Rus Edebiyatı, hem kendi coğrafyasında hem de dünya coğrafyasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Pek çok yazarın, sanatçının ve şairin etkilenerek kendini bulduğu eserlerle güncelliğini koruyan eserler barındırmaktadır. Dostoyevski de hiç şüphesiz o isimler arasında yer alıyordu. Bıraktığı eserler ve hayatı, onu sadece bir yazar olarak değil; anlaşılmak üzere yeniden okunacak bir başka metin olarak da var ediyordu. Romanlarında kurduğu yapı, bu durumun en açık kanıtıydı. Çünkü Dostoyevski’nin eserleri tek seferde okunabilecek metinler değildi. Bir insanın her dönemini farklı bir biçimde etkileyecek kadar yoğun bir anlam taşıyordu.
Hikayenin merkezinde bir babanın ölümü yer alır. Bu olay Dostoyevski’nin hayatıyla doğrudan bağlantılıdır çünkü yazarın da babası bir cinayete kurban gitmiştir. Ve ilk sara krizinin de bu dönemlerde yaşandığı düşünülmektedir. Karamazov Kardeşler, aile dramı ve cinayet romanı temelleri üzerinde yükselen, oldukça önemli bir felsefi metindir.
Dün akşam Küçük Salon tiyatro Dostoyevski’nin Ölümsüz Eseri Karamazov Kardeşler prömiyeri ile Kadıköy Duru Tiyatroda sahnede idi ve sanatsal faaliyetler onları bu heyecanlı gününde yalnız bırakmadı.
Oyun bizi 19. yüzyıl Rusya’sına götürüyor, Dostoyevski’nin, en son ve en iyi yapıtlarından biri olan Karamazov Kardeşler’de, 4 kardeşin, yaşlı bir toprak sahibi babası Fyodor Pavlovoviç Karamazov arasındaki anlaşmazlıklardan usta bir dille bahsediliyor, oyunda olan hemen her karakterin bir öyküsü var, sadece tek bir konudan değil bir kaç konudan ilerleyerek anlatılmak istenenleri anlatıyor biz tiyatro severlere. Sadece insanların hayatlarına girişiniz değil, aynı zamanda insan psikolojisine, hayatın etiklerine, yazıldığı dönem Rusya’sına, ilişki ağlarına, inanca daha doğrusu yaşamda karşınıza çıkabilecek her tür olguya girmiş oluyorsunuz. Bunu yaparken ne bir sıkılma ne bir daralma ne de bir ders alıyormuş tadı alıyorsunuz. oyun size sadece bir gezinti temenni eder gibi dolaştırıyor karakterlerin etrafında, sadece bir gezinti, hepsi bu, sonrasında ne çıkartırsın ne düşünürsün bunlar sana kalmış. Adından da anlaşılacağı üzere kardeşlerin hikâyesi bu, birde baba var tabi her ne kadar baba desek de siz bakmayın tam olarak babalık gereklerini yapmayan bir baba, kardeşlerden biri babası gibi kadın düşkünü, bir diğeri nihilist, en küçük kardeş ise dini bütün bir insan, bir kardeş daha var esasında ama o gayrimeşru bir çocuk, fakat hikâyede yeri çok büyük.
Bu değerli ve nitelikli romanı oyunlaştırılmış biçimiyle sahneye koyan Emre Tandoğan; Dostoyevski felsefesini ve oyunun kurgusunu iyi çözümlemiş ve büyük bir başarıyla yorumlamış. Oyun içindeki çatışmalar, çelişkiler, masa devirmeler, sandalye savurmalar aşırı tepkiselliği göstermekle birlikte karakterlerin içsel duyumlarını dışa vurması açısından başarılı.
Gelelim oyunculara oyunculuk açısından bakıldığında, bu kapsamlı romandan tiyatroya uyarlanışındaki başarının yanı sıra oyunculuk düzeyinin de o ölçüde çok başarılı olduğunu belirtmeliyim. Fyodor Pavlovoviç Karamazov karakterini Nebil sayından başkası bu kadar içten canlandıramazdı gibi geldi bana, büyük oğul Dimitri Serdar Akülker ,entelektüel İvan Onur Şenol, gizemli Alyoşa Cansu Fırıncı ve gayrimeşru oğul Smerdiyakov Anıl İnce tarafından başarı ile canlandırılmış. Gruşenka oyunun bir diğer sağlam karakteri çünkü hem babayı hem oğlunu idare ediyor dolayısı ile bu zor karakteri Ceren Demirel canlandırmış alnının akıyla işin altından kalkabilmiş , Katerina hayatında iki erkek olan bir başka kadın aslında ivana aşık ama dimitrinin peşinden koşuyor Özlet Ezgi Çelebi tarafından başarı ile canlandırılmış, bir de yüzbaşı ve yargıç var tabii ki oyunun içinde fazla görünmeyen karakter olmalarına rağmen şu an onlardan bahsetmem Harun Güzeloğlu ve Bahadır Benjamin Bingöl’ün çok iyi bir iş çıkardığını gösteriyor.
Şirin Vatan’ın müziği oyunun yapımına uygundu özenle seçilmiş çello eşliğinde izleyicileri mest etti dinlerken ve dansçılar Derya Günaydın, Canan Yıldız onlarda harikaydı özet ile Karamazov Kardeşler düşündüğünüzden çok daha büyük bir ekibin emeğiyle gerçekleşmiş. Herkes alkışı sonuna kadar hak ediyor oyun gerçekten çok başarılı olmuş, kesinlikle tavsiye ediyorum.
ESER: Dostoyevski
SAHNEYE UYARLAYANLAR: Emre Tandoğan-Elif Arman
YÖNETMEN: Emre Tandoğan
DEKOR-KOSTÜM: Elif Arman
IŞIK: Enrico Zeber
MÜZİK: Şirin Vatan, Ceyda Pirali
OYUNCULAR: Nebil Sayın(Fyodor), Cansu Fırıncı(Alyoşa), Serdar Akülker(Dimitri), Onur Şenol(İvan),