“Tiyatro Oyun Kutusu” tarafından sahnelenen “Gece Kraliçesi” tiyatro oyununun sıradanlıktan uzak, üzerine düşünülmüş, hiç bir ince detayın kaçırılmasına izin verilmemiş, üzerinde çok çalışılmış, oyuncuların her birinin başarılı performansları oyunu parlatmasının yanında oyuncuların yeteneğine yakışan bir metin ile beraber, dekoru, köstümleri ve ışık kullanımıyla ayakları sağlam yere basan bir tiyatro oyunu. Özünde toplum tarafından dışlanan trans bireylerin yaşadıkları travmayı, hiç bilinmeyen iç dünyalarını ne çok sert, ne de çok yumuşak ikisinin ortası bir dil tercih ederek anlatıyor. Başta Serdar Saatman ve Rüçhan Çalışkur olmak üzere tüm ekip oldukça cesur oldukları ve taşın altına elini koydukları için ayakta alkışlanmayı hak ediyor.”Gece Kraliçesi” ekibiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hazırsanız çayınızı, kahvenizi yanınıza alıp bu keyifli sohbetin ilk bölümünü okumaya başlayabilirsiniz.
İlk olarak “Tiyatro Oyun Kutusu” kurucusu. Kendi tiyatrosunda ve bir çok özel tiyatroda oyun yazıp yöneten, Sayın Serdar Saatman’ın yanındayız.
Sanat Adına Çok Yönlü Çalışıyorsunuz Tiyatronun Rolü Günümüzde Nedir Sizce Desem?

“Günümüzde tiyatronun rolü daha çok eğlenme odaklı olarak değişmiş durumda tiyatronun eğitici olan yönü artık dönüşerek, insanların eğlenmek üzerine kullandıkları bir araca dönüştü. İçinde bulunduğumuz toplumsal şartları da düşünürsek, tiyatro belli oranda artık lüks bir tüketim aracı gibi görünmeye başladı. Yapılan ve üretilen projelerde çoğunlukla buna hizmet ediyor. Ancak tabii ki tiyatronun sanat içerik yönü kimi küçük tiyatrolar tarafından da sürdürülmeye çalışılıyor. Ancak bunların alıcısı o kadar az ki, Böyle bir ortamda tiyatro yapmak hem çok zor hem de bir sürü yeni problemi beraberinde getirmektedir. Tiyatronun izleyicisi de artık daha çok tiyatronun alıcısı konumunda.Büyük prodüksiyonların bilet fiyatları malum, ülkenin durumu da malum. Bu aslında otomatikman şu anki tiyatro seyircisinin durumunu da ortaya çıkarıyor ve kim olduğunu da”.
“Gece Kraliçesi” Fikri Ya da İlham Kaynağı Nasıl Oluştu?

““Gece Kraliçesi” tiyatro oyununun ilham kaynağı tartışmasız, çok canım her şeyim olan Rüçhan Çalışkur‘dur“.
Birkaç Cümle İle Oyunu Özetlemenizi İstesek, Neler Söylersiniz?

“Oyunu kısaca özetlemek gerekirse; Cinsiyetler ötesi insanı insan olarak görmek gerektiğine dair bir oyun”.
Özellikle Tiyatroya Yeni Yetenekler Kazandırmak Ve Onlar İle Çalışmak Nasıl Bir Duygu?

“Tiyatroya yeni yetenekler kazandırmak benim için çok ama çok önemli. Hepsi o kadar çok sevdiğim genç oyuncular ki onlarla birlikte üretmek onlarla birlikte çalışmak ve birbirimize çok değerli şeyler katmış olmak hepimiz için çok çok çok önemli”.
“Tiyatro Oyun Kutusu” İsmi İlgi Çekici Ve Çok Enteresan Bir İsim Neden Bu İsmi Verdiniz ?

“Tiyatro oyun kutusunun ismi oyuncumuz Özge Toma‘dan gelmiştir. Kendisiyle yapmış olduğumuz beyin fırtınaları sonucunda bu harika isim ortaya çıkmıştır”.
“Tiyatro Oyun Kutusu” Ekibi Başarısını Tam Olarak Nasıl Sağlıyor? Çok Çalışarak mı? Yoksa Disiplin mi?

“Bu oyunlarda tamamıyla çok çalışarak, uzun dramaturji çalışmaları yaparak ve çok fazla doğaçlama ile ortaya çıkıyor”.
“Gece Kraliçesi” Tiyatro Oyunu Fikri Oluşurken Rüçhan Çalışkur Gibi Kıymetli Bir Değer İle Bu Yola Beraber Çıkma Sürecini Sizden Dinleyebilirmiyiz?

“Biz Rüçhan Çalışkur ile çok uzun zamandır aynı yolda yürüyoruz zaten. Bu projeyi de ilk kendisiyle paylaştım, ondan aldığım ilhamla da çok güzel bir şekilde ilerlettik ve geliştirdik. Daha da nice nice oyunlar yapacağız. Büyük sürprizlere hazır olun”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

“Son olarak okuyucularımıza; bu oyuna dair bazen yorumlar görüyorum. Bu oyun tamamen toplumsal cinsiyet kavramları araştırılarak incelenerek yapılmış bir oyundur. Bu anlamda herkesin izlemesi gerekmektedir”.
Bir oyuncu için mesleki serüveni boyunca oynadığı karakterler birer yol hikayesidir ve bu hikayeden çok şey öğrenir. Dolayısıyla bu oyundaki oyunculuk performansı ile kafamıza kazınan Eşref Varol’un yanındayız.
Neden Tiyatro ?

“8 yaşında tanışarak başladığım serüvenim ile hayatıma girdi ve şu an ki yaşıma kadar benimle bütünleşen kendime daha uygun özgür bir meslek ile tanışmadım”.
Tiyatronun hayatınızdaki yeri nedir?

“Her şeyim diyebilirim, hayallerimi süsleyen severek yaptığım biricik mesleğim”.
Oyundaki En Sevdiğiniz Replik Nedir?

“Zümrüt Şahin’in oyunumuz için yazdığı son bestede ki sözüdür “kurşun yarası gül olur sinemde””.
“Tiyatro Oyun Kutusu” İçinde Yer Almak Nasıl Bir Duygu?

“Güven demek oldu orası benim için ve bizim sektörümüzde güvendiğiniz insanlarla yol almak çok önemli. “Tiyatro Oyun Kutusu” ekibine karşı en büyük duygum güven”.
Yönetmen Serdar Saatman İle Çalışmak Nasıl Bir Duygu?

“İnanılmaz bir yönetmen. Düştüğünüzü siz saha anlamadan sizi kaldıran, karaktere size çoktan kucak açtıran, olağan üstü bir insan. İyi ki oyunculuğuma dokundu dediğim bir insan”.
Rüçhan Çalışkur Gibi Bir Duayen İle Çalışmak Nasıl Bir Duygu? ?

“O bir duayen, yürüyen bir yetenek , disiplin ve saygı derim ama her şeyden öte gerçek bir abla ve yol gösterici herkese yetecek kocaman bir kalbi var iyi ki hayat yollarımızı kesiştirdi ve bana dokundu minnettarım”.
Birkaç Cümle İle Oyunu Özetlemenizi İstesek, Neler Söylersiniz?

“Cinsiyetlerin ötesinde kendini öteki hisseden ki artık her insan bir diğeri için öteki, bu nedenle herkesin tercihleri ile aldığı hayat yolundan bir kesit herkes için”.
Oyuna Nasıl Hazırlandınız Yani Rol Aldığınızı Karakterin Ruhunu Yansıtmak İçin Zihinsel Bir Hazırlık Süreci Geçirdiniz Mi?

Yönetmenimizin yol göstericiliği ile aslında her şey umduğumdan daha kolay ilerlerdi. Zor bir iş bıçak sırtı deriz ya hani öyle. Ama biz kimseyi inciltmeden, kırmadan ilerlemenin yolunu aradık, hep bulduk da. Hep bu yönde olumlu yorumlar aldık. Tüm ekip çok okuduk, çok izledik. Karakterimize en yakın insanlarla gerçekten tanıştık. Bize destek oldular.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

“Hayat zor, her şeye rağmen insan, her şey de kendisine sevecek bir şey bulmalı”.
Sadece küçük bir rolü var ama oyuna katkısı açısında nokta atışı bir karakter (Fenomen) canlandırıyor. Dolayısıyla bu oyundaki oyunculuk performansı ile kafamıza kazınan Özge Toma’nın yanındayız.
Neden Tiyatro?

“Tiyatro benim için bir özgürlük alanı; gerçek hayatı sahnede yeniden yaşama fırsatı sunuyor. İnsan ruhunun derinliklerine inmek, izleyiciyle güçlü bir duygusal bağ kurmak ve bu yolculuğun her anını hissetmek beni heyecanlandırıyor. Bu bir keşif süreci ve ben bu yolculuğu seviyorum”.
Tiyatronun Hayatınızdaki Yeri Nedir?

“Tiyatro benim için evde olmak gibi. Lise yıllarında başladığım bu yolculuk, hayatımın çok büyük bir parçası oldu. Bir süre ara vermiş olsam da, geri dönmek bana sanki eve dönmüşüm gibi hissettirdi”.
Tiyatronun Hangi Özelliği Sizi Etkiliyor?

“Anlık, canlı ve değişken olması. Her oyun, her sahne, hatta her seyirciyle farklı bir deneyim yaşamak büyüleyici. Sahnede olduğum anlarda tam anlamıyla ‘an’ı yaşadığımı hissediyorum”.
Oyundaki En Sevdiğiniz Replik Nedir?

“İçinde yanan ateşi, söndürebilir misin?”
İşinizi seviyor musunuz?
“Tiyatro benim için iş değil, bir tutku. Sevmeden yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum. O yüzden her sahneye çıktığımda bunun bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum”.
“Tiyatro Oyun Kutusu” İçinde Yer Almak Nasıl Bir Duygu?

“Eski bir dostu yeniden görmek gibi! Burada olmak, tiyatroya duyduğum sevgiyi paylaşmak ve sahnede yeniden nefes almak inanılmaz bir his”.
Yönetmen Serdar Saatman İle Çalışmak Nasıl Bir Duygu?

“Serdar ile geçmişten gelen derin bir dostluk ve sanat bağımız var. Onun sahneye, karakterlere, anlatıya bakış açısını deneyimlemek, bunun bir parçası olmak her zaman çok keyif verici, inanılmaz geliştirici ve müthiş bir tecrübe. Tüm bunları görmek ve onunla çalışmak ilham verici”.
Birkaç Cümle İle Oyunu Özetlemenizi İstesek, Neler Söylersiniz?

“”Gece Kraliçesi”, toplumun görünmeyen yüzünü, kimlik arayışını ve insanın kendini var etme mücadelesini sahneye taşıyan güçlü bir oyun. Farklı kimliklerin, bastırılmış duyguların ve gerçek ile sahte arasındaki ince çizginin sorgulandığı bir hikâye. Karakterler, ait oldukları dünyada kendilerini bulmaya çalışırken ve bulmuşken, izleyiciyi de kendi ön yargılarıyla yüzleşmeye davet ediyor. Sahne üzerinde cesur ve vurucu bir anlatım var; izleyenleri düşündüren, sarsan ve belki de utanmanın yönünü değiştiren, özüne bakmaya zorlayan bir deneyim sunuyor”.
Oyuna Nasıl Hazırlandınız Yani Rol Aldığınızı Karakterin Ruhunu Yansıtmak İçin Zihinsel Bir Hazırlık Süreci Geçirdiniz Mi?

“Kesinlikle! Öncelikle karakterin geçmişini, motivasyonlarını, hikâyedeki yerini anlamaya çalışıyorum. Sonra sahnede bedenimle, sesimle, mimiklerimle bu duyguyu nasıl aktaracağımı düşünüyorum. Bazen kelimelerin ötesinde, sadece bir oluşla anlatmak gerekiyor”.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?

“Tiyatro, hayata açılan farklı bir kapı. Kendinizle, diğerleri arasında yasanan kopuş, manipülasyon ve gerçek olanla yüzleşebileceğiniz gizemli bir anahtar. Bir izleyici olarak bile olsa tiyatronun büyüsüne kapılın, çünkü sahne yalnızca oyuncular için değil, herkes için bir hikâye anlatır”.
Karşılıklı keyif aldığımız bir sohbet oldu. Röportajımızın birinci bölümünün sonuna geldik. İkinci bölüm çok yakında.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş