Volkan Severcan ile Bora Severcan’ın kurucusu olduğu Tiyatro Sahnekarlar’ın yeni oyunu ‘Vişne Bahçesi’ isimli Tiyatro oyunu dün akşam Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde Tiyatro severler ile buluştu. Sanatsal Faaliyetler olarak biz de oradaydık.
Oyunun yazarı, kendi adını taşıdığı Çehov tarzı modern öykücülüğün kurucusu ve öncüsü. Rus ihtilal öncesi ruhsal çöküntüler yaşayan soylu ve aydın kesimin iç dünyasını eserlerinde başarılı şekilde yansıtan genellikle gerçekçi temalara dokunan oyunlar yazan Rus Edebiyatında ilk 10’a adını yazdırmış Anton Pavloviç Çehov. Çeviri ise Çağdaş Rus tiyatro yazarları, sanat yönetmenleri, rejisörler ve oyuncularla dostluklar ve sanatsal ilişkiler kuran Belgi Paksoy’a ait.
Anton Çehov, bana göre Rus edebiyatında her zaman parlak bir yıldız olmayı başarmış. Yazmış olduğu öyküler her zaman eserlerini takip edenleri büyüleyen. Esprili, zeki, hem komik hem de hüzünlü ve insan psikolojisine dair parlak fikirleri olan bir yazar.
Oyuncu kadrosunda; Gülen Karaman, Volkan Severcan, Özdemir Çiftçioğlu, Erhan Yazıcıoğlu, Güneş Emir, Sefa Zengin, Emin And, Sercan Gidişoğlu, Gülçin Gülrek, Yiğit Yapıcı, Bensu Begoviç, Deniz Bice, Murat Değirmenci, Yiğit Özer’in yer aldığı oyunun yönetmenliğini Bora Severcan üstleniyor.
Konusu : Beş yıllık Fransa macerasından sonra köklerine dönen aristokrat bir aile. Kendilerine miras kalan servetlerini tüketmek dışında bir çabası olmayan bu insanlar, değişen dünya düzeninde ellerinde kalan tek şeye, vişne bahçesine hapsolmuşlardır. Ne var ki kendilerine kalan tek övüntüleri de borçları sebebiyle, açık artırmada satılığa çıkartılacaktır. Zamana uyum sağlayıp devam etmek için tek bir şart vardır. Şimdiki zamanı yaşamak için, geçmişin bedelini ödeyecekler midir yoksa en iyi bildikleri şeyi yapmaya devam mı edeceklerdir?
‘Vişne Bahçesi’ isimli oyundaki Öykünün, 19. yüzyılın ortalarında serfliğin (Toprak Köleliği) kaldırılmasından sonra orta sınıfın yükselişi ve aristokrasinin gücünün gerilemesi de dahil olmak üzere, 20. yüzyılın başında Rusya’daki sosyo – ekonomik güçleri dramatize ettiğini. Rus aristokrasisinin çöküşü, nakit sıkıntısı çeken ailelerin bıraktığı boşlukları doldurmak için yükselen işçi sınıfı üzerindeki etkileri ve bu değişikliklerin yaydığı komplikasyonlar, yani içine çekilenlerin sosyal yetersizlikleri hakkında harika bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Bu oyunu izlemek ve sizler için yorumluyor olmak benim için büyük bir keyif.
Geneline baktığımızda oyunun dekorunu (Meltem Severcan) ve ışık sistemini (Yüksel Aymaz) ve Müziklerini (Murat Kodallı) mükemmel buldum diyebilirim, kendilerini huzurunuzda tebrik etmek istiyorum. Rejiden devam etmek istiyorum daha önce de yönettiği oyunlara giderek gözlemleme şansı bulduğumdan dolayı rahatlıkla söylüyorum. Bizlere iyi bir oyun seyrettirmek için daima aynı gayreti ve çabayı gösteren bir yönetmen Bora Severcan. Oyun içindeki karakterlerin tümü ile beraber oyunun bütününü bence zekice bir o kadar ince işlemiş ve oldukça başarılı bir şekilde sahnelemiş. Oyunculara canlandırdıkları karakterlerin iç dünyalarının seyirciye aktarımındaki önemini benimsetmiş.
Oyunculuklardan da kısaca bahsedelim. Zaten hepsi ne kadar uyumlu ve güzel bir performans sergilediklerini bize kanıtladılar. Yaklaşık iki saat boyunca sahneden ayrılmayacağınızı garanti edebileceğim performanslar sergilediler. Rus edebiyatına ilgi duyan, duymayan herkesin izleyebileceği aynı zamanda. Rahatça dile getirebilirim ki Kusursuz ve gerçek bir klasik olmaya aday bir oyun.
Bu yıl Tiyatroya ve sanata doyalım haydi not alın ve ilk fırsatta gidip izleyin.
Genel Yayın Editörü : Murat Karakaş
