More
    Ana SayfaRÖPORTAJ“Fazilet Mahkemesi” adlı Tiyatro oyunu ile yeni sezonda da Tiyatro severler ile...

    “Fazilet Mahkemesi” adlı Tiyatro oyunu ile yeni sezonda da Tiyatro severler ile buluşmaya devam eden halen aktif olarak Tiyatro ile ilgilenen Asmalı Sahnenin kurucu ortaklarından olan Petek Kırboğa ile sizler için bir araya geldik

    Pandemi döneminde çöküşe geçen tiyatrolar teker teker perde açmaya hazırlanıyor. bu yazıyı daha öncede bu şekilde yazdım bilenler biliyor eski yazılarımdan. Ancak bu sefer son kez bu kapanışların son olması ümidiyle Ekim ayının gelmesiyle tiyatro sezonu da başlayacak inşallah. Tiyatrolar sırayla perdelerini açmaya hazırlanırken, ekim “Fazilet Mahkemesi” adlı Tiyatro oyunu ile yeni sezonda da Tiyatro severler ile buluşmaya devam eden halen aktif olarak Tiyatro ile ilgilenen Asmalı Sahnenin kurucu ortaklarından olan Petek Kırboğa ile sizler için bir araya geldik ve sorularımızı siz sanatsal faaliyetler takipçileri için yönelttik.

    Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca kendinizden bahseder misiniz ?

    “Oyunculuk eğitimime Akademi İstanbul adlı özel bir okulda başlamıştım. Işıl Kasapoğlu yönetiminde çok değerli hocalardan eğitim aldım. Çocuk tiyatrosu, kendi kurduğumuz doğaçlama tiyatro ekibiyle farklı deneyimler elde ettim. Enis Fosforoğlu Tiyatrosu’nda uzun yıllar oynadım. Bahçeşehir Üniversitesi’nde yaptığım ileri oyunculuk yüksek lisans eğitiminde ortağım Muharrem Uğurlu ile tanıştık. Birlikte Asmalı Sahne’yi kurduk. 2019’da New York’a giderek Barrow Group’ta oyunculuk ve HB Studio’da tiyatro yönetmenliği eğitimleri aldım.”
    Sanatsal faaliyetler takipçilerine kısaca Asmalı Sahneden ve faaliyetlerinden bahseder misiniz ?

    “Asmalı Sahne olarak yerli ve güncel yazarlara öncelikle yer verdiğimiz bir oyun programı sunmaktayız. Bunun yanı sıra Türkiye’de daha önce oynanmamış yeni oyun metinleri araştırıyoruz. Bunun önemi de yine dünyada güncel olarak sahne alan metinlerden uzak kalmamak. Sanat evrensel biliyorsunuz, Bulgar bir yazarın güncel meselesi de bugün sizin gerçeğinizle örtüşebilir. Oyunların yanı sıra kitap kulübümüz ve oyunculuk atölyeleri devam ediyor”.
    Oyunculuk Hikayeniz Nasıl Başladı?

    “Çocukken mahallede oyun yazar ekip kurar arkadaşlara oynardık. Tiyatrodan ilk para kazanmam ise İstanbul Devlet Tiyatrosu’na figürasyon olarak girmemle başladı. Oyunun yönetmeni Serpil Tamur bir seçme yapıyordu. Figürasyonda olanlar yine tiyatro okullarında okuyan, yetişmek üzere alınan gençlerdi. Orada tiyatro disiplinine dair çok şey öğrendim. Aynı oyunda oyuncu olan Damla Özen o sırada Mavi Sahne’de çocuk oyununda oynuyordu beni o tiyatroya oyuncu olarak davet etti. İnsanlarla tanıştıkça hep yeni işler karşıma çıktı. Sonra bir ajansa dahil oldum. Dizi ve sinema işleri yaptım”.
    Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

    “Eğitime doymayan biri olarak. Oyunculukta ve sanatta öğrenmenin, gelişmenin sonu yok. Okumayı her zaman çok sevdim. Çok okurum özellikle roman en sevdiğim tür. işim gereği sürekli olarak tiyatro oyunu da okuyorum. İnsanlarla birlikte olmayı, birlikte iş üretmeyi çok severim. Son yıllarda hayata ne kadar katkı sunarım diye daha çok düşünmeye başladım. Ne kadar çok kişiye dokunursanız hayat o kadar güzel”.
    Sizce iyi bir sanatçı olabilmenin olmazsa olmaz kuralları var mıdır?

    “Bunu ustalarımız hep iyi bir insan olmakla tanımlamıştır. Önce iyi bir insan olmak, insanı anlamaya çalışmak çok önemli. Duyarlılığınız en üst seviyede olmalı. Hiç bir şey için bu benim meselem değil demeden herkese ve olaylara duyarlı yaklaşmak önemli. Gelişmeye açık olmak da sanatçı olmanın gerekliliklerinden biri. Hiç bir zaman oldum dememek, hep ilerlemek lazım”.
    Tiyatro seyircimizin durumu nasıl sizce?

    “Tiyatro seyircimiz son yıllarda arttı. Sergilenen güncel metinler seyirciyi yeniden tiyatroya çekti. Pandemi sonrası herkes oyun seyretmeyi çok özledi. Biz oyunlarımızı oynamaya başladık”.
    “Fazilet Mahkemesi” adlı oyununun konusunu kısaca anlatabilir misiniz?

    “Fazilet Mahkemesi bir annenin oğlunu korumaya çalışırken aslında onu gerçekten tanımamasını anlatıyor. Güvenmek üzerine bir hikaye. Bir depoda karşımıza çıkan Fazilet ve onun restoranında çalışan Güven’in, farklı bir koşulda karşı karşıya çalıştıklarında, yeniden tanımlanan ilişkilerini anlatıyor”.
    Seyirci bu oyunda neyi özellikle yakalamalı ve anlamaya çalışmalı?

    “Bu oyun sevdiğimiz ve en çok önemsediğimiz kişileri gerçekten tanıyor muyuz? sorusunu bize sorduruyor. Tanıdığımızda ise gördüğümüz kişiyi ne kadar kabul ediyoruz. Her seyirci oyunu kendi penceresinden izler. Sanatın bir diğer güzel yanı da bu. Seyircimizde bizim hedeflemediğimiz pek çok farklı noktaya da ilgi gösterebilir”.
    Bir Röportajın daha sonuna geldik… Samimiyeti, güler yüzü ve verdiği yanıtlar için Petek hanıma çok teşekkür ederiz.
    Genel Yayın Editörü : Murat Karakaş

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler