Anladığım kadarıyla izleyenlerine farklı deneyimler yaşatan farklı bir sıradışı, beyin yakan tiyatro oyunları yapmayı seven, tiyatro severlere farklı deneyimler yaşatmayı kendilerine ilke edinen tiyatro ve dans tiyatrosu topluluğu Woerktheater tarafından sahnelenen, “Folie â Deux” 10 Mayıs Cumartesi akşamı, Bakırköy’de bulunan Bakırköy HOUSE of PERFORMANCE sahnede izleme fırsatı buldum.

Esra Kucur’un, Jean Genet’in “Hizmetçiler” oyunundan esinlenerek bir performans metni olarak kaleme aldığı ve yönettiği koregrafisini hazırladığı ve Performans Sanatçısı olarak kadrosunda yer aldığı iki kişilik tiyatro oyunununda Esra Kucur’a, Performans Sanatçısı Irmak Akpınar eşlik ediyor.

“Folie â Deux”; birbirinden doğan, birbirini doğuran, deliliğe tutulmuş iki kişinin ritüelistik törenini performatif bir anlatımla gözler önüne serer. Birbirine benzemekten nefret eden iki kadın, birbirini yansıtan iki ayna gibidir. Sistemin dışına itilmiş bu iki kadın, kendi yarattıkları kurmaca bir düzen içerisinde var olmaya çalışmaktadır. Ürkütücü benzerlikleri, onları nefret ettikleri bu hayata mahkum etmiştir. Biri olmadan diğerinin varlığından söz edilemez. Rüya ve gerçeğin birbirine karıştığı bu iki kadının dünyasında; lider ile eşlikçi, kurban ile kurban eden sürekli olarak yer değiştirir. Nefret ve şefkatle ördükleri, ihtiyaç ilkesine dayanan ilişkilerini sürdürürlerken bu iki kadının tek çıkış noktası oyun oynamaktır. Var ettiklerini yok etmek üzerine kurdukları bu oyun, gerçeğe bulaşmaya başladığı anda tüm düzenleri altüst olur.

Hazırsanız yorumlamaya başlıyorum; daha önce Woerktheater tarafından sahnelenen, “Damgalı” tiyatro oyununu izlediğimde bu tiyatro grubunun tiyatro severlere farklı deneyimler yaşatmayı kendilerine ilke edindiğini bizzat sahnede gözlemleyerek anladım. Uzay Gökhan Irmak tarafından nazikçe “Folie â Deux” için davet geldiğinde artık ufakta olsa bir bilgim vardı ve ne izleyeceğimi az buçuk kafamda canlandırdım. 10 Mayıs Cumartesi akşamı az buçuk tahminle ve kafamda deli sorular ile salona giriş yaptım Uzay Gökhan Irmak ile selamlaştık ve şunu söyleyebilirim o gün ben onlardan daha çok heyecanlıydım. Sanatın en çok hoşuma giden hissi sanırım bu her oyuna gidişte aynı heyecan ile farklı sanatsal faaliyetleri gözlemlemek. Fazla uzatmayayım muazzam bir giriş ile oyun merdivenlerde başladı ve sonra sahnede devam etti.

Biraz oyunun aktardığı derin mesajlarına değineyim; aslında bu oyunda sadece performans sanatı ve koreografi yoğunlukta ancak, iki kadını (Esra Kucur, Irmak Akpınar) sahnede izlerken suçlama, suçluluk duygusu, vicdan azabı, sevgisizlik ayrıca kaygı, panik, tükenmişlik, yetememe duyguları gibi kavramları oyuncuların beden dillerinden ve performans arası diyaloglardan eğer dikkatli bir izleyiciyseniz rahatlıkla çözümleyebiliyorsunuz. Alt tabaka, üst tabaka savaşları, tavan arasında fare gibi yaşamak zorunda kalan üst tabaka sözüm ona elit insanların ikinci sınıf muamele yaptığı hizmetçiler ve sosyoekonomik sınıf farklılıkları oyunun ana temasını oluşturuyor.

Rejiden bahsedelim kısaca; klasik reji anlayışından farklı bir reji anlayışı her tiyatro sever için keyif veriyor bana göre bu anlamda Esra Kucur’un, sahne düzeninde dikkat çeken ben farklıyım diyen reji anlayışı sahnede bizleri etkisi altına öyle bir alıyor ki anlatılmaz yaşanır ama ben yine de merak edenler için ufak bilgiler vereyim. Tek perde 75 dakika süren oyunun dekoru sade ama bir o kadar etkili; sandalyeler, eldivenler, kıyafetler, naylonlar içeriğe göre değişen ışıklar, bu ışıklar ile ritmik seslerin, müziklerin ve oyuncuların senkronizasyonunun uyumu.

Oyunculukları da her zamanki gibi kendimce sizler için değerlendireyim; bilemiyorum belki de tiyatroyu yaşatma çabası başlı başına deliliktir. Ama merdivenlerde başlayan ve 75 dakika istisnalar hariç, soluksuz nefes almadan ve kendi bedenlerini acımadan cansız bir nesne gibi yerden yere vuran, hırpalayan iki performans sanatçısını sahnede izlemenin keyfi bizim için anlatılmaz bir keyif. Esra Kucur ve Irmak Akpınar, Esra Kucur’un koreografisi ile öyle bir dans ve performans sanatı icra ettiler ki gerçekten anlatılmaz yaşanır. Bu oyunu izlerken sıkılmak şöyle dursun süre kısa bile kalıyor. Sonuç olarak her iki oyuncunun üst düzey performanslarıyla ve sahne arkasındaki emekle Woerktheater tarafından sahnelenen, “Folie â Deux” muhakkak izlenmesi gereken farklı bir deneyim. Woerktheater ekibinin yolları açık, alkışları bol olsun diyerek yorumumu burada sonlandırıyorum
Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş