More
    Ana SayfaRÖPORTAJAtılay Uluşık İle Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Özel Bir Röportaj

    Atılay Uluşık İle Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine Özel Bir Röportaj

    Genel olarak toplum tarafından en merak edilen Oyuncu olmak için ne yapmalıyım? sorusudur. Oyuncu olmak için öncelikle oyunculuk alanında kendinizi geliştirmeniz ve yeteneklerinizi ortaya çıkarmanız gerekir. Bunun için oyunculuk eğitimi almak, çeşitli kurslara ve atölyelere katılmak, kendinize uygun bir cast ajansına kayıt olmak ve düzenli olarak rol denemeleri yapmak v.b. Ama birde halk arasında “doğuştan yetenekli” diye tabir edilen insanlar var bu tür insanlar kendisinin her alanda yetenekli olduğunu kanıtlamayı başarmış insanlardır. Röportajımızın konuğu, tam 15 yıl toplamda 459 bölüm devam eden “Bizimkiler” dizisinde Ali ile 6 yaşındayken kamera ve setler ile tanışan sonrasında yeteneğini geliştirerek sanatsal her alanda büyük bir özveri ile çalışan Atılay Uluşık. Türk tiyatro, dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı, Film-San vakfının genel sekreteri Atılay Uluşık ile siz Sanatsal Faaliyetler takipçilerine özel keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

    Çocuk Yaşta Tiyatro Ile Başlayan Oyunculuk Serüveninizden Bahsederek Sohbetimize Başlayalım?

    “1983 yılında sahne ve kamerayla “Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu” ile “TRT” için çekilecek bayram skeçleriyle henüz 6 yaşındayken tanıştım. İlerleyen süreçte gene “TRT” bünyesinde seslendirme yapmaya başladım. Rahmetle ve minnetle andığım Tülay Samurkaş seslendirme yönetmenimizdi. Bize hem ders verir, hem de ufak ufak seslendirme yaptırırdı. Bir okul oldu adeta benim için. Sonrasında özel seslendirme stüdyolarında seslendirme, Yeşilçam’ın son dönemlerinde çekilen filmlerde çocuk oyuncu, Şehir tiyatroları ve sonrasında da Bizimkilerle başlayan dizi ve sinema filmleri serüveni”.

    Babanızın TRT’de Çalışıyor Olması Size o Dönem Ne Gibi Avantajlar Ve Dezavantajlar Sundu?

    “Babam benim oyuncu olmamı hiçbir zaman istemedi ama hiç engel de olmadı”.

    Bizimkiler’In Ali’Sine Değinmessek Olmaz Çok Kısa Bundanda Söz Edermisiniz? Bu Serüven Nasıl Başladı?

    “Bizimkiler dizisi, 13 bölüm olarak planlanan ve sonrasında bitecek bir proje olarak başladı. Benim de ortaokula başladığım seneydi. Ailem biraz tedirgin oldu, okula engel olabilir düşüncesiyle ama yapımcılarımız Güner Namlı ve Umur Bugay, sadece 2 ay çekim süresi olacağı ve benim sahnelerimin okul sonrası ya da hafta sonu planlanacağı sözüyle ailemi ikna ettiler . 13 bölüm 2 ay sürecek diye başlayan serüven 15 yıl 459 bölüm devam etti. Bizimkiler dizisi, Türkiye’yi anlattığı gibi Ali’ de kendi jenerasyonumu anlatan bir karakterdi. Belki de bu yüzden çok sevildi dizi ve karakterler. Her aile Ali`de kendi çocuğunu görüyordu ”.

    “Behzat Ç”, “Doksanlar” Ve Son Dönemde Ise “Teşkilat” Dizisinde Oynadınız. Bu Dizilerdeki Karakterler Ve Oyunculuk Adına Çalışmalardan Bahsedebilir Misiniz?

    “”Behzat Ç.” dizisinin dijital platform için çekilen ilk sezonunda savcı rolündeydim. “Doksanlar” dizisinde idealist bir öğretmen ve “Teşkilat” dizisinde de mit ajanıydım. Hepsi birbirinden farklı araştırma ve öğrenme süreci gerektiren, çalışırken kendimi geliştirebildiğim çok güzel dizilerdi. Bir parçası olmaktan her zaman gurur duydum, keyifle çalıştım. Tabii “Doksanlar” dizisi de benim için farklı duyguları yaşatan bir işti. Doksanlı yıllar boyunca televizyonda “Bizimkiler” dizisiyle seyirciyle buluşurken, 2000′ li yıllarda doksanlı yılları anlatan bir nostalji dizisi olan “Doksanlar” ile izleyiciyle buluştum. Tabii çekimler sırasında diğer oyuncu arkadaşlarla bunun hakkında çok espri yaptık aramızda. “Teşkilat” ise Türk televizyon tarihinde ilk kez yapılan bir formattı. MİT’i anlatan bir dizi ve gerek yurt içi gerekse yurt dışında ülke birliğini korumak için canını ortaya koyan gerçek mit ajanlarını bir nebze olsun halkımıza anlatabildiysek kahramanlarımızı gururlandırabildiysek ne mutlu bize”.

    Bugüne Kadar Oynamadığınız Fakat Çok Fazla Oynamak İstediğiniz Bir Rol Var Mı?

    “Bugüne kadar, genelde hep iyi karakterleri canlandırdım . Bizimkilerde ailenin iyi söz dinleyen örnek oluşturabilecek oğlu, Doksanlarda öğrencileri için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır idealist bir öğretmen, Teşkilatta vatanı için çalışan bir Mit ajanı… Kötü karakteri oynamak isterim. Seyirciler içinde alışılmadık farklı bir seyir zevki olacağını düşünüyorum”.

    Film-San Vakfı Yönetim Kurulunda Görev Aldığınızı Biliyoruz. Buradaki Çalışmalardan Söz Etsek Birazda?

    “Film-San vakfı, bu işe gönül vermiş ustalarımızın 1972 yılında kurmuş oldukları bir vakıf. Benim de vakıfla tanışmam vakfın genel müdürü Kıvanç Terzioğlu ile bir festivalde tanışmamızla başladı. Onun davetiyle önce üye sonra yönetim kurulu oy birliğiyle kurucu üye oldum. Şimdi de vakfın genel sekreteriyim. Nasıl ki bizden öncekiler sektörü iyileştirmek için çalışanlar arasında birlik, beraberlik sağlamak için ve haklarımızı korumak için, taşın altına ellerini sokmuşlarsa, bizim de bu geleneği devam ettirmemiz gerekir. Sonuçta bu bir bayrak yarışı ve bizim de, bizden sonra gelenlere güzel işlere imza atmış olarak bayrağı devretmemiz lazım”.

    Bir Kızınız Olduğunu Biliyoruz. Kız Babası Olmak Nasıl Bir Duygu? Onunla Nasıl Vakit Geçiriyorsunuz?

    “Evladın kızı – erkeği olmaz derler ama bence her erkeğin bir kızı olması lazım. Kelimelerle tarif edilemeyecek bir sevgi. Genelde bütün yaramazlıkları, muzurlukları beraber yapıyoruz. Ona iyi bir yol gösterici olmaya çalışırken aynı zamanda da arkadaşı olmaya çalışıyorum”.

    Atılay Uluşık’ın Birde El Hünerleri Meşhur Diye Duyduk. Kabaktan Gece Lambaları Vs Yapıyormuşsunuz. Bunu Ticarete Dönüştürmeyi Düşünüyormusunuz?

    “Evet su kabağından lamba yapıyorum. Değişik bir hobi diyelim. Ahşapla uğraşmayı seviyorum. Bir ürün oraya çıkarmayı seviyorum ama dediğim gibi bu benim için bir hobi. İşi ticarete dünüştürürsem maliyeti hesaplama, müşteriye ulaşma, kar elde etme gibi farklı gerçek hayata dönük konuları düşünmem gerekir. Halbuki ben bunu gerçek hayattan uzaklaşma, sadece kendime zaman ayırma ve zamanımı güzel bir ürün ortaya çıkartma olarak görüyorum. Bir çeşit meditasyon benim için”.

    Peki Atılay Uluışık Yeniden Tiyatro’da Sevenleriyle Buluşacak Mı? Bundan Sonraki Hedefleriniz Neler?

    “Tiyatro yapmayı çok isterim ama hem dizi setleri, hem de tiyatro çalışma saatlerinden dolayı pek mümkün olmuyor”.

    Ekranlarda Sizin Gibi Değerli Oyuncuların Olması Gerekiyor Bu Aralar Sizi Göremiyoruz. Bir Nedeni Var Mı?

    “Özel bir nedeni yok. Teşkilat dizisinden ayrıldıktan sonra gelen teklifler oldu. Bazı işlerin başlama tarihi ertelendi, diğerleriyle de ortak bir zeminde buluşamadık. Menajerim de bana uygun olabilecek işlerle ilgili görüşmeleri yapıyor. Yakın bir zamanda tekrar seyircilerle buluşucaz gibi gözüküyor ama şimdilik detaylar bende kalsın”.

    Geleceğe Dair Planlarınızı Alarak Röportajımızı Sonlandıralım Ve Teşekkür Edelim Size. Atılay Uluışık’ı Bundan Sonra Ne Bekliyor?

    “Oyunculuk benim tutkuyla bağlı olduğum bir iş. Setleri, set ortamında olmayı seviyorum. Eğer o gün setim varsa sabah mutlu uyanıyorum. Sonuçta 6 yaşından beri bulunduğum bir ortam. O yüzden imkanlar izin verdiği sürece bu mesleği sürdürmek istiyorum. Bizim işte geleceğe yönelik planlar yapmak pek mümkün değil. 13 bölüm diye başlayan bir iş 15 sene sürüyor, büyük emeklerle, umutlarla hazırlanılan bir iş 4. Bölümde yayından kalkabiliyor. O yüzden çıtayı düşürmeden, kaliteden taviz vermeden başka projelerle izleyicinin karşısında olabilirsem ne mutlu bana”.

    Şu an bu röportajı Sanatsal Faaliyetler Takipçilerine ulaştıran Basın Pr Uzmanı Derya Özgören’e teşekkür ediyorum.

    Genel Yayın Yönetmeni : Murat Karakaş








    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz