More
    Ana SayfaELEŞTİRİDevr-i Alem Oyuncuları Tarafından sahnelenen "Yalnız Başaklara Azgın Boğa" Tiyatro Oyununun Yorumu...

    Devr-i Alem Oyuncuları Tarafından sahnelenen “Yalnız Başaklara Azgın Boğa” Tiyatro Oyununun Yorumu ile Sizlerleyim

    Devr-i Alem Oyuncuları’nın “Yalnız Başaklara Azgın Boğa” tiyatro oyununu, dün Besa Cevahir Sahne’de izleme fırsatı buldum.

    Dünya çapında ün kazanmış Rus oyun ve senaryo yazarı Alexander Galin’in kaleme aldığı, şair, yazar, akademisyen, profesör Hüseyin Mevsim’in çevirisini yaptığı Hasan Can Türkkanı’nın yönettiği üç kişilik tiyatro oyununun oyuncu kadrosunda Tanya Aksu Gökdeniz, Arzu Suriçi Kireççi ve Yalın Tarhan yer alıyor.

    Oyunun konusu kısaca şöyle; Mutluluğu bulamamış, elli yaşlarında yalnız iki kadın… Biri oldukça varlıklı diğeri ise geçimini verdiği özel İngilizce dersiyle sağlamakta… Varlıklı olan kadın kendi deneyimlerinden yola çıkarak arkadaşının da günübirlik ilişkilerle mutluluğu yakalayabileceğine inanır. Bu hizmeti karşılayacak bir erkek bulup onu davet eder. Davetine karşılık çok geçmeden çalan kapı zili ile beklenen eğlence başlamış olur ya da kadınlar öyle zanneder. Bu zil aslında tüm yanlış anlaşılmaları başlatan bir habercidir.

    Hazırsanız yorumlaya başlıyorum; Dünyamız artık yaşanmaz bir halde hiç derdimiz yokmuş gibi şimdi birde İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalar çıktı. İnsanız doğal olarak onların yaşadıklarına üzülüyoruz. Ancak hayat devam ediyor. Hayatın acımasızlığı karşısında ben bana en iyi gelen şey ile yani sanat ile ruhumu dinlendiriyorum ve sanatın iyileştiren gücü sayesinde hayatta kalmaya çalışıyorum. Dün akşam yine Devr-i Alem Oyuncuları’nın “Yalnız Başaklara Azgın Boğa” tiyatro oyunu ile bir nevi meditasyon yaptım.

    Her zamanki gibi yazardan neler aldığımı aktarayım; bilim insanlarının karşılaştığı en önemli zorluklardan biri olan yalnızlığın ne olduğunu ve onunla mücadele etmenin ana yollarının neler olduğunu sorgulayan ve bizlere sorgulatan bir metin var karşımızda. Alexander Galin, bana göre, izole yaşayan pek çok insanın yaşadıklarını yada ilerde yaşayacakları problemleri seyirciye aktarmayı hedefleyerek yazmış. Doğal afetler, savaşlar, salgınlar v.b. Olumsuz ve travmatik yaşam olayları toplumsal olarak hepimizi etkiliyor. Benim metinden aldığım en önemli ders, hayatın zorluğu ve acımasızlığı karşısında var olan bizim gibi masum insanların, her şeye rağmen yaşamaya çalışırken, hayata dair umutsuzluk hissetme, kişilere güvenmeme gibi pek çok tepki göstermemizin, çevremizdeki olaylara karşı tepkisiz kalırsak, yaşadığımız durumlara karşı tamamen tepkisiz kalmayı tercih edersek bu durumun bize vereceği zarar. Eğer böyle devam edersek ruhsal sağlığımızı koruyamazsak sonumuz maalesef ya intihar yada akıl hastanesi. Gördüğünüz gibi metnin bize aktardığı meselelere oldukça ciddi ve hayati önem taşıyan meseleler. Bu noktada yazar bize oldukça ciddi ve hayati önem taşıyan meselelerin altını çizerken, izlerken eğleneceğimiz komik bir dil tercih etmiş.

    Rejiden bahsedelim kısaca; Alexander Galin’in metni üç karakter üzerinden aktarıyor seyirciye meselesini. Hayatın zorluğu ve acımasızlığı karşısında, hayata tutunmanın yollarını arayan üç insanın kendi yöntemleri ile hayata tutunma çabalarını seyirciye aktarma görevini Hasan Can Türkkanı üstlenmiş. Sahne tasarımı aşırı abartıya kaçılmadan olabildiğine zengin tutulmuş, oyuncuların kostümlerinin de konsepte uygun olduğunu söyleyebilirim. Bir an bile olsa oyunun içinden çıkamadım dolayısıyla oyunun akışına bayıldım. Alexander Galin’in metnine tüm açılardan baktığımızda Hasan Can Türkkanı’nın gerekli özeni gösterdiğini, farklı bir komedi anlayışı ve sahne dili olduğunu fark ettim. Bence biz izleyenlerine harika bir teatral bir şölen sunuyor .

    Geçelim oyunculuklara; öncelikle üç oyuncununda (Tanya Aksu Gökdeniz, Arzu Suriçi Kireççi, Yalın Tarhan) sahne enerjisine bayıldım. Dinamik bir temposu var oyunun oyuncuları zorlayacak cinsten güçlü performans gerektiren zor bir tiyatro oyunu. Bana göre sahnedeki üç oyuncununda oyunun hareketli temposuna ayak uyduran performansları da sahnede görmeye değer.

    Dipnot : dün akşam normalde 20:30 olarak başlaması planlanan oyun bir takım teknik sorunlar sonucu geç başladı. Normal şartlarda bu durumu size bildirmezdim ancak yaşanan talihsizikten değil, hoşuma giden başka bir detaydan bahsedeceğim. Oyunun oyuncularının, yaşanan talihsizlikten dolayı yaşadıkları gerginliği, oyun esnasında bizlere yansıtmamaları, bence ne kadar profesyonel olduklarının kanıtı, sırf bu yüzden bile takdiri hak ediyorlar diyerek yorumum burada sonlandırıyorum.

    Muhakkak gidin ve izleyin.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş


    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler