More
    Ana SayfaTİYATROAsrın yarası olan ırkçılığı ele alıyor bu hikaye "Ruki" tiyatro oyunu yorumu

    Asrın yarası olan ırkçılığı ele alıyor bu hikaye “Ruki” tiyatro oyunu yorumu

    22 mart perşembe akşamı DC Kozmos Sanat Akademisi’nde Reha Özcan performansı ile Ruki isimli oyunu izledim.

    Yoruma geçmeden önce DC Kozmos Sanat Akademisi hakkında bir kaç cümle yazayım istiyorum öncelikle…

    Aradığınız sıcaklığı, ilgiyi, içtenliği, hızlı servisi ve lezzeti bulacağınız harika bir mekan olduğunu söyleyebilirim.

    Müthiş dekoru ile Beşiktaş’a renk katmış olan bu mekanda aynı zamanda sanata dair çalışmalar bulunmakta Diksiyon, Kamera Önü, Oyunculuk, Seslendirme, Sunuculuk, Spikerlik, Tiyatro Eğitimleri vb. Dc Kozmos Uzman Eğitimciler tarafından Verilmekte sahibi Mehmet Şahin çok ilgili ve güler yüzlü bir insan.

    Ruki

    Yazan: Rike Reinigie Çeviri: Dr. Phill Gülen İpek Abalı
    Yönetmen: Reha Özcan
    Yön. Yrd.: Ayşegül Hardern
    Müzik: Serkan Alkan
    Koreografi: Sibel Sürel
    Işık Tasarım: Hakan Hafızoğlu
    Video Görsel: Erdem Çörekçi
    Afiş Tasarım: Serkan Mumcuoğlu
    Proje Asistanı: Ahmet Şen/ Nedim Gürhan
    Işık/Ses Operatör: Melis Karaman/Uğur Hafızoğlu
    Yapım Asistanı: Yasin Arman
    Tanıtım Video: Emre Sökmen

    Geçelim yoruma;

    Irkçı eğilim işsizlik, toplumsal adaletsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik gibi bir çok şeyin sorumlusu olarak, dışarıdan geleni, kendine benzemeyeni yani yabancı olanı sorumlu tutar. Her türlü yabancıya verilen bu refleks, beraberinde çok ciddi ayrımcılık ve insan hakları ihlallerine varan eylemler doğurur.

    Ruki isimli oyun ırkçılıkla ilgili yazılmış, anlatılmış en temiz metinlerden biri onu başta söyleyebilirim izleyen herkes gibi. Yazar Rike Reinigier ‘in kaleme aldığı oyunun Türkçeye çevirisini Dr. Phill Gülen İpek Abalı yapmış.

    Kerem Kuraner’in yapımcılığını üstlendiği oyunun müzik tasarımını Serkan Alkan, Koroegrafisini ise Sibel Sürel üstlenmiş.

    Aynı zamanda oyunun oyuncusu olan Reha Özcan yönetiyor.

    Konusundan fazla bahsetmeyeceğim çünkü sürpriz finalle veda ediyor sadece şunu söyleyebilirim. Oyun, 1907-1944 yılları arasında Almanya’da yaşayan ve 1933’te Almanya yarı ağır siklet boks şampiyonu olan Yahudi boksör Johann ‘Rukeli’ Trollmann’ın hikâyesini, en yakın arkadaşının ağzından, hem acılı hem de neşeli bir yolla anlatıyor. Aslında bu, çingene Boksör Ruki’nin hikâyesi olduğu kadar bize Ruki’yi anlatan arkadaşı Hans’ın da hikâyesi Hans anlatıyor, ailesiyle, komşularıyla, hemşerileriyle, en çok da Ruki’yle ilgili hatıralarını, unutmak istediği, unutmayı öğrenmeye çalıştığı hatıralarını, yaralarını, yaraladıklarını.

    Yaklaşık bir saatlik yoğun tempo ile anlatımı, düşmemesi gereken tansiyonu ve Reha Özcan üzerine yüklenen sorumluluğu ile  zor bir oyun. Karanlık bir sahnede fener eşliğinde başlayan oyunda. Işık ve dekor ile bir bütün gibi hareket eden usta oyuncu; çok abartılı olmayan sade ve sıkmayan bir anlatım ile sahnede en iyisini seyirciye aktarmaya çalıştı. Performansı inandırıcı ve başarılıydı sahnede yalnız değildi. Kendi bedenini, repliklerini, sahneyi, salonu ve hatta seyirciyi kullanışı o kadar benzersiz ve görülmeye değer bence.

    Ve oyun sonrasında seyirciden tam not aldı. Teşekkürler değerli abim Reha Özcan küçük ve sıcacık bir mekanda bize çok şey kattığın için.

    Genel Yayın Editörü : MURAT KARAKAŞ

     

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Yeni İçerikler