için biraz düşündüm önce isimler başkaydı sonra Türk filmlerde ki usta isimlerin adını yaşatmak adına isimleri değiştirmek zorunda kaldım. Filmlerdeki oynamış olduğu karakterleri analiz ettiğimde çıktı diyelim… bu arada yazdığım ve yönettiğim oyunlar arasında iki tane çocuk oyunu var Damlaya Damlaya Gooll olur ve Aliş’in Hayal Dünyası”.
Son olarak sanatsal faaliyetler takipçilerine söylemek istediğiniz bir şeyler var mı ?
“Öncelikle şunu belirtmek istiyorum sanatsal faaliyetler isimli site bizler için büyük anlam taşıyor… Çünkü bizlere destek olan. Yani sanata destek olan bir kaç tane yayın kuruluşu var ve bana göre bunlardan en içteni sanatsalfaaliyetler.com bunu da Büyük bir keyifle söylemek istiyorum. Çok güzel haberler, röportajlar yapıyorsunuz başarınızı devamını dilerim… Son olarak şu an vizyonda olan CİNNİ NAZAR Yapımcısından, Yönetmenine, sesçisinden, ışıkçısına ve tüm ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. filmimizi mutlaka izleyin derim”.