Bu seferki röportajımızın konuğu, kendi tabiriyle tiyatro hayatının tam merkezinde olan, tiyatroya büyük bir aşk ve tutku bağlı olan, tiyatro oyuncusu, tiyatro eğitmeni, yönetmen ve oyuncu olan “Evrenin Çocukları” tiyatro grubunun kurucusu Şelale Coşkuntuna. Şelale Coşkuntuna ile sanattan ve hayattan konuştuk.
Bize Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?
“İstanbul doğumluyum. Çalışmayı çok seviyorum. Bu özellikle mutlu olduğum ve huzur bulduğum bir alansa, yılmadan çalışabilirim. Bunun adı da tabii “Tiyatro“. Üretmeyi seviyorum ve tiyatro adına her şeyi yapabilirim, yapıyorum. Hırslı biriyim. Vazgeçmeyi sevmiyorum. Hayatta ki en büyük zenginliğin önce sağlık, sonra da aile olduğunu düşünenlerdenim. Annemi kaybedeli 6 yıl oldu. Onu çok özlüyorum. (başınız sağ olsun). Benim hayat arkadaşımdı. Ama bir gerçek var ki “ölüm” diye bir şey var. Bu yüzden zamanı ve anı sevdiklerin ile birlikte güzel ve dolu dolu yaşamak gerekiyor. Kırmadan dökmeden.. Hassas olduğum noktalar var.. Çocuklar, yaşlılar, hayvanlar ve doğa. Bunun dışında güven problemim var. Kolay kolay kimseye güvenmem, samimiyet kurmam. Ama güven duyup bir de seversem. Herkes için konuşuyorum, kolay kolay bırakmam. Sağlam bir dostluğum vardır. Hassas olduğum diğer bir konuda Dünyada artık sevgi ve barışın olması. Sevgi ve iyilik kazansın diyelim”.
Sanata Olan İlgi Hangi Ülkede Daha Fazla Size Göre Türkiye’de mi? Avrupa’da mı?
“Cevabı çok basit, tabii Avrupa. Onlar bu konuda bizden çok ilerideler. Ve çok önem veriyorlar. Daha çok küçük yaştan başlıyor sanata ilgileri. Bizde ise çok az bir kesim de var. Hala tiyatroyu, baleyi, sanatı sevmeyen çok insan var. Aslında her şey ailede başlıyor ve teşvik etmek gerekiyor. Biraz da içinde olacak. Ben çok aile gördüm. Çocuk ya da yetişkin tiyatro yapmak istiyor. Ama aile engelliyor. Boş işler, para yok vs. Diye hevesini kırıyor. Bu çok üzücü. Avrupa’da ise durum tam tersi aile teşvik ediyor”.
Türk Seyircisinin Tiyatro Ve Sahne Sanatlarından En Büyük Beklentisi Nedir Sizce ?
“Tüm Tiyatro oyunlarına daha çabuk ulaşabilmeliler, opera ve bale gibi tüm sanat dallarına, hem maddi olarak, hem de manevi olarak. Bazı oyunlar gereğinden pahalı. Her kitleye hitap etmeli”.
Aynı Zamanda Disiplinli Bir Eğitmen Olduğunuzu Biliyoruz Özellikle Tiyatroya Yeni Yetenekler Kazandırmak Ve Onlar İle Çalışmak Nasıl Bir Duygu?
“Çocuklar ve yetişkinler olarak ayırmadan buna cevap vermek istiyorum. Tiyatro birey ve toplum arasında bir ayna görevi görür. İnsana kendisini tanıma, sorgulama, eleştirisel düşünme ve geliştirme fırsatı sağlar. Beden dilini kullanma, iletişim kurma becerilerini geliştirir. Ben bu eğitimler sonrası, oyunlarıma aldığım hem çocuk oyuncularım, hem de yetişkin oyuncularım oldu. Onların bu anlamda kendilerini geliştirdiklerini ve heyecanlarını görmek beni çok mutlu ve onore eder her zaman. Ekibimde birbirinden değerli oyuncularım var. Hem yetenekliler, hem de karakterlerini çok seviyorum. İyi bir oyuncu sadece yetenekten ibaret değildir bana göre. Aynı zamanda da iyi bir karakter gerektirir”.
Sizi Tiyatroya Yönlendiren Şey Ne Oldu Hayatınızda?
“Ben tiyatro hayatıma 18 yaşında başladım. Onun öncesi yine sanatın bir parçası olan Bale ve Modern Dans yapıyordum. Yaklaşık 12 sene sürdü. Bu zamanlarda bizim turnelerimiz oluyordu. Bir gün tiyatral dans hazırlandı ve oynadık. O zaman çok hoşuma gitmişti. Ve tiyatroya gitme kararı aldım ve başladım. İyi ki de başlamışım. Aşığım tiyatroya”.
Tiyatronun Hayatınızdaki Yeri Nedir?
“Tiyatro benim hayatımın tam merkezinde. Olmazsa olmaz gibi sanki. Büyük bir aşk ve tutku var. Bir bebeği dünyaya getirirken ve getirdikten sonra nasıl o bebeğe sıkı sıkı sarılır gözünüz gibi bakarsınız. Benim için de tiyatro öyle”.
Hobileriz Ve Fobileriniz nelerdir?
“Kitap okumayı, yazmayı ve üretmeyi (şiir, tiyatro metni ya da kitap) ciddi anlamda çok seviyorum. Uzay – bilim tarzında filmleri seyretmek. Bunların dışında yüzmek, ailemle ve sevdiklerimle vakit geçirmek bana iyi geliyor. Fobim demeyelim de en büyük korkum sevdiklerimi kaybetmek”.
Güne Başlamanın En Güzel Yolu Nedir Sizin için?
“Sabah kalkar kalkmaz ilk işim kahve içmek bu benim için özel ve güzel bir an”.
Kötü Giden Bir Günün Sonunda Kendinizi Rahatlatmak İçin Neler Yaparsınız?
Bu değişiyor bende. Bazen güzel bir duş. Bazen kahve – çikolata keyfi. Dışarıda beslediğim kuşlarım ve kedilerim var. Onlarla ilgilenmek beni çok rahatlatıyor”.
Boş Zamanlarınızda En Çok Neler Yapmaktan Hoşlanırsınız?
“Aileme ve kardeşlerime vakit ayırmaya çalışıyorum. Onlara gidip birlikte bir film izlemek. Okey oynamak eğlenceli oluyor. Bazen bir tiyatro ya da opera ve bale seyretmeye gidiyorum”.
Tiyatroda Oynamadığınız Fakat Oynamak İstediğiniz Bir Oyun Ya da Karakter Var Mıydı?
“Evet Serenay Sarıkaya’nın oynadığı “Alice Müzikali” tarzında bir müzikalde oynamayı çok isterdim”.
Oyunculuk anlamında Yer Olarak Setler Sizin İçin Ne İfade Ediyor? Sinema Filmi Yada Dizi Projesi Var Mı Yoksa Sadece Tiyatro Mu?
“Güzel sağlam bir proje olursa neden olmasın. Bu konuda deneyimim var. Bir çok dizide bölüm oyuncusu ya da ana cast olarakta rol aldım. Ama özellikle oynamak istediğim bir kaç isim var. Umarım olur. Kısmet diyelim. Tabii tiyatro önceliğim”.
Karın Doyuran Bir Meslek Mi Sizce Oyunculuk?
Türkiye’de tiyatro karın doyuran bir meslek değil. Ama oyunculuk derken Sinema, dizi, reklam gibi sektörlerde oynarsanız evet kazancı gayet iyi.
Son Olarak Bu Güzel Röportajı Okuyacak Olan Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Söylemek İstediğiniz Bir Şeyler Var Mı?
“Hayalleriniz ne olursa olsun vazgeçmeyin. Çünkü herkesin yolu ve istekleri ayrı. Özellikle tiyatro yapmak istiyorsanız hedeflerinizden şaşmayın. Şevklerinizi kıran ve çok yıldırmak isteyen olacak, bu yüzden lütfen hedefiniz ve hayaliniz oyunculuk ise kendi yolunuzdan gidin. Doğarken yalnız doğuyoruz, ölürken de yalnız ölüyoruz öyle değil mi? Bu sizin hayatınız, vereceğiniz karar da sizin yolunuz. Bir başkasını mutlu etmek için değil, kendinizi mutlu etmek için savaşın. Engeller zihni körelmiş kişilerdedir. Unutmayın”.
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş